Squash traducir español
296 traducción paralela
- Tenis oynamak ister misin?
- ¿ Jugamos squash?
Duvar tenisi kortu yaptık.
Ya tenemos cancha de squash.
Duvar tenisi iyi olmuş.
Genial, la cancha de squash.
Evet, birlikte duvar tenisi oynadık.
Sí, hemos jugado al squash.
Birlikte duvar tenisi oynamaktan kötü tek şey vardır o da, yalnız oynamak.
Sólo hay una cosa peor que jugar juntos al squash... y es jugar al squash solo.
Bayan Kelly, avukatlarıma squash oyunu için para vermiyorum!
Sra. Kelly, ¡ no les pago a mis abogados para que jueguen squash!
Tenis, golf, squash oynayabilirsin.
Tenis, golf, squash...
- Squash'tan beri kimseyle seviştin mi?
¿ Ha tenido algo de sexo desde el squash? ¿ Con quién?
Squash'i başka zaman oynarız.
Podemos jugar squash en otra oportunidad.
Arada bir squash oynuyorum.
Bueno, a veces juego a squash.
- İyi squash oynuyormuşsun.
- Juegas muy bien al squash.
Eskiden beraber squash oynardık.
Solíamos jugar al squash.
Futbol kulübü, golf kulübü, tenis, squash kulübü, flora ve fauna, filateli.
Club de rugby, sociedad de golf, tenis, club de squash, flora y fauna, filatelia.
- Ama Squash onun kadın olduğunu sandı.
- Pero Squash pensó que era una mujer.
İyi akşamlar Squash.
Buenas noches, Squash.
Squash.
Squash.
Hey Squash.
Oye, Squash.
- Squash.
- Squash.
Squash için dördüncü bir kişiye, ihtiyaç var Louis.
Nos falta uno para jugar al squash, Louis.
O da,''Kabakları koklamak istiyorum, beni yalnız bırak.''dedi.
Él dijo, " Por eso quiero el olor del squash.
Duvar tenisi.
Squash.
Santa Cruz'daki Oceanside Tenis Kulübü'nde.
En el club de squash Oceanside, en Santa Cruz.
Bayan Jensen... 1983 yılının ocak ayından ekim ayına kadar...
Srta. Jensen... ¿ fue usted miembro del club de squash Oceanside de Santa Cruz... de enero a octubre de 1983?
Graves'le saat 5'teki squash maçını iptal etmeye çalış.
Intenta cancelar la partida de squash con Graves.
Kadınları seviyor, squash oynuyor ve elmasları seviyor.
Le gustan las mujeres, el squash y los diamantes.
Elmaslar, kadınlar, squash.
Diamantes, mujeres y squash.
Evet, aslında eğlenmekle meşgul değilken. Squash için yaşıyor.
Sí, cuando no está ocupado divirtiéndose, juega al squash.
Ben squash oynayacağım sen gidip anahtarı bulacaksın.
Yo juego al squash y tú a buscar la llave.
Ne kadar tatlı olduğumu söyleyen ilk kişi amatör squash oyuncusu Donald Mainstock'tu.
Creo que fue Donald Mainstock, el gran jugador amateur de squash quién señaló lo adorable que yo era.
Şimdi bir squas oyunum olsaydı, Terry, sonunda ölü bir adam olurdum.
Si jugase ahora una partida de "squash", Terry, terminaría muerto.
Erken işim olduğunu, sabah spor yapacağımı.
Les digo : "Tengo una reunión", "un juego de squash".
- Sen spor yapmazsın.
- Tú no juegas squash.
Squash'a ne dersin?
Juguemos a squash, algún día.
Jeflrey Dahmer "squash" raketi kullansaydı iyi olurdu.
Si Jeffrey Dahmer hubiera tenido una raqueta...
Squash oynamaya gidiyoruz ama, değil mi?
¿ Iremos a jugar frontón?
# Teşekkürler, ezilmiş muz Yapma, keser misin şunu?
Asante sana, squash banana
Bu bir sır. # Teşekkürler, ezilmiş muz...
Asante sana, squash banana
Eminim ki, bir spor uzmanı olarak bana, yerel medyaların Sarmaşık Ligi Squash yerlerini gündemlerine almamalarının sebebini söyleyebilirsin.
Como experto en deportes, dime, ¿ por qué ningún medio local... da los resultados de squash de la Liga Ivy?
Sonra geç akşam yemeği yiyeceğim, yatacağım ve sabah erkende squash oyunum var.
Luego cenaré tarde y me acostaré. Mañana temprano juego squash.
Sizi dolu bir mideyle squash maçına gönderemeyiz.
Oh, no podemos dejar que vaya a su juego de squash con el estómago lleno.
Buna rağmen bütün hobilerin için zaman buluyorsun duvar tenisine, makarna pişirmeye ve derin düşüncelere dalmaya?
Sin embargo encuentra tiempo para todas sus aficiones : Jugar Squash, cocinar pasta, y... ¿ la introspección contemplativa?
Kulüpte skuaş oynarken biraz fazla kaçırmış.
Se extralimitó jugando al squash.
Benim sporum oda tenisi.
Mi juego es el squash.
Squash'a geç kalacağız.
Llegaremos tarde a nuestro juego de squash.
Evliliğimi kurtarmaya çalışmam, squash maçından önemli olmalı.
Creo que mi intento por salvar mi matrimonio es más importante que un juego de squash.
Sabahları squash yapmayı herkesten çok seviyorum.
Yo disfruto un partido de squash por la mañana más que nadie.
Squash maçını kaçırmış sayılmayız.
Definitivamente hemos perdido nuestro juego de squash.
- Squash mı?
- ¿ De squash?
Squash oynayacağım.
Squash.
- Bu sabah incittim
Me lastimé esta mañana jugando squash.
Squash oynarken Maç sayısı için bir hamle yapmam gerekti
Tuve que lanzarme para salvar un punto para partido.