English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ T ] / Torso

Torso traducir español

773 traducción paralela
Vücuduna bayılırlardı
Y el torso, aún más
Gövdesini fark ettin mi?
¿ Te fijaste en su torso? - ¡ Tú sí que te has fijado!
Mahkum, diz çöküp başını kütüğe koyar... boynunu, özel olarak tasarlanmış... bu küçük oyuğa yerleştirir, balta buraya iner... ve kafayı gövdeden tek hamlede, bazı şanssız durumlarda... iki hamlede ayırır.
La víctima, arrodillada, ponía la cabeza en el bloque, acomodaba el cuello en el pequeño hueco... diseñado para ello, tras lo cual descendía el hacha, cercenando la cabeza del torso de un solo golpe o, en casos desafortunados, dos.
Birinin vücudunu ilan tahtası haline getirmesini hiç anlayamamışımdır.
No entiendo esa costumbre de hacer una valla publicitaria del propio torso. - Veo.
Lanet olası gövdeden başka bir şey kalmamışsa, doğru kişiyi bulduğunuzu nasıI öğrendiniz?
Si no hay más que un torso decapitado, ¿ cómo sabe que es el que buscamos?
Söyle bana, Doktor Watson, Kaptan Simpson'un canlandırıImış ölümünde, göğüs derisinin üzerindeki dövmeyi nasıI açıklıyorsun?
Y en la muerte simulada del capitán Simpson ¿ cómo hicieron el tatuaje del torso?
Göğüs derisi üzerindeki dövme...
Sí, el tatuaje. El tatuaje del torso, sí. Pues...
Yatağa yakından çekim istiyorum.
Denme un acercamiento al torso.
Balerin Bayan Torso'yu hatırlarsın herhalde.
Sin duda recordarás a la Srta. Torso, la bailarina de ballet.
Mesela Bayan Torso...
- La Srta. Torso, por ejemplo...
Evet, Bayan Torso ile başlayacağım.
Y empezaré con la Srta. Torso.
Sopranonun vücudunu saran alevleri duyana dek bekleyin.
Espera que oigas las llamas lamiendo tu torso.
Kesik bir kol, bacak, gövde korkunç bir yapboz gibi parçaları bir araya getirdim.
Yo amputé un brazo, una pierna, un torso... y ayudé a reunirlos como un rompecabezas monstruoso.
Eğilirsen sadece belden yukarımı görürler.
Bien, Asi solo me veran el torso.
Ve sonunda, sallanan başıyla kanlı bir gövde halinde asılı duruyordu orada sadece inleyen ve günah çıkaran papazın ona doğru kaldırdığı İsalı haça dik dik bakan bir gövde halinde.
Al final quedó ahí colgado un torso sangriento con una cabeza que se movía sólo gemía y miraba el crucifijo que el padre confesor le acercó.
Yani bedenin üst kısmı bacaklara göre fazla geniş.
Es decir, el torso es grande comparado con las piernas.
Üstsüz müsün?
¿ Estás con el torso desnudo?
- Demek üstsüzsün?
- ¿ Dices con el torso desnudo?
Aslında yayı kullanma... Sanırım buradaki düşünce kolsuz-bacaksız insan vücuduna vurmanın uçunumu.
En realidad, el uso del arco, sería como la sublimación del hecho de acariciar un torso.
Yani sapı, erkeklik organı ve kolsuz insan vücuduna yapılan darbeler şeyi yaratır. Sizce de çatışma değil mi bu?
así que entre La empuñadura del falo y las caricias del torso..., imagino debieron de causarle un tremendo conflicto.
Bunlar sanırım cinayet haberleri.
Son todos sobre el caso del asesinato del torso.
Yüzünü bana dönerken ellerini silahtan uzak tut.
Al darte vuelta, mantén los brazos alejados del torso.
GÖVDE Altyazı :
El cuerpo presenta rastros de violencia carnal TORSO
Frankenstein, 98'de bacağını kaybetti, 99'da kolunu yüzünün yarısını ve göğsünün yarısını kaybetti, ve şimdi geri döndü!
¡ Frankenstein! El que perdió una pierna en el'98, y un brazo en el'99. Con medio rostro y medio torso... y todas las agallas del mundo, ¡ ha vuelto!
