Terrible traducir español
21,335 traducción paralela
Onlara göre Savage tarihin doğal bir seyri, o seyir ne kadar korkunç olursa olsun.
Bueno, según ellos, él es parte del curso natural de la historia, tan terrible como ese curso pueda ser.
Dünyanın geleceği tehlikede. Ve böyle kendini öldürmeye çalışmaya devam edersen bu annen ve benim için ne kadar kötü olsa da ki sen ölürsen ben de ölürüm ben bu küstah ergen egon yüzünden ölecek milyarlarca insan için daha çok endişeleniyorum!
El futuro del mundo está en una estaca, y si tú insistes en matarte, tan terrible como podría ser para tu madre, o para mí, quien, por cierto, también moriría, estoy más preocupado por los miles de millones de personas
O sırada hatırladığım ilk şey, sol koluma korkunç bir darbe oldu.
Lo primero que sentí fue un golpe terrible en mi brazo izquierdo.
Ve buradan ayrılmadan önce bu üzücü olayı sindirmek için zamana ihtiyacım var.
Y cuesta tiempo procesar un suceso terrible antes de que alguien pueda pasar página.
Üzücü kelimesini kullanmana şaşırdım.
Me sorprende que hayas utilizado la palabra terrible.
Dostum yemekler berbattı.
La comida era terrible.
Biliyorum, dükkandan dönerken çok fena trafik vardı.
Ya sé, pero había un tránsito terrible para volver desde la tienda.
Bu bir felâket.
! es terrible!
Korkunç bir eş olurdum.
Yo sería una esposa terrible.
- Sen de korkunç bir yalancısın.
Y usted es un mentiroso terrible.
Korkunç bir fırtına yaklaşıyordu ve hepimiz onun ortasında kalacaktık.
Una terrible tormenta se avecinaba... y nos afectaría a todos.
Çok fena bir gece değil mi?
Terrible noche, ¿ no?
Kaçtığı zamansa "Lütfen bu sefer çok kötü bir şey yapmasın."
Luego cuando escapa, le ruego : "No dejes que haga algo demasiado terrible".
Pinkertonlar'a çuvalla para döküyorum.
He pagado a esos Pinkerton una cantidad terrible de dinero.
Çok kötü bir şey olacak.
Va a ocurrir algo terrible.
Acımasızsın.
Eres terrible, amigo.
Bu adam berbat.
Este tipo es terrible.
İsimler konusunda pek bir kötüyümdür.
Eh, tú, soy terrible con los nombres.
Ben üniversitedeyken de ablamın başına çok kötü bir şey geleceği hissinden kurtulmaya çalışmıştım.
Y cuando estaba en la Universidad, ¿ fue superado con este sentimiento? de que algo terrible le estaba pasando a mi hermana.
Eger hakime anlattigin gibi Charlotte sana kötü davrandiysa neden gittin?
Si Charlotte era tan terrible como le dijiste al juez que era, ¿ por qué fuiste?
Öngörülebilirlik tasarımdaki oldukça kötü bir kusurdu.
Lo predecible fue una terrible falla en el diseño.
- Felicity, berbat bir baba olabilirim...
Felicity, tal vez haya sido un padre terrible...
Berbat bir baba olsam da sonuçta babanım ve sen yaşadığın sürece bu dünyanın yok olmasını istemem.
Terrible o no, soy tu padre. Mientras tú vivas en él, me interesa ver que este mundo no llegue a su fin.
Bunu yapmana izin veremem! Bu berbat yeri daha da mahvetmene seyirci kalamam!
no me quedare parado mirando como, arruinas este terrible sitio!
Anlayacağın şimdi de senin gecen perişan olacak!
Tuve un mal sueño, así que ahora su noche debe ser terrible.
Derken başka birinin gözlüğünü takmaktan dolayı olan o şiddetli baş ağrısı gelir.
Y ahí está el dolor de cabeza terrible por usar los lentes de alguien más.
Her şeyi geri götürmeliyiz.
Me siento terrible. Tenemos que devolverlo todo.
Haddini bildirin.
Raro. Oh, esto es terrible.
Bay Quagmire, bu berbat bir şey.
Sr. Quagmire, esto es terrible.
Aslında çok kötüyüm.
De hecho, estoy terrible.
Teknik terim sanırım "berbat" olurdu.
Creo que el término técnico es "terrible".
Bu uzay randevusu korkunç gidiyor.
Esta cita espacial está yendo terrible.
Yakut, o korkunç.
Ruby, eso es terrible.
Berbat bir golf pantolonu koleksiyonu dışında tabii.
Excepto por una terrible colección de pantalones de golf.
"Köylüler, şeytani bir yaratıktan kaynaklanan bir felaketle uğraşıyordu."
Sus habitantes sufrieron hace poco una terrible calamidad... el ataque de una criatura diabólica.
Çok da kötü değil.
No es demasiado terrible.
Zafer çoğu zaman kötü bir kaybın sonrasında gelir.
Victoria viene a menudo a una pérdida terrible.
Berbat bir yalancısın.
Eres una mentirosa terrible.
Bu seni fazlasıyla üzüyor olmalı Bayan Mathison.
Eso debió ser terrible para usted, Sra. Mathison.
Çünkü bu korkunç bir şey.
Porque es terrible.
Rezalet bir fikir.
Es una idea terrible.
Bu şok edici ve korkunç bir şey ama...
- Es impactante y terrible, pero...
Anlamlarını yitirip uzak anılar haline gelmeliler. Tanrı'nın sana verdiği muazzam sorumluluğun altında önemsiz, silik, yıkılmış, ezilmiş anılar olmalılar.
que se vuelvan recuerdos distantes e irrelevantes, insignificantes, derrotados, destruidos y superados por la terrible responsabilidad que Dios te ha dado.
Kardinalliği kaybetme korkusu mu çıkardı seni bu fırtınada?
¿ Has desafiado esta terrible tormenta sin miedo sólo porque puedes perder tu cardenalato?
Bir hafta sonra berbat bir hata yaptığımı anladım ve çekilmesi çok zor bir insan oldum sonra.
Una semana después me di cuenta de que había cometido un terrible error y que me sería imposible seguir con ella.
Şu an senden korkuyorum hatta çünkü beni bu rezil duruma soktun.
De hecho, ahora mismo, me das miedo porque me has puesto en esta terrible situación.
Çok kötü bir yalancısın Joe.
Eres un mentiroso terrible, Joe.
Şimdi yapmamız gereken tek şey kimin gideceği ve kimin geride kalıp, korkunç Hive ve primatların saldırılarını durduracağına karar vermek.
Ahora todo lo que tenemos que hacer es decidir quién va y quién se queda para retener a una ola de primitivos y a Enjambre el Terrible.
Ben çok büyük bir hata yaptım, Rahul...
He hecho algo terrible, Rahul.
- Kulağa çok kötü geliyor!
Oh, eso suena terrible.
Berbattı.
Fue terrible.