English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ T ] / Tarif

Tarif traducir español

5,135 traducción paralela
Müziğimizi iğrenç derecede mutlu olarak tarif ederdim.
Yo describiría nuestro estilo como jovial, carajo. - Clara, ¿ por qué no lo dejas hablar?
Ancak, genç, karnı burnunda hâliyle eve gelen kadının, polisin tarif ettiği gibi " hunharca işlenen bıçaklı saldırıya maruz kaldığı açıkça ortadadır.
Sin embargo, lo que sí parece claro es que los jóvenes, la mujer en estado de embarazo llegó a casa, y fue sometida a, lo describen policía como una "puñalada frenético de brutal ferocidad."
Ayrıca insanlara sevdiği ancak bir süredir izlemedikleri filmlerin sahnelerini tarif ettiriyorum.
También estoy haciendo de personas que... describen escenas de películas que les gustan... pero que no han visto en mucho tiempo.
Duygu dalgalanmalarının nasıl olduğunu tarif eder misin biraz?
¿ Puede describir cuáles son sus cambios de humor y como son?
Quentin'in seni nasıl tarif ettiğini hiç anlatmayayım.
No te voy a decir cómo Quentin me dijo que te reconociera.
Tarif etmeye bizi kelimeler bile yetmez.
♪ Las palabras no son suficientes para describirnos mejor
Ruh kardeşimiz Franny, seni tarif edilmeyecek kadar özleyeceğiz.
No hay palabras para expresar cuánto te extrañaremos, Franny.
Tarif ettiğiniz şekilde bu mutantlar zaten aramızda yaşıyorsa barış içinde yaşıyorlar demektir.
Si estos mutantes, como los describe, ya viven entre nosotros viven pacíficamente.
Tarif etmesi zor.
Es difícil de describir.
Dört yaşında cennete yaptığı ziyaretleri tarif etmeye başlamış.
A los 4 años empezó a describir sus visitas al cielo.
O kadar çok ölüm görünce tarif edecek söz var mı emin değilim.
Ver tanta muerte... No sé si haya palabras.
Kimi tarif ediyorlar? Seni mi beni mi?
¿ A quién están describiendo, a ti o a mí?
Tamam, kusursuz düğününü tarif et.
- De acuerdo como sería tu boda perfecta.
Bu özel bir tarif, sonra öğretirim sana.
¿ Sabes que es un regalo especial, sí? Yo te enseñaré.
Yolu yanlış tarif etmişler.
Me dieron mal la dirección.
- Evet... Tam beni tarif ettin.
- Usted está hablando con la persona correcta.
Tarif için teşekkürler. Kızım minnettar olacak.
Gracias a ti, te fríen para su hija.
- Tamam, ona tarif edebilirim.
- Bueno. Yo sé qué decirle.
Ama taşıdığı şeyi tarif edebilirim.
Pero puedo describir lo que llevaba.
Hatta en detaylı şekilde tarif ettim ve programın ev direktörü bu evde heykel olmadığını söyledi ama araştıracakmış.
Incluso le describí la estatua con todo detalle. Y la Directora del Programa de Vivienda dijo... que no hay estatua en esta residencia, pero, que lo investigará.
Gelinin yüzü nasıl tarif edilmişti?
El rostro de la novia, ¿ cómo se describe?
- Kocanız tarif etti mi?
- ¿ Se describe tu marido...?
Tarif et, nereye gidiyoruz?
Direcciones, ¿ a dónde vamos?
Çünkü ben, son tatilimde bir sürü yeni tarif öğrendim, az yada çok.
Porque tengo una gran receta para hacer mojitos que obtuve en mis últimas vacaciones, más o menos.
Evey'i tarif et o zaman?
¿ Y por qué no me la describes?
Tarif edebilir misiniz?
- ¿ Puede describírmelo?
Yolu tarif et..
Lo sigo.
Keşke bunun nasıl bir şey olduğunu size tarif edebilseydim.
Ojalá pudiera describirles cómo es.
Benim babam gibiydi kendisi. Şu anda çektiğim acı tarif edilemez.
Claro, él era una especie de padre sustituto para mí, yo soy una especie profundamente afectado.
Seni orada tutanları biraz tarif edebilir misin?
¿ Puedes describir a quienes te retienen?
Az önce tüm obezite hastalarını tarif ettim.
Acabo de describir a todos los pacientes obesos.
Kendini tarif edebilir misin? Ben...
Debes decirme, ¿ puedes describirte?
Klaus'un onu tarif ettiği gibi değil.
En realidad, no es la descripción de Klaus.
Bu doğru... tarif ettiğin kişiden çok daha ilgi çekici.
¡ Es verdad! Ella es mucho más interesante de cómo la describiste.
Derken, dileğini elde etmesi için gereken büyülü bir ayini tarif eden kelimeler görünüyormuş.
"Entonces aparecían las palabras... "... describiendo el rito nigromántico para conseguir lo que se deseaba. "
Satıcıya ellerini tarif ettim.
Le describí tus manos al vendedor.
O da Amy'nin ilişkilerini tarif ederken yazdıklarının çoğunun doğruluyor ama ona asla hamile olduğunu söylememiş.
Dice que la descripción de Amy de su relación era bastante precisa. Pero que ella nunca le dijo que estaba embarazada.
- Ağrıyı tarif edebilir misin?
¿ Puedes describirme tu dolor?
Tarif ettiğin şeye bakarsak acele etmezsen bir saat içinde ölmüş olacak.
Bueno, si es lo que describes, estará muerta en una hora.
Bekle, beni La Rive Gauche'a götür ama bana yolu tarif etmek için zamanın olmayacak değil mi?
Espera, ¿ me llevarás al restaurante francés pero no tienes tiempo para decirme cómo llegar?
O gece gördüğüm şeyi tarif edemiyorum.
No puedo describir lo que vi esa noche.
Ben de ona burger restoranını tarif ediyordum.
Le estaba contando del sitio ese de hamburguesas.
Kai odayı tarif etmişti.
Kai me describió este cuarto.
- Tarif edeceğim.
- Os lo voy a describir.
Müziğinizi nasıl tarif ediyorsunuz?
¿ Cómo describirían su música?
Frank'i nasıl tarif etmeli?
" ¿ Cómo describir a Frank?
Jeff'in sesli mesajında diyor ki, "Eğer Mavi İskelet'e gitmek istiyorsanız yolu bana tarif ettiler ve gece yarısına kadar orada olmamızı söylediler."
- ¿ Qué buzón de voz? ¡ El de Jeff! Dice :
Sana tarif edecek.
El quiere darle a usted.
- Bu sihir tarif edilemez. - Kaç tane fasulye var?
Es una magia que no puede describirse.
- Hedefini tarif et bakalım.
Cuéntame sobre tu objetivo.
Hey, bana yolu tarif etmen gerek.
Hola, necesito que me digas cómo llegar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]