Souffle traducir español
220 traducción paralela
Dr. Müller'e, patates suflenizin tarifini bana verebileceğinizi söyledim. - Evet, evet.
Me tomé la libertad de prometerle al Dr. Muller que le daría la receta de su souffle de patatas.
Çroissant, Souffle, Escargot ve Çhocolate Mousse.
Souffle ´, Escargot... y Mousse de Chocolate.
Bir Godard filmi. Adı "A bout de souffle", "Nefessiz" idi.
De Godard. "À bout de souffle." Al final de la escapada.
Sülün, süfle ya da benzeri bir şey yapamam ama makarna ve köfte yapabilirim.
Bueno, no hago faisán o soufflé ni nada de eso, pero... Puedo manejarme con espaguetis y albóndigas.
- Peynir. Ya da sufle?
- Queso. ¿ Un soufflé tal vez?
Sufle olmadan da kafam yeterince karışık.
Ya tengo bastante en la cabeza sin soufflé.
Ve şimdi, mesdames et messieurs..... soufflé dersini ne kadar iyi öğrendiğinizi göreceğiz.
Y ahora, mes dames et messieurs, veremos cómo han aprendido la lección del suflé.
Soufflé neşeli olmalıdır.
El suflé debe ser alegre.
Mutlu bir aşık soufflé'yi yakar.
Una mujer felizmente enamorada, quema el suflé.
"Buraya soufflé dersi için gelmiş ama..... beni o kadar sevdi ki, balık dersine de kaldı."
"Vino aquí para un curso de perfeccionamiento de suflés y le gusté tanto que decidió quedarse para el de pescados".
Tatlı olarak soufflé ister misin?
¿ Le gustaría un suflé como postre?
Bertha, sufleyi getirebilirsin.
Bertha, puedes servir el soufflé.
Balıklı sufle var.
Es soufflé de pescado.
Umurumda değil.
Siempre lo mismo. Pescado o soufflé, día tras día.
Bu gece sufle yiyecek bu malzemeyle birlikte.
- ¿ El ingrediente? - El ingrediente. Para condimentar el soufflé.
Rosalie Teyze, tadına baktığında meleklerin arasına katılacak.
Esta noche comerá soufflé... con este ingrediente extra.
Artık yeni bir adı var. Adı "Soufflé à la glace."
En ese caso, sírveme más.
"Soufflé à la glace."
Sabes, habrá una sorpresa para ti en la cena.
Eski yumurta yemeği diyorsun yani?
Tiene un nombre nuevo. Se llama "Soufflé à la glace".
Sana kraliyet yemeği hazırlayamazdım, değil mi?
Soufflé à la glace.
Ama bana kalırsa... karaborsadan alınan yumurtalar ve çikolatalı sufle ona iyi gelir.
Pero creo que el soufflé de chocolate con huevos del mercado negro... -...
Willard, Bayan Flint için Senegal kreması, Diane bifteği, patatesli sufle çikolata soslu profiterol ve bir şişe de La Tache açın.
Y, Willard, la señora Flint tomará la crème Senegalese, el filete Diane pommes soufflé, profiteroles con salsa de chocolate y abra una botella de La Tache.
- Fazla aydınlatma... - Böyle iyi.
- El soufflé necesita la cocción justa.
Buna sufle fungi diyoruz.
- Se llama soufflé de fungi.
Bilirsin, önemli şeyler sufle pişirmek veya bir papyon seçmek veya yatak odası için duvar kağıdı bulmak gibi.
Cosas importantes como hornear un soufflé, elegir una corbata. O el papel de pared del cuarto.
Ben mutfakta suflemin yumurtalarını çırparken yiyeceğim.
Me llevaré mi plato para comérmelo mientras bato los huevos del soufflé.
Suflem kabarmış mı bir bakayım.
Tengo que ir a ver si mi soufflé ha empezado a subir.
Her yemekte sufle yemelerini mi istiyorsunuz?
¿ Quieren tomar soufflé en cada comida, y cruasanes?
Tıpkı ilk suflesini yaptığı günkü gibi.
Como cuando hizo su primer soufflé.
Çabuk. Jumbo kendini suflenin içinde bulacak, Beryl.
Jumbo acabará en el soufflé, Beryl.
Görünüşe göre, akşam yemeğinde direksiyon suflesi var.
Parece que tenemos soufflé de neumático para cenar.
Sufle beklemez.
El soufflé no puede esperar.
- Sufle.
- Soufflé.
Sufle.
Soufflé.
Sufle sufle demekmiş.
Soufflé significa... "Soufflé".
Sen sufle mi istiyordun?
Quieres soufflé?
Karıma peynirli sufle lütfen
Mi femme quisiera ordenar el soufflé fromage.
- Ispanak suflesi.
- Es un soufflé de espinacas.
Tatlı olarak da çikolatalı sufle.
Ah, y decirles que quiero stand número cinco, chill su mejor champán, sí, y pedir un soufflé de chocolate para el postre.
İlk olarak beni etkilemek için zarif bir sufle sipariş etmeni. En sevdiğin tatlının donmuş Snicker olduğunu biliyorum.
Bueno, para empezar, me resulta encantador que usted trate de impresionarme por pedir un elegante soufflé, cuando sé perfectamente que su postre favorito se congela Snicker bares.
Bir çeşit tatlı.
Un'soufflé'.
Meşhur çukulatalı suflem!
mi famoso soufflé de chocolate.
Dua et de, o sufle iyi kabarsın!
Es mejor que ese soufflé esté más esponjoso que el demonio.
Muhallebi biraz ekşiydi ama sufle daha da uyduruktu.
La rémoulade estaba mala pero el soufflé estaba exquisito.
- Domates suflesi var.
Ves, tenemos soufflé de tomate.
Bu suflenin tarifi ailemize özgüdür. Sufle mi?
El soufflé es de una vieja receta de familia.
Demek sufle bu.
¡ Así que esto es un soufflé!
Büftek, beynirli sufle
Pruebe usted el soufflé
Bana Marilyn verdi, çünkü bu haftasonu kilisedeki yemek için mısırlı ve yeşil biberli kek yapacağım.
Marilyn me lo dio para un soufflé de maíz con jalapeño... para la cena de la iglesia.
- Öyle. makarna yapıcı, mutfak robotu, sufle tenceresi.
Gracias. Una máquina de hacer pasta, un libro, una fuente para soufflé.
Peyton bu akşam çikolatalı sufle yapacak.
Peyton está haciendo un "soufflé" de chocolate.