English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ S ] / Serie

Serie traducir español

11,496 traducción paralela
Bildiğimiz seri katillere benzemiyor değil mi?
Esto no es uno de los típicos asesinos en serie, ¿ verdad?
"Damnatio Memoriae daha sonra 1598 yılında Şeytan Terzi olarak bilinen bir seri katil için kullanılmış."
" Damnatio Memoriae, fue usado más tarde en un asesino en serie en 1598, conocido como Sastre Demonio.
Hayatın evrelerden oluştuğunu bilirlerdi.
Sabía que la vida es una serie de fases.
Kyle Slade, ölümsüz olduğuna inanan 1974-75 yılları arasında en az 12 insanın öldürüp parçalamaktan sorumlu bir seri katilmiş.
Este hombre, Kyle Slade, se creía que era el Inmortal, un asesino en serie responsable del asesinato y desmembramiento de al menos 12 personas entre 1974 y 1975.
İki tane mürekkep yalamış hanımevladını seri katil enselemeye yanımda götüremem.
No podemos tener a un par de chupatintas de mierda andando pegados en la detención de un asesino en serie.
- seri katil hakkında. Doğru.
- Sobre ese asesino en serie.
Bunun arkasında bu dönemleri nelerdir?
- Una serie de T.V. - ¿ Qué significan los signos?
It da bir film.
Fue una serie de T.V.
Evet ama seri öldürme ona göre değil.
Sí, pero cometer asesinatos en serie no lo es.
Ben doktora tezimi sosyal patolojinin seri katillerle... -... olan bağlantısı üzerine yazmıştım.
Hice mi tesis doctoral de sociopatología sobre asesinos en serie.
Sıkıcı ve eski kasabanızı rahatsız eden... -... birtakım cinayetleri araştırıyoruz.
Estamos aquí para investigar los asesinatos en serie que han plagado esta apacible ciudad suya.
Ortada bir seri katil falan yok.
No hay ningún asesino en serie.
Seri cinayet ya da hayvan saldırısı.
asesinato en serie o ataque del animal.
FA-1'e göre size Glock 17 servis silahı verilmiş.
Según el Requerimiento de Autorización le fue entregada una pistola reglamentaria Glock 17, número de serie
Downton Abbey'nin tüm bölümleri ve lüks manikür seti.
Toda la serie Downton Abbey y un estuche de lujo para manicura.
NETFLIX ORİJİNAL DİZİSİ
UNA SERIE ORIGINAL DE NETFLIX
Gerekli olan şey mümkün olan en kısa sürede Papa Hazretleri'nin resmini gösteren eşyaların üretimini yapmamızı sağlayacak... kısa bir fotoğraf çekimi.
Para eso se requeriría una breve sesión de fotos, que nos permitiría empezar a fabricar de inmediato... una serie de productos con la imagen de Su Santidad :
Bu TV şovu değil ki kanka.
No es una serie, hermano.
Yani, belki de bu dizinin olayı anlamsız olmasıdır, çaktın?
O sea, tal vez ese sea el punto de la serie, que no tenga sentido, ¿ no?
Çizdiğim Percy Jackson dizileri.
La serie que hice de Percy Jackson.
Cennete Giden Hızlı Yol adında ruhsal bir topluluk. Michael Landon'ın 1980'lerde televizyonda yayınlanan ruhsal öğretilerine dayanıyor.
Una comunidad espiritual llamada Camino al cielo, basada en las enseñanzas espirituales de Michael Landon en la serie de los 80.
Karar Skonyn tanık aktarmak görünüyor - risklerin bir sürü oluşturduk.
Parece que la decisión del Marshal Skony en mover al prisionero desencadenaron una serie de riesgos inaceptables.
Bir seri katil.
Es un asesino en serie.
Anlaşılan bir manken ajansı kurmuş ve bir internet dizisi satmışsın.
¿ no, "Lucifer"? Aparentemente, has abierto una agencia de modelos, lanzado una serie online.
Eğitimini göstersene bize.
Está bien, simplemente introduzca el número de serie y mi pase... ¿ Por qué no nos muestras de su formación en la acción?
Az önce Adams / Normandie mahallesinde bir dizi silah sesi duyduk. Sağa dön, sağa, sağa, sağa.
Acabamos de escuchar una serie de disparos en el barrio de Adams / Normandie.
Yeni çetesiyle birlikte Jesse James ardı ardına başarılı tren soygunları gerçekleştirdi.
Con una nueva banda a su lado, Jesse James ha logrado con éxito una serie de golpes a trenes.
Bu sadece Christopher Pilover'ın yakasını bırakmayan sancılı olay serilerinden biriydi.
