Store traducir español
151 traducción paralela
Teşekkür ederim. Bayan Manion, Bu benim yardımcım, Bay Stone.
Srta. Manion, éste es mi ayudante, el Sr. Store.
Sayın Yargıç, geçen hafta salı akşamı 8 : 13'te Bay Stone'un Bayan Manion'dan Plaza Sineması'na bilet satın aldığını ben ve iki güvenilir tanık gördük.
Su Señoría, a las 8 : 1 3 p.m. del martes de la semana pasada... observado por dos testigos de confianza y por mí mismo... el Sr. Store le compró una entrada para el cine Plaza a la Srta. Manion.
Bollcomb Eczaneleri tarafından bağışlanan muhteşem elektrikli battaniyeye çok az kaldı hanımlar.
Estamos ya muy cerca, señoras muy cerca de la super estupenda manta eléctrica donada por Bollcomb's Drug Store.
- Wanamaker's Store'u görelim
- Veamos la tienda Wanamaker
Dün gece var ya le drug store'da takılırken işte yani çocuklardan ikisiyle espresso deviriyordum ki Yeni Dalgacı kılıklı bir herif çıkagelip adının Roger Roussin olduğunu ve 14 Temmuzla ilgili bir film yaptığını söyledi.
Verás, anoche, cuando rodaba la escena en la tienda, estaba tomándome un café solo con unos señores de aquí y, de repente, entra un tío de la nueva ola que me dice que se llama Roger Roussin,
Look in the stables, in every corral, in the store!
Miren en los establos, en todos los corrales, en el almacén.
Salı gecesi komedi şova başlıyorlar.
Inauguran en el Comedy Store el martes en la noche.
Cevap ver, "General Store".
Cambio, almacén.
"General Store", bir ziyaret plânlıyorum ve karşılama komitesi bekliyorum.
Almacén, planeo una visita. Detectado próximo Ceilidh.
It was Born Before 1900 Day at the shoe store.
Día de los nacidos antes de 1900 en la tienda de zapatos.
Dostumuzun, Haight Goodwill Store'da çalışan bir kızı var.
Ese tipo tiene una hija que trabaja en la tienda Haight Goodwill.
# Bende yedekte biraz var
I got some in store
Ben, Annem ve Johnny Amca
mamá, tío Johnny yo New Store, Verano'86
Ben yeni * * * trainee store manager * * * ım.
Soy el nuevo Aprendíz de Gerente del Depósito.
Amerika'ya ilk geldiğimde av bayisinde çalışmıştım.
Cuando llegué por primera vez a América, Trabajé en un convenience store.
Annem var. Ama şu anda Hoochy's Dollar Store'da mesaide.
Tengo una mamá, pero está trabajando en la tienda "Hoochy's".
Hoochy's Dollar Store'da annemi görecektim.
Justo iba a ver a mi mamá en "Hoochy's".
Melinda, Dollar Store'da geçen Şubat, ayın çalışanı seçildi.
A Melinda la eligieron "Empleada del mes" en la tienda en febrero.
Dollar Store'da çalışan bayan.
De esa muchacha que fue empleada del mes de la tienda.
Tam sayı yapmasının imkanı yok.
Es imposible que haga un Dime Store Split.
Discovery Store'dan nesli tükenmekte olan bir panda aldım.
Le adopté un panda en peligro de extinsión en Discovery.
İşler, Canyon'daki dükkandan yürütülecek.
Se hará todo en el Canyon Store.
Taylor'ın eski moda dondurma dükkânında buna benzer pek çok farklı tat dillerinizi bekliyor.
- 20 minutos! ... Y muchos otros sabores le esperan a su paladar en la Taylor's Old Fashioned Soda Shoppe and Candy Store.
Daha sonra gökten bir paraşütçü atlayacak ve Taylor'ın dondurma ve şeker dükkânının önüne inecek.
Y una pequeña sorpresa en seguida Un paracaidista va a aterrizar justo allí, enfrente de Taylor's Old Fashioned Soda Shoppe and Candy Store.
Taylor'ın eski moda sodalı dondurma ve şeker dükkânı açılıyor.
¡ La apertura de Taylor's Old Fashioned Soda Shoppe and Candy Store!
Discovery Store'dan Cliff.
¡ Cliff, e! Gerente de la Tienda Discovery.
Discovery Store'dan, bunu vermek istiyorum.
Una esponja, en nombre de la Tienda Discovery.
Kendall adlı mağazada yedi metrelik bir satış yapılmış.
En ese caso tenemos una de 7 metros en Kendall Store.
Rehabilitasyonum Dollar Store'da mı olacak?
¿ Estoy rehabilitando en un almacén del dólar?
Çoğunlukla aktörlük yapıyorum ve Duane L.A.'de çıktı Komedi Mağazasında gördüğü için beni buraya davet etti.
Soy más que nada actor, y Duane vino a L.A., y me invitó a venir porque me vio en el club Comedy Store.
ASAHİ MARKET
ASAHL GROCERY STORE
Soyguncu resmen burası.
Este negocio es un robo. This store is highway robbery.
Ted Leo bu gece bir gösteri düzeliyor, gelmek ister misin?
Ted Leo va a hacer un "in-store-run rally" esta noche ; ¿ quieres venir?
Bilirsin şu Comedy Store'a girmek isteyenlerden.
Aquello de querer llegar a ser alguien?
At the dollar store?
¿ En la tienda de a dólar?
Kongensgade, 130 numara. Dördüncü katta. Neden?
130 de la calle Store Kongen, cuarto piso. ¿ Por qué?
Store Kongen Caddesi'nde partimizin bir dairesi var.
Nuestro partido tiene un piso en la calle Store Kongen.
Store Kongen Caddesi'ndeydi galiba.
En la calle Store Kongen, creo.
Afiş partisinden sonraydı. Partimizin Store Kongen Caddesi'nde bir dairesi var.
Nuestro partido tiene un piso en la ciudad.
Tam burada, Store Kongen Caddesi'nde.
Justo aquí en la calle Store Kongen.
Store Kongensgade'teki partiye ait bir dairede.
- En el piso del partido, en la ciudad.
Store Kongen Caddesi'ndeki bir adrese taksiyle göndermemi söyledi.
Me dijo que se los mandara en taxi a una dirección en la calle Store Kongen.
"The Ribbon Store" adlı bir iş yerim var, hepsi bu.
Tengo mi propio negocio que se llama "La tienda de cintas". ¡ Esto es!
Bir keresinde bunu Comedy Store'da denemiştim, kulağıma yumruk yedim.
Cuando lo intenté en The Comedy Store me dieron un capirotazo.
Alışveriş.
- ¡ Home Store!
Alışveriş Merkezinde misin?
De "Home Store".
Alışveriş Merkezinde ürün satıyorum.
Vendo cosas en "Home Store"
Kara'nın donanım dükkanından.
Justo detrás de Black's Hardware Store.
Vulgar Boatman'dan "General Store" a.
Barquero a almacén.
* Jump up, bubble up what's in store * - * Love is the drug and I need to score *
SE BUSCAN FONTANEROS RECOMPENSA 2000 MONEDAS
- Alışveriş!
- ¡ Home Store!