English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ T ] / Tm

Tm traducir español

1,952 traducción paralela
İlaç tedavisi bitti, kan basıncı iyi, ve ameliyat bölgesi acıtmıyor.
Podría... No hay más metástasis, la presión es regular y la herida no está mal.
Bu acıtmış olmalı.
Eso ha dolido gotta.
Bir arkadaşınız vardı yanınızda ve kendinize Savannah olarak tanıtmıştınız.
Estabas con una amiga tuya, y te hacías llamar Savannah.
Savannah olarak tanıtmıştın kendini.
Te conocí el año pasado, te hacías llamar Savannah.
Çünkü müritleri en az onun kadar sapıtmıştı.
Porque sus seguidores estaban tan locos como él.
Bütün bu Coolidge'in parti istemediği konusunda duyduklarınız gerçeği yansıtmıyor.
Todo lo que oyeron acerca de que en Coolidge no les gusta celebrar es una estupidez.
Vardığınızda, ben bavulların çoğunu açmış ve kulübeyi ısıtmış olacağım.
Cuando llegues, ya habré desempacado casi todo y calefaccionado la cabaña.
Onları her ne öldürdüyse acıtmış gibi görünüyor.
Lo que fuera que les mató debió doler.
Bu acıtmış olmalı.
¡ Oh! Eso debe de doler.
Dinleyin, ben imza dağıtmıyorum ve kaba olmak istemem. Ama neden patronunuzla değil de sizinle konuşuyorum?
Escucha, no firmo autógrafos y no quiero ser grosera pero, ¿ por qué estoy hablando contigo y no con tu jefe?
Biri ağzını burnunu dağıtmış.
Alguien lo ha molido a palos.
Bu seni azıtmıyor mu?
Oh, ese zumbido que te molesta...
Mideni biraz da olsa kazıtmıyor mu?
En ese apretado estomago.
... neden bana kendinizi tanıtmıyorsunuz ve neden burada olduğunuzu söylemiyorsunuz?
¿ por qué no se presentan ustedes mismos? Y díganos por qué están aquí.
Acıtmıyor bile.
Ni siquiera duele.
Kaplan, Yapı ve Yenileme sorumlusu olarak çeşitli inşaat şirketlerine 320 milyon dolarlık ihale dağıtmış.
Como Comisionado para la Construcción y Renovación,
Acıtmış olmalı, yaptırması da uzun sürmüştür.
Debe haber dolido y llevado bastante tiempo.
Eminim Jeffrey kendini tanıtmıştır.
Supongo que Jeffrey ya se ha presentado.
Elini ısıtmış.
Te calentó.
Ne yazık ki annesinin sapıtmış ama yine de kusursuz mantığı ile yüzleşen Richard Castle'ın beyni patladı ama.
Al enfrentarse con la lógica retorcida pero irrefutable de su madre la cabeza de Richard Castle explotó.
Tess Davis'i bir seri katil olarak tanıtmış.
Tess nombro a Davis el asesino serial.
Jamie, neden kendini sınıfa tanıtmıyorsun?
Jamie, ¿ por qué no te presentas ante la clase?
Hangisi adaleti bu derece eşit dağıtmış ve sizleri dış düşmanlardan böylesine korumuştur?
¿ Administrando justicia por igual a todas las clases, y protegiéndolos de los enemigos externos?
Belli ki işine hiç yansıtmıyorsun.
eh, claramente no influencia tu trabajo
Acıtmıyor bile.
Esto no duele.
Bak, bilmiyorum, tm?
mira no se bien, ok?
Yani gitmek zorundayım, tm?
Así que, ¿ tengo que irme, vale?
Tm.
Vale.
Tm, onlar sadece bi demet yaşlı insan
Ok, solo son un atajo de ancianos
Tm.
ok.
Tm, fıçıda seks yapmış olabilirsin.
ok, bien asi lo hicieron sobre el set de hopper.
Tm, bu benim, Ron.
Ok este soy yo, Ron.
- Tm.
- Vale.
Tm.
Sí.
Ama belki aşağılanmam Ron'un dikkatini dağıtmıştır?
Pero quizás Ron distrajo... ¿ el espectáculo de mi humillación?
Aramızdaki manyakların her biri bu ringde kanını akıtmıştır.
Cada uno de nosotros... derramamos sangre en este cuadrilátero.
Ortalığı dağıtmışsınız ama hakkını da vermişsiniz.
Porque si van a destrozar este lugar, más vale que lo hagan bien.
Hepimizin dikkatini dağıtmıştı.
Nos mantuvo distraídos a todos.
Acıtmıyor mu?
¿ Duele?
Çok güzel uzun saçları vardı ve hepsini kazıtmıştı.
Ella tenía una hermosa y larga cabellera y se la afeitó.
Tıpkı babamın bana araba kullanmayı öğretmesi gibi, ama o yanımda bile değildi, 10 yaşındaydım ve çimden bir flamingo ailesini dağıtmıştım.
Así me enseñó mi padre a manejar, excepto que no estuvo ahí... yo tenía 10 años y maté a toda una familia de flamencos de jardín.
Golf sopasıyla oda arkadaşının çenesini dağıtmışsın.
Golpeaste a tu compañero de cuarto con un palo de golf.
Bugüne kadar dikkatini dağıtmıyordun.
Hasta hoy te has concentrado
Ee, Denny görünüşe göre, dün gece kulüpte fena dağıtmışsın.
Entonces, Denny... parece que tuviste una buena fiesta anoche.
Bizimkiler baya bir dağıtmış mı diyorsun yani?
Así que... somos un montón de locos, ¿ no?
Bir adamın suratını dağıtmış.
Desfiguro la cara de un tipo.
Yeni ısıtmıştım.
Acabo de prepararlo.
Amı götü dağıtmıştın.
Solo te he visto una vez con cuchillo caliente y porque no tenías un centimo.
- Tm
- Vale,
Amma dağıtmışım.
He hecho un lío.
Partiyi fena dağıtmışlar!
Tienen que lanzar UNEL infiernode una fiesta.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]