English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ T ] / Tesisatçı

Tesisatçı traducir español

1,356 traducción paralela
Herkesten örnekler aldım... komşular, tesisatçılar, tamirciler... hiçbir şey çıkmadı.
Tengo muestras de todos... los vecinos, fontaneros, al barrendero... nada.
- "Ben tesisatçılık yapan bir traktörüm." - Yale tiyatrosunda bunları mı yapıyorlar?
¿ Eso es lo hacen en las clases de teatro en Yale?
Ama programa uygun gidiyoruz. Ben ayrılırken tesisatçı bir sürü etkileyici görünümlü bakır boru indiriyordu. Sanırım bu iyi bir şey.
Pero vamos a buen ritmo, y cuando me fui, el fontanero descargaba unos tubos de cobre impresionantes, eso es algo, supongo....
İspanyol bir tesisatçı, emekli bir beyaz polis, afrika-amerikalı bir öğretmen...
Un plomero hispano, un policía retirado, un maestro de escuela negro...
Adam tesisatçı.
Es un fontanero.
Tuvaleti tamir ettirmek için tesisatçı çağırmalıyız.
Necesitamos un plomero para arreglar el inodoro.
Tesisatçınız bizi haberdar etti ve şikayette bulundu.
Su plomero nos avisó de lo que encontró y ha puesto una queja.
Tesisatçı yarına halledeceğini söyledi.
Calma, el plomero me prometió que lo arreglará mañana.
Ben tesisatçıyı arasam iyi olacak.
Voy a llamar al plomero.
24 saat açık tesisatçı bulmak bir masalmış.
Fontanería las 24 horas es un mito.
Her sıhhi tesisatçıyı aradım. Yarın sabahtan önce gelebilen yok.
Llamé a cada fontanero en Smallville y todos dicen que vienen mañana.
Tesisatçı, üst kattaki tuvaleti söktüğü için, buradakini kullanman gerekecek.
¡ Oh, el fontanero se aparte de la planta alta baño, por lo que tendrá que utilizar este.
- Nedir bu? Tamirci, tesisatçı ve elektrikçilerin numaraları, garanti şartları, yetkili servisler, hepsini bu klasörde bulabilirsin.
Es mi archivo de reparadores, fontaneros, electricistas planes de mantenimiento, garantías, centros oficiales de reparación etcétera.
- Ve tesisatçıya borularımla ilgili sorunum olduğunu söyledi - Babasına ne oldu diye sorabilir miyim?
Y le dijo al plomero que tenía problemas con mis tuberías.
Tesisatçıya ihtiyacımız var!
¡ Necesitamos un fontanero!
Tesisatçılık hakkında bir şeyler biliyor musun?
¿ Sabes algo de plomería?
Bu onun evime tesisatçı kılığında değil bir centilmen olarak girmesi demek.
¡ Que entra a mi casa como un caballero no disfrazado de plomero!
Böylece su tesisatçısına para ödeyebilirim.
Para pagarle al plomero.
Bert, Karşımdaki adam sıhhi tesisatçım.
Bert, mi oponente es mi plomero.
Ya bırakırsın ya da, Tanrı aşkına, bir tesisatçıya seçim kaybetmek mi gözünü açıp kapayana kadar o anlaşmalara veda ederiz.
Si Ud. Renuncia o pierde ante un plomero... esos ofrecimientos desaparecerán en un santiamén.
Aman Tanrım, bence burada boyacıya değil, su tesisatçısına ihtiyaçları var.
Dios, creo que aquí necesitan plomeros, no pintores.
Tesisatçı değilim ama yolun sonuna geldiğimizi söyleyebilirim.
No soy plomero, pero diría que llegamos al final de la línea.
Tesisatçı buralarda bir yerde olmalı...
El conserje todavía no se ha ido. Tengo que...
Tesisatçı çağırmak zorunda kaldım.
Tuve que llamar al fontanero.
- Olamaz. - Bir tesisatçı getireceğini söyledin sanıyordum.
Creí que ibas a conseguir un plomero.
