Spencer traducir español
4,412 traducción paralela
Spencer, ben uyuşturucu ve alkol bağımlısı danışmanıyım.
Soy terapeuta especializado en abusos de alcohol y drogas.
Spencer, bak, annene eşyalarını verdikten sonra seni dinlemek konusunda daha hevesli olabilir.
Spencer sé que tu mamá estaría más dispuesta a escucharte si le entregas tus cosas.
Hâlâ Spencer'a gidecek miyiz?
¿ Aún iremos a casa de Spencer?
Hoşça kal, Spencer.
Nos vemos, Spencer.
Alaylı konuşmanın şimdi sırası değil, Spencer.
El sarcasmo pasó de moda, Spencer. ¿ Quieres probar con otro tono?
- Spencer. Neler oluyor böyle?
Spencer.
Spencer'layım.
Hola. Estoy con Spencer.
- Spencer.
Spencer.
Eddie, sana telefon var. - Seni görmek güzel, Spencer.
Eddie, tienes una llamada.
Spencer'a söyledin mi?
¡ Dios mío! ¿ se lo has dicho a Spencer?
Bugün Spencer konuştu onunla.
Spencer ha hablado con él hoy.
- İyi de niye Spencer yerine sana bıraksın? A değildi.
Vale, pero ¿ por qué dartelo a ti en lugar de a Spencer?
Oyum Spencer'a.
Una de nosotras tiene que entrar ahí. Voto por Spencer.
Kafede Spencer'layım. Öğlene doğru gelirim.
Estoy con Spencer en el Brew.
- Spencer!
- ¡ Spencer!
Gelmene sevindim, Spencer. Niye?
- Me alegro de que estés aquí, Spencer.
Adım adım gidelim, Spencer.
No nos adelantemos, Spencer.
Benimle uğraşanın Spencer olduğunu düşünmenle mi ilgili?
¿ Esto trata de que piensas que Spencer me amenaza?
Sabret, Spencer.
Espera a eso, Spencer.
Toby'de ne bulduğunu anlıyorum, Spencer.
Sé lo que ves en Toby, Spencer.
Geçen hafta birkaç günlüğüne Spencer burada yoktu dediniz.
Dijiste que Spencer se había ido por unos días hace pocas semanas.
Kızların telefonu ve Spencer'ın arabası için GPS izleme izni aldım.
Conseguí la orden para rastrear el GPS de los teléfonos y el auto de Spencer.
Londra'da erkek arkadaşına rastladım. Spencer'ın beni özlediğini söyleyince eve dönmeye karar verdim.
Así que cuando me encontré con su novio en Londres, y él me dijo que ella me extrañaba, decidí volver a casa.
Spencer'ın kayıp olması onu yeterince endişelendirdi.
Ya tiene suficiente de que preocuparse con la desaparición de Spencer.
Spencer ile ilgili olmadığına emin misiniz?
¿ Estás seguro que no fue en relación con Spencer?
Spencer'ı bulmaya çalışıyorsunuz sanıyordum, suçlamaya değil.
Pensé que esto era sobre encontrar a Spencer, no de acusarla de algo.
Spencer'ın düzensiz davranışları ve tüm öfke patlamaları.
Con el comportamiento errático de Spencer y su ataques violentos.
Spencer'ın GPS'ini belirledik.
Tenemos un asegurado el GPS de Spencer.
Polis Spencer ile ilgili sivri sorular soruyor.
La policía está haciendo preguntas directas sobre Spencer.
Spencer'ın yine başladığını anlattı.
Me contó sobre la recaída de Spencer.
Baba, sence Spencer mı yaptı?
Papá, ¿ crees que ella lo hizo?
Sence o kızı Spencer mı öldürdü?
Crees que Spencer mató a esa chica.
- Bitti, Spencer.
Terminó, Spencer.
- Haddini aşıyorsun, Spencer.
Estás fuera de lugar, Spencer. ¿ Lo estoy?
- Spencer, bekle!
- Spencer, Spencer, ¡ espera!
Spencer, yüzüme bak.
Spencer, mírame.
Sen değildin, Spencer.
No fuiste tú, Spencer.
Baba, o kızı Spencer öldürmedi.
Papá, Spencer no mató a esa chica.
Çünkü Shawn Spencer'in, bu ben oluyorum Profesör Bob Stein veya onun sahtekarlar kongresine ihtiyacı yok.
Porque Shawn Spencer... Eso soy yo... ¡ No necesita al profesor Bob Stein o su convención de fraudes!
Shawn, Shawn Spencer.
Shawn, Shawn Spencer.
Shawn Spencer çağı başlasın.
Dejen que la era de Shawn Spencer comience.
Bay Spencer, lütfen diğer panel katılımcısına merhaba deyin.
Señor Spencer, por favor diga hola a nuestros panelistas.
Pekala, Spencer.
De acuerdo, Spencer.
Sonra da o cadıya saçının bir buklesini sunmak isteyebilirsin ve Spencer'le muazzam şekilde sonlandırırsın.
Entonces es posible que desees dar una ofrenda a la bruja... sólo un mechón de tu cabello... y terminar fuerte con Spencer.
Hayalet detektörü, Shawn.
Detector Spencer, Shawn.
Harika iş çıkardın, Spencer.
Buen trabajo, Spencer.
Tamam, ama Spencer, ne şakalarına ne de saçmalıklarına zamanım yok.
Si, pero Spencer, no tengo tiempo para tus payasadas ni tus travesuras.
Tam şu anda, işleri doğuştan yetenekli medyumumuz Bay Shawn Spencer'e devretmek istiyorum.
En este momento, me gustaría dejar las cosas a nuestro gran talento psíquico, Mr. Shawn Spencer.
Spencer?
¿ Spencer?
Spencer.
Spencer.
Ne yaptın, Spencer?
¿ Qué cosa, Spencer?