Telegraph traducir español
119 traducción paralela
The Daily Telegraph :
The Daily Telegraph :
- Telegraph Hill'e.
- A Telegraph Hill.
Yarın sabah "Times" ve "Telegraph" ta ilan görülecek. ... ve yarın gece de "Evening News", "Standard" and "Star" da.
- Saldrá en el Times y el Telegraph y en los vespertinos Star y Evening News Standard.
Bana Telegraph gazetesini bağlayın.
Póngame con la oficina de telegramas.
Stephen House, "London Exchange Telegraph".
Stephen House, del "London Exchange Telegraph".
Gazete öyle yazmış
De acuerdo con esto aquí en el Telegraph
Birisi gazetemi kurcalamış.
Alguien ha usado mi Telegraph.
The Daily Telegraph'da okudum.
Lo leí en el Daily Telegraph.
Boş ver The Daily Telegraph'ı.
Al carajo el Daily Telegraph.
The Daily Telegraph okumuş olmalısınız.
Debió ser el Daily Telegraph.
Ne diyeceğim? 4 pound 10 peni. Gazeteler de yanında bedava.
Que sean cuatro libras con siete... y le incluiré el Times y el Telegraph. ¿ Le parece bien?
- Times ve Telegraph.
- El Times y el Telegraph. - Oh, sí.
Daily Teleghaph, Londra ve Paris arasındaki telefon hatlarının kesildiğini bildiriyordu.
El Daily Telegraph informo que las líneas telefónicas, entre Londres y Paris habían sido cortadas,
- The Telegraph.
- ¿ Periódico?
- Teşekkürler, iyi geceler.
- "Telegraph". Muy bien, buenas noches.
Daily Telegraph kim bilir ne yazardı.
Debemos dar temas al "Daily Telegraph".
Bugünün Telgraf gazetesinin haberi.
Hay un artículo en el "Telegraph" de hoy.
"Morning Telegraph" bu durumdan pek hoşlanmamış.
El artículo del Telegraph fue negativo.
Üç ay önce babanızın ölümünü günlük telgrafta okudum. Aklıma anneniz geldi ve oğlum diyebileceğim oğlu.
Tres meses atrás, leí sobre la muerte de tu padre... en el Daily Telegraph, y mi mente pensó en tu madre... y en el hijo que muy bien podría haber sido mío.
- Telegraf gazetesi, lütfen.
- El Telegraph, por favor.
Civardaki bir gazetede, Post Telegram'da yazıyorum.
Escribo para el periódico local. Para el "Telegraph".
Post Telegraph'ta çalışmıyorsun.
No trabajas para el "Post Telegraph".
Ve Daily Telegraph'ın bir kopyası.
Una copia del... del Daily Telegraph.
Öldüğünde Telegraph'ta bir şiiri çıktı.
Un poema en el Telegraph al morir.
Telegraph Street gazetesiyle ilgili çok ilginç şeyler var.
Muchos artículos interesantes relativas a Telegraph Street.
Vel Telegraph ve Times'dan da varlar.
Y está el Telegraph ahí y el Times.
Telegraph'dasınız canım.
Estas desnuda en el periodico, cariño.
Belfast Telegraph aradı. Röportaj saat dörtte, tamam mı?
Y... el Belfast Telegraph llamó para entrevistarte a las 4.
Sen Belfast Telegraph'a ya da BBC'ye bir röportaj verdin diye öldürmeyi, bombalamayı keseceklerini mi sanıyorsun?
¿ Crees que dejarán de poner bombas sólo porque tú saliste en una entrevista?
Ve Daily Telegraph'ın bir kopyası.
Una lata de curry. Ñam-ñam.
Lütfen bu çantayı yumuşak bataklık rulosuyla doldur.
Y un ejemplar del... Daily Telegraph.
Yarış sonuçları doğudan batıya gidiyordu. Western Union telegraph tarafından.
Los resultados de las carreras solían ir de Este a Oeste... por el telégrafo de Western Unión.
Ben miyim şimdi yoksa "The Telegraph" ın çapraz bulmacası mı?
¿ Soy yo o es el crucigrama del Telegraph?
Ne sen misin yoksa "The Telegraph" ın bulmacası mı?
¿ Tú o el crucigrama del Telegraph qué?
Hayır, tatlım. "The Telegraph" ta olmaz öyle şey.
No, querido, no en el Telegraph.
Harry Jennings'in The Telegraph'ı okuduğunu söyledi.
Harry me dijo que Jennings lee El Telégrafo.
- Dahası da var, değil mi? - İlk The Telegraph Diary'de * başladı ondan sonra ardı arkası kesilmedi.
- Todo empezó en el Telegraph Diary pero cada vez hay más y más y más
Bugünkü Telegraph gazetesindeyiz.
De acuerdo, hoy estamos dentro de The Telegraph.
Boston Telegraph'ta, Amerika'nın terörist saldırılarına en korumasız bölgelerini içeren bütün bir Beyaz Saray listesinin ardından yerel kanun birimleri bugün kırmızı alarmda.
La aplicación de la ley local sigue en alerta máxima en el día de hoy, después que un articulo en el Boston Telegraph publicara una lista interna de la Casa Blanca de los lugares mas vulnerables de los Estados Unidos ante ataques terroristas.
Telefonda konuşmasını duydum. Boston Telegraph gazetesi muhabiriyle konuştu.
Si, estaba hablando por teléfono sobre eso, y encerró en un circulo el nombre de un reportero del Boston Telegraph.
TELEGRAPH C.
TELÉGRAFOS
Yazıyor!
¡ Compre el Telegraph!
Telegraph'da bu ay yayınladığım seriyi görmedin mi?
¿ No has visto la serie que tengo publicada en el Telegraph este mes?
Haydi şimdi Telegraph Five ile dansa devam edelim.
¡ Ahora bailemos un poco más al ritmo de los Telegraph Five!
No, she rocks the telegraph, there will be blood style.
- No, ella sacude el telégrafo. Será un tratamiento de sangre.
Telegraph Hill Eczanesi mi?
¿ Es la farmacia de Telegraph Hill?
- Telegraph Hill Eczanesi.
- Farmacia de Telegraph Hill.
Telgrafta, Çin Seddi'nin üzerinde sendelerken çekilmiş bir karikatürün var senin ancak lanet olası uzayda politika yapmanı öneririm.
El Telegraph tiene una caricatura de ti paseando por la Gran Muralla China sugiriendo que eres la única cagada política visible desde el espacio.
Bu mektup The Telegraph gazetesine ve Argus'a 13 Haziran 1977 tarihinde ulaştı.
Recibieron esta carta en The Telegraph and Argus el 13 de junio de 1977.
- Bir de the Telegraph.
- Y El Telegraph.
- En iyisi Telegraph'da vardı.
La mejor ha sido la del "Telegraph"