Stay traducir español
367 traducción paralela
# Whether you go # ( # Gitsen de # ) # Whether you stay # ( # Kalsan da # )
Tanto si te vas como si te quedas
- Del, orada kal.
Stay... permanecer allí donde se encuentre, Dell.
Herkes duvara dizilsin.
Bueno, todos ustedes! Stay todos contra la pared!
Duvarın oraya, çabuk!
Lo entiendo! Stay contra la pared! Vamos!
We cannot show ourselves. You must stay away.
No podemos mostrarnos.
Hazır kimse yokken burada biraz kalalım.
Let's stay aquí un poco, aunque nadie está aquí.
"We can jump in the water, stay drunk all the time."
"We can jump in the water, stay drunk all the time."
"All this fussing and fighting, man, you know I sure can't stay."
"All this fussing and fighting, man, you know I sure can't stay."
* Hatta beraber olsak... * * tüm hayatımız boyunca *
# Even... If we stay together # Our whole lifetime through
* Ve kalırım kalbinde *
# And I'll stay in the heart
* Beraber olsak bile * - Her an GooGoo anıdır.
# Even if we stay together
* Hatta beraber olsak... * * tüm hayatımız boyunca *
# Even if we stay together # Our whole lifetime through
Tanrı aşkına Claude, daha mayıstayız.
Por Dios, Claude, estamos sólo en Mayo.
Hit me just how much I wanted to stay around, especially with this boat and this crew.
De pronto empecé a pensar que quería vivir sobre todo en éste barco... con ustedes.
"Stay With Me, Baby" haydi.
"Stay With Me, Baby", vamos.
Tanrinin hizmetinde kaldigimiz sürece
~ As we stay in the service of the Lord
Tanrinin hizmetinde kalin.
~ Stay in the service of the Lord
You don't have togo home butyou can't stay here.
No se tienen que ir a sus casas, pero tampoco se pueden quedar acá.
# Touch and stay # Dokun ve bekle
# Toca y quédate #
İmkansızdır Altın Gibi Kalmak.
Nothing Gold Can Stay.
Bu Marshmallow Adam.
Es el "Stay Puft Marshmallow-Man"
Marshmallow Adam.
El "Sr. Stay Puft".
Bir zamanlar ateş başında marshmallow pişirirdik.
Solíamos asar malvaviscos "Stay Puft" en las fogatas de los campamentos.
Marshmallow zararsız bir denizci.
Nos equivocamos, este Sr. Stay Puft esta bien, es un marinero, esta en New York.
You'd be well-advised to stay clear of Her Ladyship.
Debo decirle que no debe acercársele.
Kalkmayın lütfen.
Stay, prego.
And you're gonna stand by and let that girl die... because your father needs to stay clean so he can start a casino?
¿ Y tú te vas a quedar ahí parado y vas a dejar que ella muera... porque tu papá necesita estar limpio para obtener la licencia del casino?
"Raye Anne, she's a stay in."
"Raye Anne se va a quedar".
- Dokuzuncu atıştayız çocuk.
Han destrozado la lancha.
Sert bir kıştayız gibi görünüyor.
Parece que va a ser un invierno duro.
# And I'll stay on the trail #
Y seguiré el camino
Artık barıştayız.
La guerra terminó.
Biz barıştayız.
Estoy en paz.
Bir yarıştayız.
Esto es una carrera.
Barıştayız diye orduda öğrendiklerimizi unutacak mıyız?
¿ No hay que usar lo que sabemos porque ahora hay paz?
Kıştayız sanki.
Como en invierno.
Kıştayız.
el invierno.
Stay alert!
Permanezcan alerta.
Ben de arayıştayım.
Yo también busco la verdad.
Tüm Yahudilerin Wurtemberg'i üç gün içinde terk etmeleri gerektiğine dair çıkan kararı Danıştay ve ben tüm Wurtemberg'liler adına okuduk.
El Concejo Municipal y yo hablamos por todos los Wurtemburgueses al ordenar que todos los alemanes debían abandonar Wurtemberg en los próximos tres días.
Yarıştayım, lan.
Esto es una competición, tío.
Şimdi de Belmont'ta altıncı yarıştayız.
Y empieza la sexta en Belmont.
Şu an yarıştayız.
Estamos en una carrera.
Sayıştay'dan bir kaynak bize BYSK'nde bir sürü yasadışı iş döndüğünü söyledi.
Según nuestro contacto en el Tribunal de Cuentas, en el Comité se está tejiendo una red impresionante de ilegalidades.
Şu çok inandığınız Sayıştay raporu var ya... O rapor bu geceki adaylığın açıklanması sonrasına kadar ertelendi.
El informe del Tribunal de Cuentas... no se publicará hasta después de la designación.
Sayıştay raporuna göre Başkanı Yeniden Seçtirme Komitesi'nin kasasında 350,000 $ varmış.
El tribunal de Cuentas afirma que... había 350.000 dólares en la caja del Comité de reelección.
Niye, tüm zamanların en pahalı başarısızlığı... olan Uzay Bölüşme Çalıştayında konuştu.
Hizo costear al comité espacial el fiasco más caro de la historia.
Bugün, yıldızlardan gelecek mesajlar için arayıştayız.
Hoy, buscamos un mensaje de las estrellas.
Boris Vladimirovich Sturmer, Saray Nazırı Danıştay üyesi, malının mülkünün haddi hesabı yok.
Boris Sturmer Vladimirovitch, Maestro de Ceremonias en la Corte, miembro del Consejo de Estado, gran terrateniente.
Elimde bazı adamların isim listesi var. Badmayev'i Danıştay'ın başına getirmek istiyorlar.
Tengo aquí la lista de personas, que Badmaiev quiere introducir en el Consejo de Estado.
Danıştay infazı affetmemiştir.
El Consejo de estado no ha ejercido su derecho de clemencia.