Taksi traducir español
8,240 traducción paralela
Küçük birader taksi fırsatını kaçırmaz, değil mi?
Mi hermanito no puede decir que no a un buen vino, ¿ eh?
Özel Delta 3-4-7, F taksi yoluna girebilirsiniz.
Delta privado 3-4-7, autorizado para pista Foxtrot.
Peki, F taksi yolunu kapatın.
Cierra Foxtrot.
Bütün acil durum ekiplerine F taksi yoluna gelmelerini söyle.
Envía todos los vehículos de emergencias a la pista Foxtrot.
F TAKSİ YOLU SAAT 21 : 15
PISTA DE ATERRIZAJE FOXTROT
JFK HAVAALANI, F TAKSİ YOLU SAAT 22 : 05
AEROPUERTO JFK, PISTA FOXTROT
Uçağı indirdiğimi ve taksi yoluna döndüğümü hatırlıyorum.
Recuerdo haber aterrizado el avión y virarlo hacia la pista.
- Size taksi çağırmamı ister misin?
- ¿ Quieres que te pida un taxi?
- Taksi bulamamış.
- No pudo conseguir un taxi.
Dubai'de 300 marketimiz, 500 tane taksi arabamız var.
Tenemos 300 tiendas en Dubai. 500 taxis.
Taksi!
¡ Taxi!
Taksi!
Taxi!
Anne güvercini bir taksi ezdi.
La mamá paloma es atropellada por un taxi.
Taksi şirketi gizemli kadınımızın... dün gece saat 11'de Palermo'da indiğini söyledi.
La compañía de taxis nos ha dicho que nuestra mujer misteriosa fue dejada en el Palermo anoche a las 11 : 15.
Taksi çağırıp çekiciyi aramalıyız.
Llamar a un taxi, llamar a una grúa.
- Huysuz bir taksi şoförü denk gelebilir.
Que consigáis un taxista cruel.
Acele etmiyorum. Taksi! Bu gece kartlarımı kesinlikle çok yanlış oynadım Cal.
No me estoy dando prisa. ¡ Taxi! Esta noche jugué mis cartas totalmente mal, Cal.
Sen bize bir taksi bul, tamam mı?
Ve a conseguirnos un taxi, ¿ de acuerdo?
- Taksi!
¡ Taxi!
Tren istasyonları, otobüs durakları, taksi duraklarına bir kaç adam yerleştirin. Bir yerlere gitmeye çalışıyor olmalı.
Que unos agentes vayan allá, estación del tren, paradas de autobús, de taxi, va a algún lado.
Arama 21 : 08'de bir taksi şoförü tarafından bu adreste birinin saldırıya uğradığını söylemek için yapılmış.
Un taxista avisó a las 21 : 08... - que estaban atacando a alguien aquí.
Taksi şoförü mü? Cinayete tanık olmuş mu?
- ¿ Un taxista fue testigo del asesinato?
Daha fazlası var, çoğu kredi kartı ekstresinde gece geç saat taksi ve market alışveriş ödemeleri var.
Pero, hay más... hay varios cargos de taxis a medianoche y tiendas.
Buradaki taksi faturasına göre, Madison o sabah 05 : 00'e kadar dışarıdaymış.
Según el cargo del taxi, Madison estuvo afuera esa mañana hasta las 5 AM.
Gece yarısı yapılan taksi yolculukları gibi.
Paseos en taxis a medianoche.
Yani bir taksi aldı.
Así que me tomé un taxi.
Taksi çağırdı ve bavulunu burada bırakıp gitti.
Tomó un taxi, y se fue con su maleta.
Taksi'den ne haber? Nereye gidiyor?
¿ Dónde fueron?
Ben bir taksi şoförüyüm dostum.
Soy taxista, amigo.
Hayır. O ayılar, ağzı kokmayan taksi şoförleri gibi bulması zor.
No, esos osos de peluche son más escasos que un taxista sin mal aliento.
- Taksi!
- ¡ Taxi!
Polisler de taksi şoförü oldu başıma!
Los policías están montando taxis estos días.
Taksi şoförüne hayat memat meselesi dedim.
Le dije al conductor del taxi que era una emergencia médica.
James Olsen ve siyah bir taksi arasındaki fark nedir?
¿ Cuál es la diferencia entre James Olsen y un taxi negro?
Siyah bir taksi arkadan beşlik çakabilir.
Que un taxi negro soporta cinco por detrás.
- Paul taksi çağırayım dedi ama ben yürüdüm.
- Paul quería llamar un taxi pero caminé.
Anubis taksi imkanı sağlıyor.
- Anubis tiene taxis.
Taksi! Hey!
¡ Eh, taxi!
- Taksi çağırabilirdim.
Podría haber cogido un taxi.
Peralta, siyah taksi soygunlarında ne haldeyiz?
Peralta, ¿ dónde estamos con lo de los atracos del falso taxi?
Ehliyetsiz bir taksi şoförü, turistleri arabasına alıyor kurbanları Brooklyn-Queens otobanının altına götürüyor silah zoruyla soyuyor ve onları terk ediyor.
Un taxista sin licencia ha estado recogiendo a turistas. El conductor recoge a las víctimas entre Brooklyn y Queens, les roba a punta de pistola y les deja tirados.
Taksi.
Taxi.
Taksi şoförü sorgu odasında.
Oye, el taxista está en la sala de interrogatorios.
Taksi şöförünü bulmuşlar ve ona Prince ve kız arkadaşı Sloan Teller'ın resmini göstermişler.
le enseñaron fotografías de Prince y su novia, Sloan Teller. Identifico a ambos.
Sloan Teller ve taksi şöförüyle birebir konuştunuz.
Ustedes entrevistaron a Sloan Teller y al taxista.
Ve taksi şöförü de...
Y en cuanto al taxista...
Bir bakalım. Sorgulama sırasında taksi şöförünün arkada oturan adamı pek iyi göremediğini duymak pek sürpriz olmadı.
¿ Les sorprendería saber que al ser entrevistado nuevamente, el conductor del taxi admitió que él apenas vio al caballero en el asiento trasero?
Max, taksi yavaşlıyor.
Max, el taxi está parando.
- Taksi tuttum.
¿ Dónde está tu coche?
- Bir taksi bulsana.
Estupendo. Jessica, consíguenos un taxi.
Yolda birini takip etmek istersen taksi iletişim ağını kullan.
Si quieres rastrear todo en el camino, usa la red de taxis.