Serbestsiniz traducir español
374 traducción paralela
Gitmekte serbestsiniz.
Puede hacerlo.
Serbestsiniz.
Ustedes libres.
Bayan Novotny, gitmekte serbestsiniz.
Srta. Novotny, es libre de irse.
- Serbestsiniz.
- Sí, está libre.
Serbestsiniz, nikâh kıyıldı artık.
y ellos ya se han unido en matrimonio. ¿ Estoy bebido?
İkiniz de bu konuda tanıklık için serbestsiniz.
Ambos podrán certificar a su favor.
Michael William Logan, serbestsiniz.
Michael William Logan, usted queda en libertad.
Onun dışında, gitmekte serbestsiniz, Dr. Meacham.
Por lo demás, puede irse libremente.
Serbestsiniz!
¡ Rompan filas!
Serbestsiniz.
Clase finalizada.
Bunu şimdi göndermeğe hazırsanız, Cuma Saat 10 : 00'a değin gitmekte serbestsiniz.
Si Ud esta preparado para aportar la fianza ahora, sera libre hasta el viernes a las 10 : 00
Size satacak herkesten yiyecek almakta serbestsiniz.
Es libre de comprar a cualquiera que quiera venderle.
Serbestsiniz.
Está libre.
Hepiniz gitmekte serbestsiniz.
Jawhol. Pueden irse, quedan libres.
Gidin, serbestsiniz!
¡ Vamos, sois libres!
İnanıp inanmamakta serbestsiniz. Sabine Jules'dendi.
- Piense lo que quiera.
... sonra istediğinizi yapmakta serbestsiniz.
Y luego le dejaremos que meta la pata.
- Serbestsiniz.
- Es libre de irse.
İniş için serbestsiniz.
Todo despejado para aterrizar.
Reddetmekte serbestsiniz.
Tiene todo el derecho a rechazarla.
Şimdi, bir şikâyetiniz varsa komutanı görmekte serbestsiniz.
Si tienen alguna queja, pueden ir a ver al Comandante.
Serbestsiniz.
Estás libre.
Bu arada, başka birilerini aramakta serbestsiniz. Böylesi adil olur.
Tenéis derecho a buscar a otro para el trabajo mientras pienso en ello.
- Serbestsiniz, Bay Alden.
- Queda relevado, Sr. Alden.
- Artık serbestsiniz.
Vamos, usted es libre.
Korbomite'a sahip olduğunuzu anlarsak serbestsiniz.
Evitaremos su destrucción si tenemos pruebas de su corbomita.
Gemiye geri dönmek için serbestsiniz.
Podéis regresar a la nave.
Ve orada cehalet ve pis kokular içinde altın çağı getirmek için üzerinize düşeni yapmakta serbestsiniz hepinizin aynı eski kirli işleri göreceği o çağı.
Es ahí abajo, en la ignorancia y el hedor que les permiten hacer su pequeño papel para alcanzar la edad dorada en la cual todos ustedes harán el mismo trabajo sucio.
Serbestsiniz!
Ustedes son libres.
Her şeyi yapmakta serbestsiniz.
¡ Los gastos van por parte del estado...!
Oraya gidip askerlere katılmakta serbestsiniz.
Es libre de irse y unirse a los soldados.
Burada işler size çok zor gelirse..... Florida'ya gitmekte serbestsiniz.
Si esto os parece muy duro, podéis huir a Florida.
O yüzden gitmekte serbestsiniz.
Es libre de irse.
O kapıya ulaşırsanız serbestsiniz, kaderiniz albayın nişancılığına bağlı.
Alcance la puerta y será un hombre libre, si supera la puntería del Coronel.
Serbestsiniz!
¡ Toque de queda!
Maymun.. .. yani, Bay Smith.. -.. artık serbestsiniz.
Monkey, es decir, señor Schmidt, queda en libertad.
Gidebilirsiniz. Serbestsiniz.
¡ Ahuequen el ala!
Yüzbaşı, serbestsiniz.
Capitán, retírese.
Oh, görüyorum ki, serbestsiniz, efendim.
Veo que está disponible, señor.
Kefaletle serbestsiniz.
Fianza ininterrumpida.
Şimdi serbestsiniz.
Queda liberada.
- Ama tabii ki, istediğinizi düşünmekte serbestsiniz.
Bueno, por supuesto, tiene derecho a opinar.
Para kazanmak asıl meselemiz. Neden demiyor çıkıp da biri "artık serbestsiniz?"
Nuestro jefe sólo busca ganar dinero, ¿ porqué no puede alguien liberarnos?
Peki, peki. Bay Keogh, Bayan Van Niekirk ve başkan yardımcısı Twala serbestsiniz.
Entonces, Sr. Keogh, Sra. Van Niekirk y vice presidente Twala son libres.
Sonunda hepiniz serbestsiniz.
están todos libres.
eğer onu yenebilirseniz....... serbestsiniz!
Si podeis ganarle... os dejaré libres
Kalkış için serbestsiniz, kaptan.
Puede despegar, capitán.
Denemekte serbestsiniz, bayım.
Pues inténtelo, señor.
Aranızda onu yakalamak isteyen varsa gitmekte serbestsiniz ;
Quizá hay alguno de ustedes que quiera ir a encontrarse con él.
İşte serbestsiniz.
Bueno, sois libre.
Gitmekte serbestsiniz.
Son libres de irse.