Susuzluktan ölüyorum traducir español
58 traducción paralela
Susuzluktan ölüyorum.
Me muero de sed.
Lowery, susuzluktan ölüyorum.
Lowery, me estoy muriendo de sed.
- Susuzluktan ölüyorum.
Me muero de sed.
Susuzluktan ölüyorum.
Tengo sed.
Susuzluktan ölüyorum. Ah...
Muero de sed.
Bana yardım ettiğin için teşekkür ederim. Açlıktan ve susuzluktan ölüyorum. Sizi ödüllendireceğim.
Gracias por ayudarme, me muero de hambre y de sed...
Bir bardak kahverengi sudan içip kendime gelmeliyim. Susuzluktan ölüyorum.
Sólo déjame coger un vaso de agua sucia porque me muero de sed.
Nadia... susuzluktan ölüyorum.
Nadia... me estoy muriendo de sed.
Susuzluktan ölüyorum.
Me estoy muriendo.
Susuzluktan ölüyorum.
Me muero por un trago.
Susuzluktan ölüyorum!
La sed me consume.
Susuzluktan ölüyorum. Hemen biraz çay yapacağım, ve bir de kek.
Voy a preparar té para acompañar el pastel de cerezas.
Kalsın. Bana güzel, soğuk bir bira getir. Susuzluktan ölüyorum.
supongo que paso esta vez Bus pero lo que me vendria bien es una cervezita helada
Susuzluktan ölüyorum.
Ay, me muero de sed.
Susuzluktan ölüyorum.
Por Dios, qué sed tengo.
Susuzluktan ölüyorum.
Estoy teniendo sed.
Açlık ve susuzluktan ölüyorum.
Y muerto de hambre y de sed.
Bir şartla, kısa olsun! Susuzluktan ölüyorum.
Con una condición, ¡ sea breve!
Lowery, burada susuzluktan ölüyorum.
Lowery, me estoy muriendo de sed.
Susuzluktan ölüyorum.
Muero de sed.
- Ben de susuzluktan ölüyorum.
Estoy muerto de la sed. ¿ Y ustedes?
Su getirecek olan çocuk nerede kaldı, susuzluktan ölüyorum.
TODOS ADORAN A RAYMOND ¿ Dónde está el tipo con el agua? Me muero.
- Susuzluktan ölüyorum.
- ¿ Qué? Estoy muerto de sed.
- Susuzluktan ölüyorum.
- Me estoy muriendo de sed.
çünkü susuzluktan ölüyorum.
Porque me muero de sed.
Dostum, çöldeki bir adamım. Susuzluktan ölüyorum.
Colega, soy como un hombre en el desierto.
Susuzluktan ölüyorum.
Necesito un trago.
Ben susuzluktan ölüyorum.
Estoy muerta de sed.
Biraz mola verelim ben susadım susuzluktan ölüyorum Kim içecek ister?
Vamos a tomar un descanso. Tengo sed. Realmente estoy sediento.
Susuzluktan ölüyorum. Lütfen.
Por favor, por favor, por favor.
Su istiyorum, susuzluktan ölüyorum.
Necesito agua, me muero de sed.
Susuzluktan ölüyorum.
Tengo mucha sed. De verdad.
Hey, susuzluktan ölüyorum.
Oye, estoy muriéndome de sed.
- Susuzluktan ölüyorum, şarap nerede?
Estoy muriendo de sed, ¿ dónde está el vino?
A : bu imkânsız, çünkü ben Shadow Walker değilim. B : susuzluktan ölüyorum ve vatandaşlık haklarım uyarınca enerji içeceği talep ediyorum, hangisinde en çok taurin varsa.
"A" eso es imposible, porque no soy Shadow Walker, y "B" me estoy muriendo de sed, y como parte de mis libertades civiles,
Bayan, yapmayın, susuzluktan ölüyorum.
Señora, vamos, me muero de sed.
Susuzluktan ölüyorum arkada.
Estoy un poco deshidratado.
- Susuzluktan ölüyorum.
Tengo mucha sed.
Susuzluktan ölüyorum.
Estoy deshidratada.
Yahni için özür dilerim ama susuzluktan ölüyorum burada.
Mira, lamento lo del estofado, pero... estoy muriendo de sed.
Susuzluktan ölüyorum.
Estoy reseco.
Neyse, bir baktım... tek başıma Rubülhali Çölü'nün ortasındayım... susuzluktan ölüyorum ama tek damla yok.
Estaba ahí solo, en medio del desierto sin agua, muriendo de sed.
Susuzluktan ölüyorum Bayan Emberly.
Seco hasta los huesos, Srta. Emberly.
Tıpkı açlık ve susuzluktan ölmek gibi, sessizlikten ölüyorum.
Sí, que me muera de silencio como otros mueren de hambre y sed.
Evet, ben de susuzluktan ölüyorum.
Sí, Estoy sediento.
Ölüyorum susuzluktan ama içemiyorum,
[ Muero de sed y no puedo beber