Tabıkı traducir español
24 traducción paralela
" tabıkı savaşın korkunç durumu Yunanistanda ortaya çıktı
" Grecia por supuesto salió de la guerra en un estado terrible.
Fotoğrafı tab edip karanlığa ışık tutacak.
Revelará la foto y nos dirá qué ha pasado.
Ona bıyık bırakmasını ve sana iki fotoğraf ya da tab edilebilecek şekilde negatiflerini bırakmasını söyle.
Y que te den dos fotos o un carrete para revelar.
Lütfen kırmızı ışığı yakın sonra da tab etme tablasındaki örtüyü kaldırın.
Por favor, encienda la luz roja... y retire la tapadera de las bandejas de revelado.
Evet, tab edilmesini istiyorsanız, çıkışta lütfen kulübeye uğrayın.
- Si quiere las copias... pásese por la cabina al salir.
Tabı karanlık odada yapabilirim.
Puedo hacer el revelado en el cuarto oscuro.
Birçoğunuz beni, ürperten hikayeler kitaplarımdan tanıyacaksınız. özellikle de Bristol'a saldıran mutasyona ugramış plasentaları anlatan, Afterbirth kıtabımdan.
La mayoría me conoceréis por mi extensa colección de pesadillas, como "Postparto", en la que una placenta mutante ataca Bristol.
Bir daha düşün, elimde Sharad ´ in güzel bir kıtabı daha var.
- Piénsatelo, tengo otro libro muy bueno, de tu Sharad.
Tabıl, sıkıştıracağım sana şimdi.
Si, tienes razon. Estoy atrapado en un poste.
Eğer TAB'ınız kırmızıya dönerse ve screamer etkisi hale gelmezse, sinyalinizi ayarlamanız gerekir.
Si su TAB se pone rojo y el screamer no se desactiva, deberán modular la señal.
Bakalım TAB'ın ne kadar iyi çalışıyor babalık.
Veremos lo bien que funciona su TAB, viejo.
Eğer bu işi kıtabına uygun yapacaksak,
- Qué sorpresa.
Cünkü onların bir Hintli kıtabı var.
Porque no es un libro de India
Aslinda, ben sadece.. şimdi kıtabını okuyordum.
En realidad, lo estaba leyendo
Bugün söylediği şarkıyı, başka bir ilahi kıtabından.
La canción que cantabas ayer, del otro libro de himnos.
İki kez hırsızlık yaparken enselenmiş ve şuna bir bak. Archie'nin dolabında tek kullanımlık bir kamera bulmuştum ve filmi tab ettirdim.
Tiene dos condenas por robo y mira esto, encontré una cámara desechable en el casillero de Archie e hice que revelaran el rollo.
Karanlık odadaydık, tab ediyorduk falan.
Estábamos en el cuarto oscuro y estábamos revelando.
Daniel Kıtabı'nda verilmiş bir söz vardır!
Hay una promesa hecha en el Libro de Daniel.
Kız arkadaşı filmi, ortadan kaybolduğu için tab ettiremediğini söylemişti.
La novia... dijo que los negativos desaparecieron de su laboratorio.
Ashkhan yemeğine attığın minnacık tab'den oluyor bunlar.
Es la nano-lengüeta que deslicé en el ashkhan.
Çok güçlü ve tehlikeli bir büyü kıtabı bu.
Es un poderoso y peligroso libro de hechizos.
Victoria'daki diğer bütün hipodromlar, TAB'ın gelmesine şiddetle karşı çıkıyor.
El resto de las pistas de carreras en Victoria... están ocupadas pataleando por la Agencia de Apuestas.
Bir gün, karanlık odada fotoğrafları tab ederken ertesi gün gerçekten karanlıkta uyanıyorsun.
Un día revelas negativos en una habitación oscura, y al día siguiente te despiertas en la oscuridad.