Tanto traducir español
104,778 traducción paralela
Avına babası kadar mı seviyor?
¿ Le gusta cazar tanto como a su papá?
Çok uzun zaman önceydi. Zar zor hatırlıyorum.
Fue hace tanto tiempo que ni me acuerdo.
Rupert Chatwin'den sonra gelecek vaat eden bir hükümdar olmamıştı. O kadar uzun zaman oldu ki hatırlamıyorum bile.
No ha habido un soberano realmente inspirador y devoto desde Rupert Chatwin, y eso fue hace tanto que ya casi nadie lo recuerda.
Çok özür dilerim.
Lo siento tanto.
Bazen bir havuç için çok uğraşmamak güzel oluyor.
A veces es lindo que una zanahoria no cueste tanto trabajo.
Annesi o kadar yaşadığı için şanslı.
Qué suerte que haya vivido tanto.
Çok, çok üzgünüm.
Lo siento tanto.
Korkarım sende, bu görevde bulunmak için gereken, yetenek ve yasaya bağlılık eksikliğinin her ikisi de var.
Me temo que carece tanto de las habilidades como el temple para ser oficial.
O halde seni Genel Gözetim Birimi'ne transfer ediyorum.
Por lo tanto, voy a transferirla al grupo general de vigilancia.
En kısa sürede sana haber veririm.
Te mantendré al tanto apenas pueda.
Bugün çok işim vardı,
Tengo tanto trabajo que...
Neden gecikti?
- ¿ Por qué tardan tanto?
Belki de bu kadar beklentiye girmemeliydim. Uzun izininden dönmeden önce hakkında tek duyduğum şanlı dedektif Bowman'dı.
Quizá no debí esperar tanto, pero antes de que volviera de su sabático, todo lo que escuchaba era sobre el ilustre detective Bowman.
Helena bize dün akşamki patlama hakkında son bilgileri veriyordu.
Helena estaba poniéndonos al tanto de la explosión de anoche.
Bu arada, işimizi yapmaya devam etmeliyiz. Ki bu da kolonideki düzeni sürdürmek.
Mientras tanto, necesitamos seguir haciendo nuestro trabajo, lo cual es mantener el orden en esta colonia.
Ama sana ihtiyacın olan bir şey vereceğim Neredeyse broussard kadar.
Pero puedo darles algo que necesitan tanto como a Broussard.
İçeriden onu pek duymazsın.
No la oyes tanto desde adentro.
Yardım etmen için sana geldiklerinde onları kafese mi koyuyorsun?
Por lo tanto, alguien viene a pedirte ayuda, ¿ y los metes en una jaula?
O'nu bulacağım Mike. Sen yardım etsen de etmesen de.
Voy a encontrarlo, Mike... tanto si me ayudas como si no.
O kadar da değil.
No tanto.
Düzenim kuruldu
* Me he consolidado tanto *
Nihayet, Bay Kar Küreyen benim!
Tanto tiempo, al fin, ¡ soy Don Barredora!
Haberlere o kadar sık çıkıyor ki.. ... artık kendi jeneriği bile var.
Salió tanto en las noticias que ya tiene su propia canción.
Kavanoz açmaktan çok güçlendi.
Es fuerte de tanto usar el abrelatas.
Çok üzgünüm.
Lo siento tanto.
- Bu arada küçük bir gülmeye ihtiyacınız olursa diye.
Si necesita reírse de algo mientras tanto. Quizá más tarde.
- Kahve içmeyi bırakmalısın.
Debes parar de tomar tanto café.
Hayatım boyunca oldum, Ve hiç hokey bileti kadar olamadım.
He pasado toda mi vida, y nunca tuve tanto como un billete de hockey.
Pek fazla değil, karşılaştıracak kadar iyi olduğumu sanmıyorum.
No tanto, supongo, por comparación.
Evet, evet mideme bağlı olarak gelip gittim.
Oh, sí, sí, entro y salgo cada tanto. A causa de mis tripas.
