Suite traducir español
2,522 traducción paralela
- Büyük oda. - Evet.
- Suite principal.
Her sene Paula ve Niagara'da büyük bir daire tutarız ve sonra Paula çocukları oraya götürür ve ben de evde kalıp garajımda küfelik olurum.
Cada año, Paula y yo arrendamos una gran suite en el Niágara. Luego se lleva a los niños, y yo me emborracho en mi cochera.
- Kral daireniz var mı? Baba.
¿ Tiene una suite grande?
Peki süper kral daireniz var mı?
Papá. Tienes una suite ultra grande, ¿ cielo?
Boardwalk'ta, Eli. Süitimden 100 metre ötede.
En el paseo marítimo, Eli, a 30 metros de mi suite.
Shelburne'deki lüks bir süitte. Hoşuna gitmedi mi?
En una suite de lujo en el Shelburne. ¿ No te gusta?
Odası dört dakikalık yürüyüş mesafesinde.
- Son 40 metros a la suite.
- Otele dönüp, kendimizi içkiye verelim.
Volvamos a la suite a emborracharnos.
Bir suitti.
Es una suite.
O sırada balayı süitimizde Nick'e sakso çekiyor olacağım çünkü.
Mientras le negocio a Nick su mamada en la suite matrimonial.
Peninsula'yı arayıp, süit ayırtırım ben de.
Empaca algunas cosas. Llamaré al Peninsula y nos reservaré una suite.
Aslında, sağlıklı yaşam paketi yalnızca otel müşterilerimiz içindir.
En realidad, la suite de bienestar es solamente para huéspedes que pagan.
Burası özel balayı odası.
Esta es la suite de luna de miel.
Muhtemelen güneş doğana kadar göremeyeceğim bir suitim var yukarıda.
Tengo una suite arriba que probablemente no veré hasta el amanecer.
kurbanımız, haftanın bir kaç gecesini otelin daimi konuklarından Cesar Calderon'un süitinde geçiriyormuş.
Varias noches a la semana... nuestra víctima las pasaba en una suite... que pertenecía a un residente permanente :
İçten içe muhtemelen Waldorf'da bir süitte oturduğunu biliyordum.
En alguna parte muy dentro de mi, probablemente sabía que estaba sentado en una suite en el Waldorf.
Bu NBA tüm yıldızlar maçı ilişki sonrası odasına benziyor.
Esto se ve como la suite post coito del Juego All-Star de la NBA.
Görünüşe göre, dün gece bir kaç lise öğrencisi sizin suitinizdeymiş ve odanıza bakılırsa baya iyi zaman geçirmişler.
Al parecer, unos cuantos chicos de instituto estuvieron en su suite ayer por la noche. Y por su aspecto, se lo pasaron muy bien.
Görünüşe göre Mayıs'ta Prag'a gitmiş her zamanki odasına yerleşmiş ve çıkış yapmamış.
Aparentemente, fue a Praga en mayo se registró en su suite en el Mandarin pero nunca se fue.
Böldüğüm için üzgünüm Bay Archibald,
Disculpe la interrupción, Sr. Archibald, pero hay una emergencia en su suite.
Eğer Chuck'ın süitinde kalıp onu kruvasanlarla besleyeceksen, bu onun bileceği iş.
Mira, si quieres refugiarte en la suite de Chuck y alimentarlo con croissants, es asunto de él.
Chuck'ın süitine kadar sana eşlik edecek.
Lo llevará a la suite de Chuck por ti.
! Penthouse kral süitinde sabaha, belki de öğleden sonraya kadar bırakmak istemeyeceği bir kadınla olduğuna seni temin ederim.
En la suite de lujo del Empire con una mujer que te aseguro no dejará hasta la mañana.
Süitte bıraktığı eşyalarını ona geri vermek için kaldığı kaldığı yere gitmiştim, oradan geliyorum.
De hecho voy a pasar por su casa para devolverle las cosas que dejó en nuestra suite.
Oda numarası 730.
Estaba en la Suite 730.
Yandaki oda, Ohio'dan Stacy Cano ve Dana Carlston adına kayıtlı.
La suite de al lado está registrada a nombre de : Stacy Cano y Cana Carlston de Ohio.
Sadece senin odana nasıl gelmiş olabileceğini bulmaya çalışıyorum.
Sólo intento entender cómo terminó en su suite.
Kişisel tecrübelerime dayanarak söylüyorum ki bu kulüp uzun bardakta içki satıyor odalarında bulduklarınız gibi.
Ahora, sucede que sé por experiencia personal que este club particular vende los tragos largos, muy parecidos a los que ustedes encontraron en la suite de ellas.
Beverly Hills'e yakın bir yerde mükemmel bir oda tuttum.
Tengo esa increíble suite en "The Montage" en Beverly Hills.
Maui'de sadece ikimizin kalacağı koca bir suit.
Una gran suite en Maui, sólo nosotros dos.
Kazanırsak kendimize Peninnsula'da bir süit tutarız.
Tambien, si nosotros ganamos nosotros alquilalemos una suite en la peninsula
Telgrafımda özellikle kral dairesini ayırtmıştık.
Mi telegrama especialmente solicitaba la suite presidencial.
Elçi süiti de onun kadar güzeldir, efendim.
La suite del embajador también es encantadora, señor.
Biz süitinizi hazırlarken lütfen siz rahatınıza bakın.
Por favor póngase cómodo mientras preparamos la suite.
Defteri oraya koy ve ben dönene kadar çocuklarla süitte kal.
Deslizate por ahí y quedate en la suite con tus hijos hasta que yo vuelva.
Bu, özel dairenin anahtarı.
Ésta es para la suite "Penthouse"
Ya buradan çekip gideceğim ya da herifin birini daireye çıkaracağım.
O bien me voy de aquí o llevo a alguien a la suite.
Adam gibi para kazanmaya ne zaman başlayacağız?
Así que, ¿ Cuándo comenzamos a hacer dinero de verdad? ¿ Cómo es que tú siempre terminas en la suite del penthouse con la chica
Hadi şu bavulları suite çıkar.
Vamos a llevar estas maletas al la habitación.
Evet, burası Romeo ve Juliet suiti.
Si, está en la suite Romeo y Julieta.
Chateau Marmon'taki odamı iptal ettireyim o zaman.
Bueno, cancelaré mi suite en el Chateau Marmont.
Bay Cipriani'ye Venedik'e ne zaman gidersem o süitte kaldığımı, şayet oda müsait değilse çok mutsuz olacağımı söyle.
Por favor, dígale al señor Cipriani que siempre estoy en esa suite. cuando visito Venecia, y que si no está disponible, estaré muy descontenta.
Asansör sizi direkt olarak çatı katındaki süite götürecek.
El ascensor le llevará directamente a la suite del ático.
Balayı süitinde kim kalıyor?
¿ Quién está en la suite de recién casados?
- O önemli değil. - Balayı süitinde mi kalıyordun?
Eso no importa. ¿ Viene usted de la suite de recién casados?
- Balayı süiti mi?
¿ La suite para recién casados?
Bomba, saat 23 : 20'de Wilton Suites Otel'in otoparkında patlamış.
La bomba estalló a las 11 : 20 PM. En el estacionamiento del hotel Wilton Suite.
O sırada balayı süitimizde Nick'e sakso çekiyor olacağım çünkü.
Prométeme que no dirás ni una sola palabra a mamá y papá hasta el lunes por la mañana, mientras estoy dándole a Nick una mamada en la suite de bodas.
Derhal!
¡ Tout de suite!
Büyük bir süitti.
Es una suite grande.
- Tamam.
"Tout de suite" allí, "por favor".