Tennyson traducir español
178 traducción paralela
Kirby'ler ve Tennyson ırmağı hakkında söylediklerimi bilirsin.
¿ Sabes lo que siempre he dicho del arroyo de los Kirby y los Tennyson?
Tennyson'un Brook şiirindeki gibi, size hayat hikayemi sunuverdim.
Y aquí estoy, contándole mi vida, como el poeta Tennyson.
Ama İngiltere için John Donne, Dryden, Pope, Wordsworth, Coleridge, Shelley ve Keats, Tennyson, Bridges'i davet etmeye hazırım...
Pero de Inglaterra cito a John Donne, Dryden, Pope,..... Wordsworth, Coleridge, Shelley y Keats,..... Tennyson, Bridges...
Lord Tennyson şunları yazmakta haksız mıydı :
Estaba acertado Lord Tennyson cuando escribió :
Tennyson.
Tennyson.
Tennyson'u tanıyor muydunuz?
¿ Conoce a Tennyson?
Ben niçin tanıyayım ki Tennyson'ı?
¿ Por qué debería conocer yo a Tennyson?
Franklin, bu notu, odanın karşısındaki genç Tennyson'a götürür müsün? - Archie- -
Franklin, llévele esta nota al joven Sr. Tenysson allí.
Az sonra iddianın koşullarını ve Bay Tennyson'ın bu konuda ne yapacağını göreceğiz.
En un momento, veremos los términos de la apuesta y lo que el joven Sr. Tennyson hará al respecto
- Özür dilerim, Bay Tennyson.
Disculpe, Sr. Tennyson.
Özür dilerim, Bay Tennyson, kendisi bu notu hemen okumanızı istedi.
Tenysson, su orden fue que Ud. la lea inmediatamente.
- Ne diyorsun, Tennyson?
¿ Qué opina, Tenysson?
Sen beni oldukça iyi tanırsın, Tennyson.
Usted me conoce razonablemente bien, Tennyson.
Önerimi üyelere açıklamamda, çok büyük bir sakınca görür müsün, Tennyson?
¿ Le molestaría mucho, Tennyson si entero a todos de mi proposición?
Bay Tennyson'a bir iddia teklif ettim, iddianın konusu tam olarak şöyle.
Le propongo una apuesta al Sr. Tenysson aquí presente. La apuesta es la siguiente.
Senden hiç hoşlanmıyorum, Tennyson.
Usted me desagrada profundamente, Tennyson.
Ama Tennyson, sen bir yıl boyunca sessiz kalamazsın öyle bir şey doğanda yok.
Verá, Tenyson usted no podría mantener el silencio por un año.
Aslında bu dediğin de çok gülünç tabii. Sende maceracı ruh diye bir şey yok, Tennyson.
Eso, también es ridículo.
Albay Taylor'ı uzun zamandır tanırım. Dönek bir adam değildir.
Tennyson, conozco al Coronel Taylor desde hace mucho tiempo.
- Bay Tennyson'ın yemeği mi?
¿ Está comiendo bien, tiene buen apetito?
Beni duyuyor musun, Tennyson Bu olay üzerinde çok düşündüm.
Estuve pensando seriamente esto. Vos cumpliste con tu parte del trato admirablemente.
Anlaşmamızda üzerine düşeni hakkıyla yerine getirdin. Aslına bakarsan, beni tam anlamıyla şaşırttın, Tennyson.
De hecho... estoy completamente sorprendido, Tennyson.
Eşin. Eşin. Eşin.
Hoy es el día de los inocentes, Tennyson.
Budalalar günü, Tennyson. Sanki senin için verilmiş bir ad gibi. Çünkü burada ancak senin gibi bir budala....... dışarıda neler olduğunu bile bile, bu kadar uzun süre kalır.
Creo que se llama así por vos por el inocente que se queda ahí mientras sabe exactamente qué es lo que está pasando afuera.