Birisi hastaneden olduğunu idda ediyor.. .. bayan Zacharides'le sahte bir randevu ayarlıyor kocasına..
Por lo tanto, alguien que afirmaba ser del hospital hace una cita falsa con la Sra. Zacharides, y la mata.
Ben sadece bu arada bir şey hatırlayıp hatırlamadığınızı merak ediyorum.
Bueno, me preguntaba si podría haber recordado algo mientras tanto.
Ama eminim İngiltere'ye geleli çok uzun zaman olmadığını da söylemiştir.
Pero estoy seguro de que ella le dijo que no estuvimos tanto tiempo en Inglaterra.
Üzerindeki elbeseler biraz sıkı olur.
La ropa que llevas te va a quedar un tanto apretada.
Tüm resimlere bakacak kadar uzun yaşayacağımızı sanmıyorum.
No creo que logre vivir tanto como para ver todas las fotografías.
Bu kadar çok dolaşmanın zor olduğunu biliyorum, ama ben sadece bizi bir arada ve güvende tutmaya çalışıyorum.
Sé que es difícil mudarse tanto, pero solo estoy intentando mantenernos juntos y seguros.
Ne kadar varsın bakalım görelim.
Veamos qué tanto estás aquí.
Ama bu sonuncu... sandığımdan çok daha kısa sürdü.
Pero esta es la última vez... ella no duró tanto como pensé que lo haría.
Dolayısıyla açıkçası garip davranış öyküsü yok.
Por lo tanto, obviamente, no tiene una historia de comportamiento extraño.
Bu çok saçma bir şey. Buna çok ihtiyacın olduğuna emin misin?
Eso es bastante... ¿ Está segura de que necesita tanto?
Wesen bu kadar uzun süre gizli kalmış.
Así es como los Wesen han permanecido en secreto por tanto tiempo.
Ve bu arada, sadece aramaya devam ediyoruz.
Y mientras tanto, sólo seguimos buscando.
Zerstoerer hakkında elimden geldiğince öğrenmek istiyorum.
Voy a averiguar tanto como pueda sobre el Zerstöerer.
Walter pek iyi biri değildi biliyorum ama ailemden kalan tek kişiydi.
Sé que Walter no era para tanto, pero... era la única familia que me quedaba.
O kağıdı masama koyma cesaretiniz varsa hapishanenin nasıl bir yer olduğunu, benim oraya nasıl girdiğimi nasıl her gün öldürüldüğümü düşündüğümü duymaya da cesaretiniz vardır diye düşünmüştüm.
Me imagine que ustedes tienen los huevos para poner esa foto en mi escritorio, por lo tanto son lo suficientemente grandes para escuchar como es la vida en la carcel, lo que hice para terminar alli, como pensaba que me iban a matar todos los dias.
Marissa, ilk günden ağırlığımı koymak istemiyorum ama dosyaya göre Bayan Price duruşmayı kaçırmış yani planın ne bilmem gerek.
Marissa, no quiero empezar dando órdenes el primer día, pero según su expediente, la Srta. Price faltó a su cita en la corte, por lo tanto necesito saber cuál es tu plan.
Nathan'la görüşmeliyim.
- mientras tanto.
Çocuğun olabildiğince seni sevmesini isteyeceksin bu da onun babasıyla iyi ilişki kurmandan geçiyor çünkü aileden daha önemli bir şey yoktur.
Y debes darle tanto amor como te sea posible y eso significa tener una buena relación con su padre porque no hay nada más importante que la familia.
Yani müvekkilinin uyarıldığını kabul ediyor bu sebeple müvekkilim tüm sorumluluklardan muaftır.
Entonces admite que fue notificada y por lo tanto mi cliente debe ser absuelto de cualquier responsabilidad.
Aptal Clark Kent gözlükleri, geniş kaplumbağa boynu koleksiyonu etiğe olan sınırsız aşkı.
Sus estúpidos lentes a lo Clark Kent, su extensa colección de cuello de tortuga, y él ama a la Ética tanto.
Bart'la tekrar arkadaş olduk.
No tanto.