Suikastci traducir español
481 traducción paralela
Suikastçi!
¡ Asesinos!
Sınırı geçtiğin anda, şuursuz bir suikastçi olmuştun.
Desde que cruzó la frontera se convirtió en un asesino inconsciente.
Profesyonel suikastçi.
Es un asesino. Un profesional.
Profesör size suikastçi özgür gezerken cezayı bize çektiriyor gibi gelmedi mi?
Sólo por respirar aire checo. ¿ No ha pensado que nuestro heroico asesino nos hace pagar por su vida mientras sigue libre?
Buna karşın, soruşturma, sözü edilen Czaka'nın suikastçi olamayacağını şüpheye yer bırakmayacak şekilde göstermiştir.
... sin embargo, la investigación probó, sin duda alguna, Que el mencionado Czaka no pudo haber sido el asesino.
O suikastçi bendim, Yusuf!
Alá fue mi testigo, fui aquel asesino.
Adamın suikastçi olarak hazırlandığını söylüyorsunuz. Peki öyleyse.
Dice que se le ha construido como un asesino.
Onlardan bir suikastçi yaratmalarını istedim.
Les pedí que me construyesen un asesino.
Bir suikastçi belki de!
¿ Un asesino?
PEKİN'DEKİ SUİKASTÇI
ASESINO EN PEKÍN
Albay Jacques Bouvar bilinmeyen bir suikastçi tarafından öldürüldü.
El Coronel Jacques Bouvar fue asesinado por un desconocido.
Castelvetrano, Sicilya'da doğan John Scalise gibi profesyonel bir suikastçi.
nació en Castelvetrano, Sicilia... el 24 de enero de 1895.
Beni duydun Kiryu'dan aşağı gönderdiğin adamlar yerimi belirledi ve o anda bir suikastçi gönderdin.
Me escuchaste... Enviaste a tus hombres a Kiryu determinaste mi paradero, y entonces incluso enviaste a un asesino.
Suikastçi elimizde.
Tenemos al asesino.
Başta sizin suikastçi olduğunu sandık, Müfettiş ama daha sonra olayın intihar girişimi olduğunu fark ettik.
Creímos que era su tirador, pero resultó ser un intento de suicidio.
O, "Yalnız Kurt ve Yavrusu" denen sûikastçi.
Él es tan... Seguramente has oído hablar del asesino, el lobo solitario con su hijo.
Şu andan itibaren baban, acımasız bir öldürme dünyasında sûikastçi olarak kan ve cesetlerden oluşan bir yolu izleyecek.
Ahora seguiré el camino de la sangre. El camino del asesino.
Sûikastçi olarak alacağım görevlerle ailemize acı çektiren Yagyu'ya acıyı geri tattıracağım.
Ésta es la única manera de conseguir venganza, por lo que hicieron los Yagyu a los Ogami
Demek ki çocuğu olan bir sûikastçi olacağım.
Un Asesino y su hijo...
Bilinmeyen ikiliye "Yalnız Kurt ve Yavrusu" deniliyormuş ve sûikastçi olarak kiralık çalışıyorlarmış veya böyle bir şeydi.
Dijeron que fue el "lobo solitario y su hijo", un asesino que mata por dinero.
Itto'nun Cehennem'e giden yolda artık çocuğuyla yaşayan bir sûikastçi olduğuna dair bir dedikodu var.
He oído el rumor de que... Itto es ahora un asesino con su hijo, y que vive en "La Encrucijada del Infierno".
Shogun cellatlığı makamını gaspetmek için Gölge Yagyu tuzak kurup arkanızdan iş çevirdi ve siz tuzağa düştükten sonra intikam almak için sûikastçi olmayı seçtiniz veya öyle diyorlar.
Para arrebatarle el puesto de Ejecutor del Shogunato el Clan Yagyu ordenó tenderle una trampa para incriminarle. Y usted se convirtió en asesino para vengarse, o eso es lo que dicen.
Uluslararası film yıldızı... acımasız suikastçi...
Y así es, tengo una amplia carrera como actor.
- Bak, bunu anlıyorum. Fakat bizleri birer suikastçi gibi eğitmeni anlamamı nasıl beklersin?
- Mira, eso lo entiendo ¡ pero como quieres que razone si nos entrenas como asesinos?
Bir suikastçi olduğunu kanıtladım.
Demostré que era un asesino.
Ben suikastçi değilim!
¡ No soy un asesino!
Çünkü bu sabah beklediğiniz suikastçi yani Piedra yakalandı.
Porque Piedra, el asesino a quien esperaban esta mañana fue capturado.
Bir suikastçi tarafından.
Que me mueva un asesino.
Söylesenize Bay Pahpshmir, tüm dünyada en etkili suikastçi kimdir?
Dígame, Sr. Pahpshmir, en todo el mundo, ¿ Quién es el asesino más efectivo?
Suikastçi olarak kimliğini gizlemeyi başaran herkes.
Yo creo que cualquiera que logre ocultar su identidad de asesino.
Evet ama daha da ideal bir suikastçi vardır.
Si, pero hay un asesino que es más ideal.
Suikastçi olduğunu bilmeyen biri.
El que no sabe que es un asesino.
Anladığım kadarıyla... herkes... suikastçi olabilir.
Y a mi me parece... que cualquiera... puede ser un asesino.
O sıradan bir suikastçi değil.
No es un asesino cualquiera.
Geleneksel bir suikastçi silahı.
El arma ceremonial de un asesino.
Haydi, senin su yeni oyununu oynayalim. Suikastçi.
Vamos, juguemos al nuevo videojuego, Asesino.
Oyun? Suikastçi?
¿ Videojuego?
Suikastçi nedir?
¿ Asesino? ¿ Qué asesino?
Suikastçi ile ne yapmam gerekiyordu?
¿ Qué debo hacer con un asesino?
Suikastçi.
El asesino.
Hangimiz, suikastçi?
¿ Quién de nosotros es el asesino?
Bir X-Men'in suikastçi oldugunu biliyorum, bir gün kim oldugunu hatirlayacagim.
Sé que un X-Man es el asesino. Algún día recordaré quién.
Suikastçi o!
¡ Él es el asesino!
Birisi suikastçi mi dedi?
¿ Alguien dijo "asesino"?
Bir suikastçi ile poker oynayacagimi hiç bilemezdim.
Si sabía, no jugaba al póquer con un asesino.
Fransiz suikastçi bizi atlatti. Gambit nerede?
El Cajun asesino ha escapado.
Bu Bishop'un Gambit'i suikastçi sanmasini açikliyor.
Eso explica por qué Bishop pensó que Gambit era el asesino.
Az önce, saat 14 : 25'te Başkan Reagan çıktığı sırada... bilinmeyen bir suikastçi tarafından beş veya altı el ateş edildi. Başkan göğsünden yaralandı...
Hace unos momentos, cuando el Presidente Reagan salía del un desconocido le disparó 5 ó 6 tiros alcanzándole en el pecho.
Bir ulak bir suikastçi....
Mensajero y conspirador, está claro.
Suikastçi banyoda!
En el baño suicida.
Bir suikastçi de olsan ortaokul arkadaşların vardır sonuçta.
Incluso un asesino a sueldo tuvo compañeros de clase en el colegio.