Sprinkles traducir español
67 traducción paralela
Sprinkles, sprinkles!
¡ Confites, confites!
Sprinkles, sprinkles...
¡ Confites, confites!
Bay Sprinkles gelmiş sevgili çocuklar.
¿ Señor Sprinkles, chicos y chicas!
- Merhaba bay Sprinkles.
¡ Hola!
Onun adı Sprinkles.
Se llama Chispita.
- Sprinkles mı?
- ¿ Chispita? Sí.
Sprinkles? Aşağıda biri mi var?
- Chispita, ¿ hay alguien allí?
O nerede, Sprinkles? Hadi.
¿ Dónde está, Chispita?
- Hadi, Sprinkles!
- Aquí, Chispita.
Buraya Sprinkles! Hadi. Üzgünüm.
- Perdón, no volveré a hacerlo.
Hadi, Sprinkles.
Ven, Chispita.
Ama çörekleri seviyorum.
- Pero es que me encantan los sprinkles.
Taneciklerim nerde?
¿ Dónde están mi sprinkles?
Dondurma sosunu gördün mü? Küçük canavarlar.
Has visto sprinkles para los pastelitos?
Biri bir şey yapmaya görsün hemen hepsi deliriveriyor.
Pequeños monstruos, ellos ven que algunos pasteles tienen sprinkles,
Sprinkles çok hasta.
Sprinkles está enfermo.
Başka kimse Sprinkles'i sormaz.
Nadie pregunta por Sprinkles.
Benim eve gidip Sprinkles'a ilaçlarını verir misin?
¿ Ir a mi casa y dar a Sprinkles sú medicina?
Sprinkles.
Sprinkles.
Sprinkles mı?
¿ Sprinkles?
Sprinkles!
Sprinkles!
Sprinkles bir kere bile kimseyi incitmedi.
Sprinkles nunca dañó un alma.
İşte bu Sprinkles.
Este es Sprinkles.
Eve gittiğimde, Sprinkles, Dwight'ın söylediği gibi derin dondurucunun içinde duruyordu.
Cuando volví a casa, el cuerpo de Sprinkles estaba en el congelador donde Dwight dijo que la dejó.
Veteriner şu an Sprinkles'ın organlarını inceleme için labaratuara götürüyor.
El veterinario esta recuperando los órganos de Sprinkles en este momento y enviándolos al laboratorio.
Onun adı Sprinkles'dı.
Se llamaba Sprinkles.
Sprinkles'ı daha toprağa bile defnetmeden, onun yerine bir kedi alabileceğimi düşünmene inanamıyorum.
No puedo creer que pensaras que podías reemplazar a Sprinkles incluso antes de enterrarla.
Ben, Sprinkles'ı istiyorum!
¡ Quiero a Sprinkles!
Gözlerine her baktığımda, karşımda Sprinkles'ın cansız bedeni beliriyor.
Cada vez que te miro en los ojos, veo el cuerpo tieso y sin vida de Sprinkles.
Sprinkles'la tanışmadınız.
No conoce a Sprinkles.
Bu, Sprinkles.
Este es Sprinkles.
-... ve Bay Sprinkles'la ben...
- y el Sr. Sprinkles y yo...
Sprinkles recently had kittens.
Sprinkles tuvo gatitos hace poco.
Gelecek sefere daha az süsleme, tamam mı, Maurice?
Menos sprinkles la próxima vez, ¿ De acuerdo, Maurice?
- Yönetmen listesine mi bakıyorsun yoksa pencereden bakıp pastanenin önündeki sırayı mı izliyorsun?
¿ Miras la lista de la DGA o miras por la ventana a la cola frente a la tienda de pastelitos Sprinkles?
Yani, biz birlikteydik sonra o Sprinkles'ı öldürdü. Biz de bitirdik ve...
Es decir, estábamos juntos y entonces mató a Sprinkles y luego lo dejamos y...
Parçacıklı fincanpastalar da var.
También hay panecillos de Sprinkles.
Göz yaşlarıma hakim oldum onun o küçücük patisini avucuma aldım dedim ki "Sprinkles -" dedim ki "Sprinkles, sen benim en iyi -"
Así que contuve mis lágrimas, Y tomé su pequeña pata en mi mano, Y dije, "Sprinkles- -"
Sprinkles ile buluşmaya ne dersin?
¿ Te gustaría acompañar a Sprinkles?
Tabii dondurma süsleri * ekstraya giriyor.
Y los sprinkles cuestan mucho más.
Sprinkles?
¿ Sprinkles?
Sprinkles, sessiz ol!
Sprinkles, ¡ cállate!
Sprinkles, gel buraya, b- -
Sprinkles, ven aca, b-- -
- Tamam. - Kapıyı çal. - Tamam.
Golpeas la puerta y preguntas por Sprinkles.
Ne istiyor?
- ¿ Qué quiere? - Sí. - Sprinkles quiere...
Hayır, afedersin. Sprinkles 5 binden fazla veremez.
Sprinkles no puede pagar más que cinco.
Sprinkles, şu kadına bir şey yapmalısın.
Sprinkles, tienes que hacer algo con esta mujer. Ella va a matarnos.
- Ne var? Sprinkles gördü. Yüzlerini görmeliydin tatlım.
Sprinkles lo vio, debiste ver la expresión de sus rostro, cariño, les encantó.
Sprinkles da çok aptalca bir isim, demek istediğimi anladın mı?
Bueno, Sprinkles es un nombre bastante estúpido también, ¿ verdad?
- Ve Sprinkles'ı iste. - Sprinkles mı?
¿ Pregunto por Sprinkles?
Sprinkles...
- Qué quiere, dímelo...