Sınai traducir español
38 traducción paralela
Dağların ötesinde zengin ve güzel diyarı bulmuştu. Altın ırmakların yeşil çimenliklerden şakıyarak aktığı diyar. Hanlar ve saraylar, mükemmel bir yüzme havuzu ve şehrin sınai kalkınması için en cazip teşvik programlarından biri.
Había encontrado la tierra próspera que se extendía en las montañas... donde el tintineo del agua atravesaba los valles... donde había grandes palacios... piscina municipal y ayudas a las empresas... a sólo 15 millas de la ribera comercial del Támesis... y muy cerca de la futura M25.
Sınai tahta işine girdi.
Se convirtió en industrial maderero.
Sınai'ye gidiyor.
Se fueron al Sinai
Onlar Sınai'ye gidiyor.
Se furon al Sinai
Dow Jones Sınai Endeksi inanılmaz bir düşüşle günü dip bir seviyeden
Rastrearon 100 bancos que tenían influencias principales en los mercados de valores.
Mount Sınai'de benimle buluşmak için yola çıkmıştı.
Iba a encontrarse conmigo en el Monte Sinaí.
Askeri Sınai Yapı, Wall Street çeteleri ile birlikte ülkenin kontrolünü ele geçirmiştir.
El Complejo Industrial Militar se ha tomado al país junto con la pandilla de Wall Street.
Askeri Sınai Yapı tarafından arzulansın veya arzulanmasın, gücün felaketvari bir şekilde yanlış ele geçmesi potansiyeli vardır ve daima varolacaktır.
"Aunque se busque o no se busque por el complejo industrial militar, el potencial para el aumento desastroso de poder impropio existe y persistirá."
Eisenhower insanları Askeri Sınai Yapının ülkeyi ele geçirdiği konusunda uyarmıştır.
Advirtió al pueblo que el Complejo Industrial Militar se estaba tomando el país.
Görevi bıraktıktan sadece üç yıl sonra, Başkan Eisenhower'ın hükümet sistemimize Askeri Sınai Yapı tarafından yöneltilen tehdide dair kehaneti gerçeğe dönüşmüştür.
Sólo tres años después de dejar el cargo, la advertencia profética del Presidente Eisenhower referente a la amenaza expuesta a nuestro sistema de gobierno por el Complejo Industrial Militar se realizó.
Gerçek idari güç yapısında, Başkan Askeri Sınai Endüstriye hizmet eder,... kendisi de uluslararası bankaların malıdır.
En la verdadera estructura del poder ejecutivo, el presidente le sirve al Complejo Industrial Militar, que es propiedad de los banqueros internacionales.
Bina tam da Askeri Sınai Yapının göbeğinde kurulmuş.. ... ki Ulusal Keşif Ofisi ve Rayteon bir taş atımı mesafedeler.
El edificio se encuentra en el corazón del Complejo Industrial Militar con la Oficina Nacional de Reconocimiento y Raytheon ubicada a unos cuantos pasos.
Düşmanımız küresel askeri sınai kompleksin ta kendisi.
Nuestro enemigo es la compleja industria militar de todo el mundo.
Benim tek derdim 31 Aralık'a kadar Dubai'ye sınai tesisi ulaştırıp ulaştıramamak.
Mi problema es entregar una planta operativa a Dubai el 31 de diciembre.
Bu midene zarar verecek sınai bir tür su olabilir.
Eso podría ser alguna clase de agua industrial que te pudra por dentro.
Büyük film imparatorlarının sonuncusu olarak Warner, 1978 yılında Cedars Sınai Tıp Merkezi'nde 86 yaşındayken öldü.
Fue el último de los grandes magnates del cine. Murió en 1978 a los 86 años de edad.
Hastane geceliğinin üstüne 100 bin dolarlık safir kolyesini takan Joan Crawford Cedars Sınai Hastanesi'nin ünlüler katındaki en gösterişli ve popüler hastası.
Con su collar de zafiros de Dior de 100000 dólares encima de su bata de hospital Joan Crawford es la paciente más glamorosa y popular del hospital Cedars-Sinai.
Sınai'de tatbikatta.
Estamos en el Sinai. ( desierto )
Davalının 1. sınıf öğretmenini de dinleyecek miyiz Sayın Yargıç? B'nai Zion Sinagogu Dr. Braun'un kişiliğine kefildir.
¿ Cree que esto es un juego?
Yanacak Eski Dünya sınaî ateşlerde.
El viejo mundo arderá en los fuegos de la industria.
