Titanic traducir español
666 traducción paralela
"Titanik" battığından bu yana, sandala bile binmedim.
Desde que se hundió el Titanic no he vuelto a subirme a una barca.
Titanic mi? Üzgünüm, efendim.
¿ Para el Titanic?
"Titanic gemisinde bulunan Bay James J. Hays."
"Sr. James J. Hays, a bordo del Titanic".
Böylece, 15 Nisan 1912'de, saat 02 : 20'de yolcular ve mürettebat, Galce bir ilahiyi seslendirirken RMS Titanic, İngiliz kayıtlarından silindi.
El 15 de abril de 1912, a las 02.20 horas, mientras los pasajeros y la tripulación cantaban, el R. M. S. Titanic desaparecía del registro británico.
Titanik'in batışına benziyor.
Se hundió como el Titanic.
Titanik.
El Titanic.
Bu gemiye Titanik adını veriyorum.
Este barco se llamará Titanic.
UNUTULMAYACAK GECE - TİTANİK FACİASI
LA ÚLTIMA NOCHE DEL TITANIC
TİTANİĞİN 4. KAPTANI KUMANDAN BOXHALL...
DEL COMANDANTE BOXHALL, QUE FUE OFICIAL DEL TITANIC
"White Star Gemiciliğin yeni transatlantiği Titanik... dünyanın en büyük gemisi." "Titanik, sadece ebat bakımından değil aynı zamanda lüks donanımı sebebiyle de büyük vapurlar arasında dünyada birinci sırada."
El nuevo trasatlántico de la White Star Line, el Titanic... es el buque más grande del mundo... no sólo por sus dimensiones... sino también por el lujo de sus departamentos.
"Titanik, ayrıca birinci mevki yolcularına sunulan Vinolia Otto banyo sabunları ile de... denizlerde yüksek tuvalet lüksü ve rahatlığı sunarak liderliğini koruyor."
Otra razón que justifica su primer puesto entre los barcos del mundo... es que va provisto de jabón de tocador Vinolia Otto... para sus pasajeros de 1ª Clase. El Titanic es el primero que ofrece... toda clase de comodidades y lujos en sus viajes por mar.
Her İngiliz batması imkansız Titanik ile gurur duyar.
Todo buen inglés se enorgullece del insumergible Titanic.
Titaniğe onun ikinci kaptanı olarak katılacak.
Se incorporará al Titanic en calidad de Segundo Oficial.
- 800 sandık kabuklu ceviz, Titanik.
800 cajas de nueces, Titanic.
- 3,000 düzine günlük yumurta, Titanik. - Evet.
3.200 docenas de huevos frescos, Titanic.
Titanik'te ikinci kaptan olmayı başka gemide birinci kaptan olmaya tercih ederim.
Prefiero ir de Segundo en el Titanic... que de Primero o de Capitán, en otro barco.
Bu Titanik.
Es el Titanic. ¿ Qué dice?
İlke seferine çıkan Titanik efendim.
El Titanic en su primer viaje. A la altura del Cabo Race.
Dinle. "Deniz üstündeki Titanik'ten."
Desde el Titanic en ruta.
- Sadece Titanik efendim.
Sólo el Titanic, señor.
Bir aysberge çarpmışlar!
- Del Titanic. Ha chocado...
- Titanik mi?
- ¿ El Titanic? No le creo.
Bir imdat çağrısı, efendim.
El Titanic ha lanzado un SOS.
Titanik olduğuna emin misin? - Evet, efendim.
- ¿ Seguro que era el Titanic?
O zaman şu mesajı gönder " Titaniğiz, batıyoruz.
- Sí, señor. Entonces transmita este mensaje sin cesar : El Titanic naufraga.
- Titanik'ten efendim.
- Es del Titanic, señor.
Yakınlardaymış, Titanik'e olanları duymuşlar.
Están muy cerca. Se enteran ahora de lo del Titanic.
Şekerim, bir dahaki sefere Titanikle gidelim.
Querido, para la próxima viajemos en el Titanic.
Kesinlikle, Aziz Bartholomew katliamına da denk gelebilirdik, İspanyol Engizisyonuna da, Moskova'dan geri çekilmeye de, Titanic'in batışına da, Bastil isyanına da...
Claro, podría habernos tocado la matanza de San Bartolomé, la Santa Inquisición española, la retirada de Moscú, el hundimiento del Titanic, la Toma de la Bastilla...
Titanic omleti!
¡ El omelette titánico!
Büyükbaba Titanik'i batırdığında şüphelenmediler ama.
No hubo sospechas cuando el abuelo hundió el Titanic.
Bu durum, Titanik'in kaptanına buz dağına çarptıktan sonra.. ... öneride bulunmaktan farksız.
Es como aconsejar al capitán del Titanic después de haber chocado con el iceberg.
Titanik'in batmasına izin verdiğinde.
Cuando dejó que el Titanic se hundiera
Bir gün bu Titanik'i canlandırır.
Que saque al Titanic algún día
Titanik'ten sonra tarihin en büyük felaketinin yapımcısı olmak üzereyim ve sen burada hırsız polis oynuyorsun.
Estoy a punto de pasar a la historia como el productor del mayor desastre desde el Titanic y tú juegas a policías y ladrones.
Biliyor musun bu adam gerçekten Titanik'te bulunmuş tanıştığım ilk kişi.
¿ Sabes una cosa? Es el primero que conozco que estuvo en el Titanic.
- Titanik'den canlı mı kurtulmuş?
- ¿ Sobrevivió al Titanic?
Boş ver Titanik'i.Buraya gel.
Olvídate del Titanic y ven aquí.
David, Titanik'in güvertesinde sayılırız ve sen hala orkestraya istek yapıyorsun.
David, estamos en la cubierta del Titanic. Estás sugiriendo canciones a la banda.
Titanik dışında her yere girdin.
Has estado en todos los barcos menos en el Titanic.
Titanik'i çıkartmak daha kolay olurdu.
Sería más fácil levantar el Titanic.
Titanic Oyuncak Şirketi.
Corporación de juguetes Titanic.
Baksana. Kendini Titanik'in kaptanı sanıyor.
Se cree que es el capitán del Titanic.
Yapışkan baston böceği, sıcak çöreğin üzerine yapıştığından beridir, en yapışkan durumdayız.
Estamos más atrapados que una mosca pegada a un pastel del Titanic.
Titanik'in biraz evvel geldiğini söylüyor.
Dice que acaba de llegar el Titanic.
Yani, birisi kirasını bir ay geciktirirse Titanik gibi batarsınız.
Mira, si alguien no les paga el alquiler un mes se hundirán como el Titanic.
- Hepsi Titaniğe.
- Todo Titanic.
Titaniğin son yolcu listesi, efendim.
La lista definitiva de pasajeros del Titanic, señor.
- Evet, Titanic'in batışıyla ilgili.
¿ Splash? Sí. Trata sobre el hundimiento del Titanic.
Herifi Titanic'ten falan mı bulmuştun?
No en este maldito barco, nene.
Koduğumun kaptanı tekneyi terk etmiş.
¿ De dónde lo sacaste, del Titanic? Ese bastardo abandonó el barco.