Tahran traducir español
365 traducción paralela
{ \ 1c00FFFF } Tahran sokaklarında ölmeden kısa bir süre önce { \ 1c00FFFF } Binbaşı Robert Imbrie'nin tanıklığıdır.
Robert Imbrie, cónsul americano, quien poco después encontró la muerte en las calles de Teherán.
{ \ 1c00FFFF } Bahtiyari Prensi Amir Jang tarafından benden önce belgelenmiştir, { \ 1c00FFFF } Tahran, 28 Haziran 1924.
Jurado ante mí por Amir Jang, Príncipe de los Baktyri en Teherán, el 28 de Junio de 1924.
Eski Almanya'dan. Tahran'a dönüyorum.
Vuelvo a Teherán.
- Tahran Konferansının gizli dakikaları.
Actas de la Conferencia de Teherán.
Tahran Konferansı ile ilgili bilgiler hakkında ne düşünüyorsun?
¿ Qué opina de la información de la Conferencia de Teherán?
"Tahran yolcuları..."
"Todos los pasajeros a Teherán"
- Annemin kardeşi, amcamın Tahran'daki elçilikte etkili olan bir arkadaşı vardı.
- El hermano de mi madre, mi tio tenia un amigo con una enorme influencia en la embajada de Teherán.
Tebriz'den... Tahran'dan... Kaşhan'dan, Sarak'tan...
Tabriz Teherán Kashan, Sarouk.
Kasım 1943'te Tahran'da Roosevelt ve Stalin, Churchill'i bastırıp Fransa çıkartması için kesin tarihi belirlediler :
En Teherán en Noviembre de 1943, Roosevelt y Stalin decidieron en contra del parecer de Churchill y finalmente fijaron una fecha definitiva para el desembarco en Francia :
Ancak Tahran'dan sonra, Churchill İtalya'nın çıkmaza girdiği düşüncesini reddetti.
Pero después de Teherán, Churchill se negó a aceptar que Italia quedara en punto muerto.
Milli takımın yarından sonra Tahran'da maçı var.
La selección nacional juega pasado mañana en Teherán.
- Tahran'ı düşünüyordum.
En ir a Téhéran.
Tahran'a beş tomanla mı gideceksin!
¿ Quieres ir a Teherán con 5 tomans?
- Tahran 10 toman. Saat kaçta?
10 tomans. ¿ Para qué hora?
Akbar, sadece 5 tomanım var. Gel hesaplayalım, Tahran'a gitmek için kaç paraya ihtiyacım var.
Akbar, sólo tengo 5 tomans.
Tahran'a gitmem için, bir 25 toman daha lazım.
Me faltan 25 tomans para ir a Teherán.
4 tomanla Tahran'a gidemem.
Con 4 tomans, no se puede ir a Teherán.
Tahran'a gidiyor musun?
Vas a Teherán.
- Tahran'a gittiğin için çok şanslısın.
Tienes suerte de ir a Teherán.
- Tahran'a geldin mi daha önce?
- De Malayer. ¿ Habías estado antes en Teherán?
Tahran'da gördüğün tek yer orası mı?
¿ Sólo conoces eso de Teherán?
Tahran'da görülecek başka neresi var?
¿ Qué hay que ver en Teherán?
Tahran'da değil. Ama Mashad'da gittim.
No, al menos en el de Teherán pero sí he estado en el de Mashad.
İki sene önce Tahran'dan bir çocuk Malayer'e taşınmıştı.
Hace dos años, un chico de Teherán vino a vivir a Malayer...
Tahran'da Yüzbaşı.
Roosevelt y el mariscal Stalin. capitán.
Jody benden Tahran'da 100 riyal borç aldı.
Le presté a Jody 100 riales en Teherán.
İRAN'DA BİR ÇÖL TAHRAN'IN 330 KM. GÜNEYDOĞUSU 25 NİSAN 1980 SAAT : 04 : 00
IRÂN, DESIERTO UNO, 300 KM AL SUDESTE DE TEHERÂN 25 ABRIL 1980, 4 : 00AM
Bir saat önce ordumuzun özel antiterör birimince, Tahran'da rehin tutulan Amerikalı rehinelere yönelik yapılan operasyon bir faciayla sonuçlandı.
Hace una hora, el intento de rescatar a los rehenes americanos en Teherán acabó en desastre para las fuerzas especiales antiterroristas del Ejército.
Tahran'a doğru yola çıkmışlar.
Van hacia Teherán.
Tahran'da
En eso debe pensar.
Ben de Tahran'lıyım askerliğimi İsfahan'da yapmıştım.
Yo soy de Teherán e hice el servicio militar allí.
Tahran'daki futbol maçına gidebilmek için içinde film olmayan kamerasıyla para karşılığı insanların fotoğraflarını çeken çocuğa benziyorum.
Soy como el niño de la película que fotografía a la gente, aunque la cámara no tiene carrete. Y así poder ir al partido de fútbol.
O, Tahran'ın dışına bile nadir çıkmıştır.
Apenas ha salido de Teherán.
Tahran Üniversitesinden.
Desde la universidad de Teherán.
Tahran'da artık Amerikan elçiliği yok.
Ya no hay embajada de EE. UU. En Teherán.
Tahran'dan, Zagros dağlarını aşıp, Kürdistan üzerinden Türkiye.
Desde Teherán, puede cruzar los montes Zagros y Kurdistán hasta Turquía.
Tahran'da biraz daha kalırsan seni bulacaklardır.
La encontrarán si sigue en Teherán.
Tahran'ın dışındaki ilk kontrol noktasında dikkatli olmalısın.
Tenga mucho cuidado en el control al salir de Teherán.
Belki orada yaşayalardan birisi maçı seyretmek için... Tahran'a gitmiştir.
A lo mejor los que viven ahí fueron a Teherán... a ver el partido.
Televizyonları yoksa, maçı televizyonda seyretmek için Tahran'a gitmişlerdir belki.
Como no tienen televisión fueron a Teherán... a ver el partido por la tele.
- Tahran'dan mı geldiniz?
- ¿ Has venido de Teherán?
Sınıfımı geçince babam beni Tahran'a götürdü.
Verá, cuando aprobé el curso mi padre me llevó a Teherán.
Tahran'a ne dersin?
¿ Qué pasa con Teherán?
Şimdi Gertrude'u takdim edeceğim. Tahran, İngiliz Büyükelçiliği
Ahora te presentaré Gertrude.
Bu az önce Tahran'dan diplomatik paketle geldi.
Esta carta acaba de llegar de Teherán por correo diplomático.
Tahran'daki göstericiler "Amerika yok ol" ve "Carter'a ölüm" diye bağırdılar.
Los manifestantes en teheran gritaban "abajo con america" "abajo carter".
Tahran'ın yaklaşık 400 kilometre hayır, 350 kilometre kuzeyinde geçen yıl depremin her şeyi yerle bir ettiği Koker'deyiz.
Estamos en Loker, a unos 400 kms... No, a 350 kms al norte de Teheran, donde tras el terremoto del año pasado quedó todo destruído.
Biz ana babamıza bakmadık ki, neden bizim çocuklarımız... bize baksın? Tahran'da onca sorunları var.
No hemos cuidado a nuestros padres ¿ por qué nuestros hijos tendrían que cuidarnos a nosotros?
- Tahran'da yaşıyorlar.
- Viven en Teheran.
Tahran'ı hatırla.
Te acuerdas de Teherán cuando nació Cindy...
- Tahran'a.
- A Teherán.