Beden göğsün ortasından kopmuş.
El torso está cortado por la mitad del tórax.
Dediğim gibi, bu poz, vucüdunu biraz eğ salonun bu tarafındaki ve bu tarafındaki insanlar seni görmeli.
Y, con esta pose, mueve un poco el torso... porque habrá gente de este lado del teatro... y de este otro lado que querrá verte.
Yani vucüdünü birazcık eğ.
Así que mueve un poco el torso, así.
hoş bir göğsün var.
tienes un lindo torso.
Buradaysa, Polyclitus'un Doriphor'u bulunuyor Atina ekolünün mükemmel bir örneği muhteşem Apollo gövdesi.
Por otra parte, aquí tenemos el Doríforo de Policleto y un ejemplo espléndido de la escuela de Atenas el magnífico Torso de Apolo.
Son bir ay içerisinde gelen kesik vücutlar ile uyuşan var mı diye bakın.
Mire si coincide con ese torso que llegó el mes pasado.
Karın bölgesine bir sol, yüzüne bir yumruk.
Izquierda y derecha al torso, un gancho a la mandibula.
Kafası olmayan bir heykel gövdesi çoğunlukla çok hoş görünür.
Y un torso esculpido es tan hermoso sin cabeza.
Bir düşmanın bedeninden koparılan ganimetler.
Tesoros arrebatados del torso de un turco.
Tam tamına bütün gövde bir görünüş ve gerçek.
Aparición de torso completo, y es real.
Uyuyan bedenini kamyona taşıyorum.
Llevo su torso inerte hacia el camión.
Gövdem bir deri bir kemik gibi görünebilir... Ama bir erkek gövdesiyle s.kişmez.
El torso puede parecerles un poco escuálido, pero un hombre no folla con el torso.
Bu yüzden, birkaç Alman'la Wirth oraya kendi gitti ve ölü bedenleri çekmek için onları uzun kemerlerle bağladı...
Entonces Wirth en persona fue allí, con algunos alemanes y mandó cortar correas largas que pasaban alrededor del torso de los cadáveres para jalarlos. - ¿ Quién hizo eso?
Baş dik! Frame'i koru, parmak ucunda hareket et...
Tengo que mantener los hombros bajos, la cabeza erguida... mi torso en posición, estar de puntillas.
Ayaklarıma bakmayacağım, Başım yukarıda, gözlerim açık... kollar gergin, frame'i koru, kalçaları hareket ettir...
No mirar los pies, la cabeza erguida, los ojos abiertos... La tensión en mis brazos, mi torso en posición--Gracias, Nena
"Apollo'nun Eski Gövdesi".
"Torso Arcaico de Apolo".
Kulüp katındaki saunanızda. Lütfen unutmayınız. Toplu yerlerde ayakkabı ve tişört giymek zorunlu.
Y por favor recuerde que está prohibido andar descalzo o con el torso desnudo en todos los sitios públicos.
Göğsüm ağrıyor.
Me duele el torso. Oh!
Torso Van Nuraso ve Muchacho Buscaro!
Torso Van Nuraso y el Muchacho Buscaro. Mira.
Sen sus!
- Pantalones y torso desnudo. Típico. - Calla.
Jock Blair'in elleri ve ayaklarına dört yol silindiri bağlayıp farklı yönlere hareket ettiğini ve vücudunun parçalanıp her yere kan fışkırdığını görmek isterdim.
Quería ver cuatro atacantes agarrando a Jock Blair's de sus brazos y piernas conduciendo en direcciones opuestas dejando sólo su torso esparciendo su sangre.
Göğüs kasların o kadar gelişmiş ki bu seni yavaşlatıyor.
Tanto músculo en el torso te hace lento.
Yani sadece ayakları mı vardı? - Bacaklar, gövde bozkırdaydı.
- Las patas, el torso y la estepa.
Vücudun ön tarafının % 65'inde 3. derece yanık söz konusu.
Quemaduras de tercer grado en más del 65 % de la cara anterior del torso.
Gövdemde.
En el tor- - torso.
Ayrıca vücudunun bazı yerlerine ve cinsel organına elektroşok verilmişti.
También había sido sometida a descargas eléctricas en el torso y en los genitales.
Gövdende.
El torso.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]