- Sen tesisatçı mısın?
¿ Eres un plomero?
Ben de tesisatçı falan oldun zannettim.
Creí que eras plomero o algo así.
- Tamam, bir tesisatçıyı arayıp...
- OK, podríamos llamar a un plomero...
Tesisatçıyım.
- Fontanero.
Mike, senin tesisatçı olduğunu duydum.
Mike, he oído que eres un, ¿ fontanero?
Sen tesisatçısın değil mi?
- Y tú eres fontanero, ¿ no?
Düzenlemem gereken bir muayenehane var ve bir tesisatçı bulmalıyım.
Tengo que terminar de instalarme en el en el consultorio, reparar las tuberías.
- Şöyle düşün ben ya da Al tesisatçı olarak sudan korksaydık ulu Cornish halkının bunu bilmesi gerekirdi.
Yo lo veo así. Si un plomero como Al o yo le tuvieran miedo al agua, eso es algo que el pueblo de Cornvwall tiene derecho a saber.
Bazı zorluklar yaşadığımı kabul ediyorum ama bu hiçbir zaman bir doktor olarak görevimi ifa etmekten beni alıkoyamaz ve bilginiz olsun, bahsi geçen tesisatçı kazası ketçap kullanılarak gerçekleştirilmiş ve diğer hastalarla randevularımı kaçırmama sebep olmuş bir şakadır.
Admito que tengo algunas dificultades, pero que ni hacen ni harán mella en mi rol de médico. Y, para que conste, el accidente de un plomero del pueblo, fue una payasada con un poco de ketchup, el cual, a propósito, me impidió atender a los pacientes en mi consultorio.
Aslında zihnimde sana sarılıyorum. Ayrıca tesisatçılara da 10, 12 ve 15 numaralı odalarda da suyun tazyikli akmadığını söylüyorum.
En mi mente, te estoy abrazando, y le digo a los lampistas que no hay agua en la 10, 12, y 15.
Biliyor musun, ne zaman bir UPS kuryesi gelse koli imzalıyorum. Veya muslukları kontrol etmek isteyen bir tesisatçı çıkıyor.
Ya sabes, por si acaso es un mensajero de UPS y tenga que firmar por el paquete, o quizá es el fontanero y tenga que desatascar mis tuberías.
Franco'nun tesisatçı arkadaşı var.
Franco tiene un colega fontanero.
- Su tesisatçısını aramam gerekir mi?
¿ Llamo al plomero?
- Su tesisatçısı.
El plomero.
- Bir su tesisatçısı seni doyuma mı ulaştırdı?
¿ Un plomero te dio una mamada? Se llamaba Andy.
Afedersin ama sen tesisatçıylayken prezervatif kullandın mı?
Disculpa, pero ¿ usaste tu uno con aquel fontanero?
Tesisatçı çağırmak zorunda kaldım.
Tuve que llamar al plomero.
kırmızı noktalı bir filmde görmüştüm tesisatçılar kapıyı çalıyordu ve kadın "selam, çocuklar" diyordu ondan sonra, hep popolar ve dirsekler vardı.
Vi esta película picante una vez en la que los plomeros golpean la puerta y las chicas contestan "hola, chicos" Después de eso, todo fue traseros y codos
Bak, sen, bir gün boyunca kendine yeteri kadar işkence yaptın, hadi burayı toplayalım ve bir tesisatçı çağıralım.
Bien, te torturé suficiente por un día guardemos todo y llamemos al plomero.
- Tesisatçı gelmişti.
- Vino un plomero.
Tesisatçı geldi.
Ha venido un plomero.
"Bir meslek söyle." "Tesisatçı."
"¡ Dime un utensilio de granja!" "¡ Un tractor!"
Şimdi tesisatçı içeride bakıyor.
El fontanero está Aquí, lo está mirando.
- Gece hizmetçisi. Tesisatçı.
... el plomero y el mago belga.
Ailen tesisatçıları olduğumu zannediyor.
Tus padres creen que soy su plomero.
- Tesisatçı.
El fontanero.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]