Bu derneğe ne kadar bağış yaptığımı biliyor musun?
¿ Sabe cuánto doné al B'nai B'rith?
Quang Nai bölgesinde Kaplan birliğinde görev almış.
El estaba al servicio de la compañia Tiger en la provincia de Quang Nai.
Nai, beni cezp etmeye mi çalışıyorsun?
Nai. ¿ Estás tratando de engatusarme?
- Nai- - Bak, olgun davranmaya çalışıyorum, Addison.
- Mira, que me esté comportando como una adulta, Addison.
- Nai- Sanırım Sam'le benim aramdaki kliniğe bakış açısı farkını... tek kelimeyle özetleyebilirim sana.
- Nai - y puedo resumir todo lo que quieres saber sobre la diferencia entre Sam y yo y la manera que vemos la clínica, con una palabra,
Nai, Addison başka bir ameliyat için orada kalacakmış. Onun hastalarına bakar mısın?
Nai, Addison se quedará a hacer otra cirugía ¿ Puedes cubrir sus pacientes?
[\ a6 ] [ \ cH3A3ABA \ 2cH080822 \ 3cH8787A4 \ fnComic Sans MS \ fs16 ] [ \ k17 ] Sa [ \ k17 ] ke [ \ k17 ] bi [ \ k16 ] ta [ \ k19 ] ku [ \ k28 ] na [ \ k16 ] ru [ \ k49 ] yo [ \ k11 ] ki [ \ k11 ] ko [ \ k23 ] e [ \ k27 ] te [ \ k18 ] i [ \ k25 ] ma [ \ k17 ] su [ \ k27 ] ka Duyuyor musun? [ \ cH55BEEF \ 2cH17A3E4 \ 3cH000000 \ 4cH000000 \ fnComic Sans MS \ fs16] Her şeyden güvenle paçayı sıyıramam.
Bunan ni nante yatte'rarenai kara... kaeru basho mo nai no
Tek bir şey yapmayı biliyorum, tamam mı, Nai? Her ilişkimde başarısız oldum.
Bueno, he fracasado en todos los relación que he tenido.
Arkadaşın olmak ve senden sır saklamamak istiyorum. Tanrım, Nai. Kaptanla yattın.
Y yo quiero ser tu amiga y no quiero ocultarte ningún secreto..
Üretim kapasitesinin, askeri ve sınaî kullanımın ötesine... genişlemesiyle suretler vatandaşların alabileceği fiyatlara düştü ve yaşantımızda bir devrime yol açtı.
Cuando la fabricación se extendió más allá del uso militar e industrial, los sustitutos llegaron al gran público y revolucionaron nuestras vidas.
İşler benim için nasıl başlayıp son bulacak daha yukarıya ki gökyüzüne ulaşabileyim
Henji mo nai jimonjitou subete wa sou Jibun Shidai owari mo mo hajimari whether it's the beginning or the end. I stretch out my hands.
İşler benim için nasıl başlayıp son bulacak daha yukarıya ki gökyüzüne ulaşabileyim
henji mo nai jimonjitou subete wa sou jibun shidai owari mo hajimari mo whether it's the beginning or the end. I stretch out my hands.
İşler benim için nasıl başlayıp son bulacak daha yukarıya ki gökyüzüne ulaşabileyim
henji mo nai jimonjitou subete wa sou jibun shidai whether it's the beginning or the end. owari mo hajimari mo I stretch out my hands.
Nai de Fife'dan ayrılmış.
Y ella ha dejado a Fife.
250 ) \ blur10 \ shad0 } Mantık ve sebep birbirine zıt düşmüşse 250 ) \ blur2 } Mantık ve sebep birbirine zıt düşmüşse 250 ) \ blur10 \ shad0 } mou risei nado nai naraba 250 ) \ blur2 } mou risei nado nai naraba Bir asker olarak başarısızlık...
250 ) \ blur10 \ shad0 } Si la razón y la lógica son válidas por más tiempo pero tuvo que enfrentarse a la amarga realidad mientras seguía fallando en los entrenamientos más básicos.
Surların dışında ilerliyoruz oretachi wa kabe no soto e Keşfedilmemiş diyarlarda tekrar buluşacağız mata aouze chizu ni nai bashode
Rompamos nuestras paredes para reunir los mundos que aún no está en mi mapa
Tanır aşkınai daha önce hiç tek gecelik ilişki yaşamadın mı? Sanırım bu morarmış gözü açıklıyor.
Jesús, ¿ nunca has tenido una aventura de una sola noche? Así que eso explica el ojo negro.