Este solo es uno de una serie de dolorosos eventos que perseguían a Christopher Plover.
Bir seri kabahatlimiz var.
Tenemos un delincuente en serie.
İki gün önce Hasina son dakika nakilleri ayarlamış, bir böbrek, iki kornea ve...
Hace dos días, Hasina facilitó una serie de transplantes de última hora, un riñón, dos córneas...
Aslında bir dizi sorun var da hepsi bir araya geldiğinde bir tutarsızlık yaratıyor.
Actualmente, una serie de hechos, los cuales, al ponerlos juntos, crean una paradoja.
Aslında senden biraz kan alıp farelerle senin aynı dizilişe sahip olduğundan emin olmak adına birkaç test yapmak isterim.
En realidad, me gustaría a dibujar un poco de sangre de usted Y ejecutar una rápida serie de pruebas Para asegurar que usted y las ratas son todos alineados.
Bu uyarlamada gerçek olaylardan esinlenilmiştir.
Esta serie se basa en hechos reales.
Escobar'a sadık olmanın bedelinin kafana kurşun yemek olduğunu herkes bilmeli.
Que les quede bien clarito que lo único que deja serie fiel a Pablo es una bala en la cabeza.
Topluca dikilen takım elbiselerde kullanılan türden değil.
No es del tipo que se utiliza en las chaquetas fabricadas en serie.
Bahsettiğim şey sıradan takılmaların ciddi bir ilişkiye geçtiği nokta.
Cuando una serie de encuentros casuales se convierten en una relación.
Yasak ilk olarak, şehir çapında yaşanan bir dizi terör olaylarının ardından...
El toque de queda fue impuesto tras una serie de ataques terroristas por toda la ciudad...
Emrimle her ikiniz de sırayla silahınızı boşaltacaksınız.
A mi orden, cada uno descargará sus pistolas en serie.
Böyle karmaşık bir dizi olay ve talihsizlikler.
Es una serie tan complicada de acontecimientos y desgracias.
Shameless'ta bir bolum daha kacirdiniz ve biz simdi... Kiclarinizi kaldirip lanet olasi televizyonu izlemeyecek kadar tembel oldugunuzdan sovdan bu bolumu ayirmak zorunda kaldik.
¿ Te perdiste otro episodio de Shameless, y ahora tenemos que desperdiciar el tiempo de nuestra serie para decirte qué coño te perdiste porque fuiste demasiado vago para levantar tu culo gordo y ver la puta tele?
Sonrasında birkaç tane felç geçirdi.
Seguido por una serie de convulsiones.
Bu arada, şu serserinin aldığı uydu telefonunun üzerinde, devlete ait seri numarası var.
Además, el teléfono satelital que el matón trajo, tiene un número de serie del gobierno.
Son birkaç aydır Rusya ve Avrupa'da baş gösteren gizemli ölümlerin ardı arkası kesilecek gibi gözükmüyor.
La serie de muertes inexplicables en Rusia y Europa no dejan de incrementar.
Çünkü benim Dünya'mda Hunter Zolomon, seri katil olarak hüküm giymiş birisiydi.
Si, ¿ por qué? Bueno, porque en mi tierra, Hunter Zolomon era un asesino en serie condenado.
Benim Dünya'mdaki insanlar arasında seri katiller, anomali olarak görünür. Birçok medyanın gözü bunun üzerindeydi.
Y la gente de mi tierra... en mi tierra, los asesinos en serie son una anomalía, por lo que una gran cantidad de atención de los medios para ello.
ÜNLÜ SERİ KATİL YAKALANDI
Famoso asesino en serie COGIDO!
13 Temmuz sabahı için belirginleştirilmiş bir giriş göreceksiniz. Bu giriş, November Mike 8494748 seri numaralı söz konusu Glock 17'nindir.
Verán un registro marcado en la mañana del 13 de julio, relativa a la susodicha Glock 17, número de serie November Mike 8-4-9-4-7-4-8.
ballıpuding - @ ballipuding
UNA SERIE ORIGINAL DE NETFLIX
Kumaş dikkatimi çekiyor.
No es del tipo que se utiliza en las chaquetas fabricadas en serie.
Onurlu hakim Thomas vancleeve'in. Doktor, şimdi benim anlayışım Açılış konuşması yapmak istediğinizden
Doctora, según tengo entendido a usted le gustaría hacer una declaración abierta antes de que procedamos con una serie de preguntas referentes a su caso.
SCS-9 görev amacıyla teslim edilen bir ateşli silahtır.
El SCS-9 es un arma de fuego reglamentaria, una pistola Glock 17, con número de serie...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]