Eşinden. Tennyson, bu saçmalığa artık bir son vermek gerek.
¡ Tennyson hay que terminar con este sinsentido!
Ne diyorsun, Tennyson? Sana beş bin dolar vermekte sakınca görmüyorum.
Puedo darle $ 5,000
Aylar süren o uzun yalnızlığı telafi edecek bir şey.
Algo para compensar sus meses de soledad. ¿ Que opina, Tennyson?
Beş bin dolar? Altı bin dolar, Tennyson!
$ 6,000, Tennyson.
Neredeyse duvarlara tırmanacaksın. Dinle, Tennyson.
Escucha, Tennyson, no podes estar ahí una hora mas.
Karşınızda zor bir durumdayım, Bay Tennyson.
Me ha acorralado, Sr. Tennyson.
Sen de şu anda beni, bunu açıklamak zorunda bıraktın. Bu da şunu kanıtlıyor, Bay Tennyson. Siz benden çok daha fazla varlıklı bir insansınız.
Ahora me ha forzado a declarar mi situación... probando, Sr. Tennyson, probando que, de nosotros dos... ud. es por lejos el mas considerable.
Tennyson, artık konuşabilirsin. Zamanın doldu.
Tennyson, puede hablar, la prueba ya pasó.
Bay Jamie Tennyson, neredeyse bir iddiayı kazanmak üzereydi ama gecikmeli de olsa, kumarın en yararsız uğraş olabileceğini keşfetmiş bulunuyor. Bu oyun hileli zarlar, işaretli oyun kağıtları veya onun durumunda, alınmış ses telleriyle oynanmış olsa bile.
El Sr. Jamie Tennyson, quien ganó la apuesta pero quien descubrió tardíamente que el juego puede ser un pasatiempo muy poco productivo incluso con dados cargados, cartas marcadas o, en este caso, algunas cuerdas vocales dañadas.
İyi sallar, değil mi, Tennyson?
Un embustero, ese Tennyson, ¿ verdad?
Tennyson iyi şairmiş.
Tennyson es un buen poeta.
- Hayır, Tennyson.
- No, Tennyson.
İlk çıkan balmumu silindirler üzerine kaydedilmiş anlatımı mümtaz şair Alfred Lord Tennyson, tarafından seslendirilmiştir.
los comentarios, grabados en los primeros cilindros de cera... los hace Alfred lord Tennyson, el Poeta Laureado.
- Tennyson.
- Tennyson.
Tennyson, Alfred Lord Tennyson.
Tennyson, Alfred Lord Tennyson.
Neden Tennyson sorusunu cevaplamadın?
¿ Por qué no contestó lo de Tennyson?
A Tennyson of the Transvaal.
Un Tennyson del Transvaal.
Buna ne diyorsun, Tennyson?
¿ Que opina Tenysson?
Evet, Tennyson, maceracı ruhuna hitap ediyor mu?
Bien Tennyson
Bu yıl ilkbahar erken geliyor, Tennyson.
La primavera se está adelantando este año Tennyson.
Senin özlemini çekiyor olmalı, Tennyson.
Se debe sentir muy sola sin vos, Tennyson. Desesperadamente sola.
Eşini kaybedebilirsin, Tennyson.
Podrías perder a tu esposa, Tennyson. Espero que estés bien enterado de eso.
Neden bırakmıyorsun, Tennyson?
¿ Por qué no abandonas, Tennyson? ¿ Por qué no abandonas ya mismo?
Tennyson, bugün eşini gördüm.
Tennyson, vi a tu esposa otra vez.
Eşinden söz ediyorum, Tennyson.
Tu esposa, digo, Tennyson, tu esposa... esposa... esposa.
Ne diyorsun, Tennyson?
$ 5,000.
Sen bir budalasın! Biliyorsun değil mi, Tennyson?
¿ ¡ Sos un idiota, sabías eso Tennyson?