Tomé traducir español
24,744 traducción paralela
Kankamın arabasını ödünç aldım, hani seninle buluşacağımız gün.
Tomé prestado un auto de un amigo, ya sabes, el día en que se suponía que me encontraría contigo.
Görünüşe göre yolda, bir yerde, yanlış bir yerden döndüm bu da beni olmak istemediğim bir yere götürdü.
Parece que en alguna parte del camino tomé la ruta equivocada... que me llevó a un lugar al que no quería ir.
Bir polisten ödünç aldım.
La tomé prestada de un policía.
Çok özür dilerim, yanlışlıkla aldım.
Lo siento mucho. La tomé por equivocación.
Bir karar verdim ama kızmanı istemiyorum.
Tomé una decisión y no quiero que te enojes.
- Verdiğim her karar onu öldürdü. Tanrı bunu biliyor. Bütün bunlar benim yüzümden.
Cada decisión que tomé la mató.
Dün O'Neill endüstrisini ele geçirdim.
Tomé posesión de industrias O'Neill Ayer.
Bir fotoğrafını aldım ve arkadaşlarıma gönderdim.
Tomé un foto de ella, y se las mandé a mis amigos.
Ben, Kevin'in sırt çantasını aldım.
Tomé la mochila de Kevin.
Doğru seçimi mi yaptım?
¿ Tomé la decisión correcta?
Malcolm, lütfen. Eğer işini aldım diye bana kızgınsan...
Malcolm, por favor, si estás enojado porque tomé tu puesto...
Bunu satıcı kızdan aldım.
Tomé esto de la chica del carro.
Angela'nın çantasından aldım.
Bueno, la tomé del bolso de Angela.
- Kimsenin umurunda değil ama öğle yemeğinde pastil yedim.
A nadie le importa, pero en la comida, me tomé una pastilla.
Bu mermiyi babamın cesedinden çıkardım.
Tomé esta bala del cadáver de mi hija.
Sizin randevunuzu az önce iptal ettirdim.
Me tomé la libertad de cancelar su cita.
Aynı geçen sene çektiğim fotoğrafın gibi göründüğünü biliyorum.
Lo sé, se ve exactamente como la foto que te tomé el año pasado.
Çalışma odanızdaki raftan bir kitabınızı aldım.
Tomé uno de sus libros del estante en su estudio.
Ödünç almıştım.
Solo las tomé prestadas.
İlk versiyon : İçkiyi biraz fazla kaçırmıştım. Otoparkta kasabadan birileriyle dalaştım.
Tomé demasiado, me peleé con gente del pueblo en el estacionamiento, y, vaya, solo... no pude verles bien los rostros.
Biraz şarap içmiştim ve koltukta uyuyakalmışım.
Tomé un poco de vino y me quedé dormido en el sofá. Dormí de más.
Evet, birkaç yumruk yedim ama anahtarı yutuşumun sebebi o değildi.
O sea, sí, me golpearon un par de veces, pero no por eso me tomé la llave.
Eğer bana bir şey olursa, Baltimore'dan bir arkadaşımın devralması için düzenlemeler yaptım.
Si algo me pasara, hice arreglos para que un colega de Baltimore tome mi lugar.
Lütfen otur.
Por favor, tome asiento.
Bayan McCrae'nin ifadesini almamı ister misiniz?
¿ Quiere que tome la declaración de la Sra. McCrae?
Tut şunu.
Tome esto.
Otur lütfen.
Tome asiento.
# Bebeğim şimdi kontrolü al #
♪ bebé tome el control'ahora ♪
Bilirsin, bunu yapma cesareti olana bayıldım.
Me encanta que alguien tiene las agallas, ya sabes, Lo tome en el establecimiento.
Evet...
Sí, me tomé unas buenas vacaciones.
Al bunu. Sevgili karın için.
Tome esto... para su linda esposa.
Ne olduğunu bilmediğim bir şeyi almanıza izin veremem.
No puedo permitir que tome algo si no sé qué es.
Tıbbi bakım talep ediyorsanız, lütfen...
- Siéntate. Si necesita atención médica, por favor, tome...
Bu kılıcı al tanrının kutsamasıyla sana bağışlanmış kutsal ruh ile güçlenmiş bu kılıçla tüm düşmanlarına direnip onları savuştur.
Tome esta espada, que se le concede con la bendición de Dios, que por el poder del Espíritu Santo resista y rechace a todos sus enemigos.
- Çocuklar, lütfen.
- Tome esta silla, por favor.
Olan biten her şeyi acele etmeden yazmanı istiyorum.
Quiero que se tome su tiempo y quiero que escriba todo lo que ocurrió.
Acele etmeden bu adamlardan herhangi birinin kimliğini tespit etmeni istiyorum.
Quiero que se tome su tiempo... y vea si puede identificar a cualquiera de estos hombres.
Ben bir fincan çay falan içeyim.
Puede que tome un té o algo así.
Olan biten her şeyi acele etmeden yazmanı istiyorum. - Peki Komiser.
Quiero que se tome su tiempo y quiero que escriba todo lo que ocurrió.
Hepsini alacağı için daha çok Hız Gücü ile dolmanı istiyor. Beni geri gönderin. Çökertme reaktörünü kullanıp gediği kapatın.
Quiere que tengas más Fuerza de Velocidad en ti, para cuando por fin la tome, envíenme de regreso, usen el reactor de implosión para cerrar la abertura.
Joe, benden Velocity-6 kullanmamı isteme.
Joe, no me vuelvas a pedir que tome Velocity-6.
Bırakalım da çocuk tadını çıkarsın.
No, más alto. Que este muchacho se tome su tiempo.
Hava güneşli olduğundan kafayı yedi.
No se lo tome a mal, señor. Demasiado sol.
- Al bu kılıcı.
Tome esta espada.
Oturun.
Tome asiento.
Otur.
Tome asiento.
- Ceketimi al.
- Tome mi saco.
Felicie, eşyaları alır mısın.
Félicie, tome el abrigo de la señorita, por favor.
Otursana.
Tome asiento.
İşemem için molamı harcamamı mı istiyorsun?
¿ Haces que me tome un descanso porque debo ir a orinar?
Ateş'i ele geçirmeden önce bağlantısını kesmemiz gerek. Yoksa A.L.I.E'ye tam istediğini vermiş oluruz.
Tenemos que desconectarla antes de que se tome la llama, o le daremos a ALIE exactamente lo que quiere.