Stavros traducir español
211 traducción paralela
- Stavros Dayı!
¡ Tío Stavros!
Almanlar, senin ve Andrea Stavros'un başına 10.000'er mark ödül koymuş.
Los alemanes ofrecen ahora por Vd. y por Andrea Stavros 10.000 libras.
Herhalde Andrea Stavros'u yardıma çağırmak için çok geç.
Supongo que es tarde para traer a Andrea Stavros.
Büyük adam, Bay Stavros ve sen.
El formidable Sr. Stavros y Vd.
Bay Stavros, 19. Yunan Motorize Alayından Albay Stavros'dur.
El Sr. Stavros es coronel del regimiento griego motorizado no 19.
Andrea Stavros değil misin?
¿ No es Vd. Andrea Stavros?
Albay Stavros?
¿ El Coronel Stavros?
Bay Stavros.
Sr. Stavros.
Bay Stavros?
¿ Sr. Stavros?
Sorun ne, Papa Stavros?
¿ Qué ocurre, papá Stavros?
Stavros Arizona'ya taşınıyor, balıkçı teknelerini ve West Wind'i satıyor.
Stavros se muda a Arizona y va a vender el Viento del Oeste.
Papa ve Mama Stavros'un yıldönümü.
Es el aniversario de papá y mamá Stavros.
Mama ve Papa Stavros, size uzun bir ömür dilerim. Sağlığınıza.
Os deseo mucha felicidad y salud.
Papa Stavros! Ne yapıyorsun?
Papá Stavros, ¿ qué estás haciendo?
- Stavros'a ne kadar verdin? - Altı bin.
- ¿ Cuánto le ha pagado a Stavros?
- Cennet Koyu. Stavros'lar gittiğine göre evi orasıdır artık.
Es su casa ahora que Ios Stavros se han ido.
O Ermeni'yle yanyana görünme Stavros, ondan uzak dur.
Que no te vean con este armenio, Stavros, apártate de él.
- Kimse buradan ayrılmasın.
- ¡ Stavros! ¡ Stavros!
Stavros!
¡ Stavros!
Alacağım ve karşıma çıkan ilk askere saplayacağım bunu.
Lo cogeré y se lo clavaré al primer soldado que vea. Stavros.
Stavros! Ben ihtiyar bir kadınım, beni korkutamazsın.
Soy una anciana, no lograrás asustarme.
Ayakkabıların nerede?
Stavros.
Türklerin merhametinde yaşadık. Ama, Stavros, içimde her zaman onurumu sakladım.
Vivimos de la piedad de los turcos... pero, Stavros, siempre he mantenido mi honor a salvo dentro de mí.
İşime yatırmak üzere Stavros parayı getirsin ben de onu ortağım yapayım.
Que Stavros traiga dinero para mi negocio... y le haré mi socio.
Stavros, dinle.
Stavros, escucha.
Stavros Topuzoğlu.
Pase. Stavros Topouzoglou.
Stavros, Stavros...
Stavros, Stavros...
İkimiz orada otururuz, Stavros bizimle ilgilenen bir sürü kadınla birlikte.
Tú y yo nos sentaremos allí, Stavros... hay mujeres suficientes para cuidarnos.
Yalnızca seninle ben konuşuruz, Stavros çünkü kadınlarıma saygılı olmayı öğrettim.
Y sólo tú y yo hablaremos, Stavros... porque mis mujeres saben respetar.
Stavros...
Stavros...
Burası yatak odanız, Stavros.
Ésta es tu habitación, Stavros.
Stavros, buraya bak buradaki her şey birisine ait.
Stavros, todo esto... todo lo que hay aquí perteneció a alguien.
Stavros'u sıkmayı bırak.
Venga, fuera. Dejad de molestar a Stavros.
Stavros, lütfen söyleyeceklerime gücenme ama bana öyle geliyor ki sen biraz kaygılısın sanki gizli bir şey var ve sen...
Stavros, por favor, no te ofendas por lo que voy a decirte... pero me parece... que te preocupa algo... algún secreto que no puedes...
Stavros, bana ne dediğinin farkında mısın?
Stavros, ¿ qué me estás diciendo?
Stavros.... geçici bu, baba öyle dedi.
Stavros. eso no pasará, Baba me lo dijo.
Stavros, geçecek bu.
Stavros, ya te pasará.
Babama bir şey söylemeyeceğim, Stavros.
No le diré nada a mi padre, Stavros. Te esperaré.
Stavroz Topuzoğlu, müstakbel damadım.
Stavros Topouzoglo, mi futuro yerno.
Stavros, Bayan Kebabian'ın elini öpsene.
Stavros, bésale la mano a la Sra. Kebabian.
Stavros, hanıma paketler için yardımcı ol.
Stavros, ayúdala con los paquetes.
Stavros.
Oh, Stavros.
Yani, Stavros, sen gidersen, ben de giderim, ama yüzemem.
Lo digo en serio. Si te vas, yo también. Y no sé nadar.
Stavros Topuzoğlu...
Stavros Topouzoglou...
Komiser Stavros'un işi bu.
Eso es trabajo del comisario.
Stavros pasaportumu verir vermez soruşturmayı bırakacağım.
Si recupero mi pasaporte cerraré el caso.
Şüphelilerden birisin. Stavros sürekli seni gözetliyor.
Usted es todavía sospechoso y le vigilamos continuamente.
Alo? Komiser Stavros orada mı?
Está el inspector Starwoth?
Stavros.
Stavros.
Ben seninim, Stavros.
Soy tuya, Stavros.
Stavros, geliyorlar.
Stavros, ya vienen.