Trajik traducir español
2,478 traducción paralela
Diğerleriyse evlerine yollandı. Trajik bir kaza kurbanı olarak görüldüler.
En otros simplemente fueron enviados a casa... siendo vistos como víctimas de un trágico accidente.
Bazı ailelerin böyle trajik kazalarda ceza alması bazılarının ise almaması bir sorun, kabul ediyorum.
Es problemático que algunos padres cuyos hijos murieron de esa horrible forma hace frente a la responsabilidad criminal, mientras otros no.
Tüm bildiğiniz, bunun trajik ve korkunç bir kaza olduğu.
Por lo que sabe, fue un trágico y horrible accidente.
İntiharı, zor olduğu tahmin edilen hayatına trajik bir nokta koydu. Bu hepimiz için ibretlik bir hikaye.
su suicidio fue un tragico final para una vida tan dificil es una clase de advertencia para nosotros
Allison, bu oldukça trajik bir olay.
Allison, fue una tragedia horrible.
Sanırım hikaye komikten daha ziyade trajik.
Me imagino que esa historia es mas trágica que graciosa.
Körfezdeki sızıntı, hiç yaşanmamış olması gereken trajik bir felaketti.
El trágico derrame en el Golfo es un desastre que nunca debió haber ocurrido.
Çok trajik, değil mi?
Es algo trágico, ¿ verdad?
Evet, çok trajik.
- Desde luego
Trajik, değil mi?
Una tragedia, ¿ verdad?
İkincisi... Trajik bir hikâyenin kadın kahramanı olmanı istemedim.
Segundo... no quería que te volvieras la heroína de una historia trágica.
- Benimki biraz daha trajik.
- Fue menos trágico.
Trajik olan ne söyle.
- ¿ Tienes estrategia de salida? - ¿ Cuál es? Cuéntanos.
Bu trajik günde size birkaç önerim olacak.
Un consejo para esta trágica ocasión.
Senatör Johnson, vatandaşlarımızın bu trajik olayı unutmasına müsaade edilmeli.
Senador Johnson, debe permitirse a nuestros conciudadanos dejar atrás esta tragedia.
Artık başka insanların da sadakat konusundaki trajik çelişkilere karşı gösterecekleri tavırları gözden geçirmelerinin vaktidir. Ben bu konuda gereğinden fazla mücadele ettiğimi düşünüyorum.
Ha llegado el momento para que otros consideren... su respuesta al trágico conflicto de lealtades... con el que yo he luchado, quizás por mucho tiempo.
Mesela, aşırı dozda tereyağından trajik biçimde ölebilirsin.
Al igual que, podrías morir de una sobredosis de mantequilla trágica.
Aslında trajik bir durum.
De hecho, es casi trágica.
Eğer herhangi bir bağımlı tanıyorsanız bilirsiniz ki onların uyuşturucuyu 3 aylığına bırakmaları hiçbir anlama gelmez ve o da bu trajik kusura kesinlikle sahip olan birisiydi.
Si conoces a un adicto sabes que las deja por tres meses no significa una mierda. Y el definitivamente tenía un defecto trágico de allí venía su grandeza.
Benim trajik ve güzel sonumun hemen ardından harakiri yapamazsın.
Lo que sea. Usted no puede hacer seppuku a la muerte después de acabar tener el más trágico y hermoso final.
Trajik sonuÇarı olur.
con consecuencias trágicas.
Doğru bir nokta ama çok trajik bir çocukluk geçirmiş.
Tiene razón, pero él tuvo una infancia muy trágica.
Hiç şüphesiz ki trajik.
Trágicamente, sin duda.
Ama seksi bir kadının ölmesi, kesinlikle trajik.
Pero cuando muere una chica atractiva es completamente trágico. Las chicas atractivas son como los unicornios o los duendes son raros y preciados. Lo sé.
Öyle trajik bir olayı göz ardı etmem olanaksız,... fakat hayır, benim odaklandığım nokta o olay değil.
- No puedo ignorar un suceso dramático así, pero no... -... eso no es para nada mi enfoque.
Böyle trajik bir şey olduğunda yaşadığınıza daha fazla şükretmeniz gerekir.
Cuando ocurre una tragedia así, uno debe apreciar más la vida.
Pekala. Tüm zamanların en trajik beş grup dağılması. Başla!
¿ Las cinco desbandadas de conjuntos más trágicas?
- Konuş be adam... soruyorum çünkü arkadaşım trajik bir hata yapmak üzere.
- Hable, hombre... ¿ no cree que mi amigo comete un trágico error?
Çok trajik bir kaza olursa ancak.
Tendría que haber un accidente muy trágico.
Evet trajik.
- Sí, trágico.
"Trane, trenin peşinde trajik bir şekilde tren oldu."
"Trane entrena un tren, trágicamente"
Gerçekten çok trajik.
ya sabes, es realmente trágico
Damian'ın babasının 20 yıl önceki trajik ölümünün bu davayla ne ilgisi olabilir?
¿ Por qué la muerte del padre de Damian, hace más de 20 años es importante para este caso?
Ya da biri Damian'ın trajik geçmişini kullanarak bu cinayette tuzağa düşürüyor.
O quizá alguien usa el pasado trágico de Damian para incriminarlo en el asesinato de Vicky.
- Çok trajik.
Simplemente trágico.
Lana Lang ve Clark Kent'in trajik öyküsü.
El trágico cuento de Lana Lang... y Clark Kent.
Dünyada olanlar ne kadar trajik.
Es trágico lo que está pasando en el mundo hoy.
Bildiğiniz gibi, bu yılın başlarında dokuz yaşındaki kızımız, Emily'nin trajik bir şekilde kaybetmenin acısını yaşadık.
Como todos saben, este año mi familia sufrió la trágica pérdida de nuestra hija Emily, de nueve años.
Robot, bu trajik ikilemi benim için yaşa.
Robot, experimenta esta tragica ironía por mí.
Şu trajik küçük kasabadan bir ayrılalım hele.
Podría haberla forzado para que se comportara, pero un destripador real, disfruta la caza. Una vez dejemos este trágico pequeño pueblo.
Şu trajik küçük kasabadan bir ayrılalım hele.
Una vez que nos marchemos de este pueblo trágico.
Çok trajik!
Una tragedia.
Maria'nın başına gelenler çok trajik.
Es tan trágico lo que le paso a María.
Gerçekten trajik.
Esto es trágico.
Bence bu olanlar çok trajik.
Sabes, creo que lo que ocurrió es una tragedia.
Bay Moody, trajik bir hayal kırıklığısınız.
Sr. Moody, usted es una trágica decepción.
Normalde öğretim yılının ortasında öğrenci kabul etmeyiz ama mevcut duruma bakarsak trajik bir trafik kazasında aileni kaybetmiş olman...
Normalmente no aceptamos alumnos a mitad de año. Pero, bajo estas circunstancias, perder a sus padres en un accidente automovilístico...
Rugby'ye dönecek olursak Gethin Watson'ın kız arkadaşının trajik ölümü...
Pasando al rugby tras la trágica muerte repentina de la hija del medio scrum Gethin Watson...
Siviller Yugoslav ordusunun tanklarını durdurmaya çalışırken pazartesi günü 3 kişi öldü. Bunlar çok ama çok trajik çatışmalar.
El ejército yugoslavo ha puesto el punto de mira en otra república separatista.
Ama trajik bir olay.
- Pero trágico.
Bu trajik.
Eso no es heroico, es trágico.