Trance traducir español
921 traducción paralela
Deneylerle Dolu Bir Akşam! Sandor Weltmann Kitle Telkini Üzerine Deneyler, Uykusuz Hipnoz,
Sandor Weltmann Experimentos sobre sugestión de masas, hipnosis, trance, magnetismo natural, secretos de los faquires indios.
Deneylerle Dolu Bir Akşam! Sandor Weltmann Kitle Telkini Üzerine Deneyler, Uykusuz Hipnoz,
Sandor Weltmann Experimentos sobre sugestión de masas, hipnosis, trance, magnetismo natural, secretos de los faquires indios.
Her ne yaptıysam, bilincim yerinde değilken gerçekleşmiş olmalı.
Eso que he hecho,... debería estar en trance.
Ama bu eve getirildikten sonra tuhaf bir trans haline geçti.
Cuando llegaron aquí, ella entró en trance.
Trans halinde şu an.
Esta en trance.
Trans halinde.
Esta en trance.
Trans halindeyken söylediğim hiçbir şeyi hatırlamam.
Nunca recuerdo lo que digo cuando estoy en trance.
Gördüğüm kadarıyla, karşımızda saplantılı biri var. Bu adam bu cinayetlerin her birinden sonra hayvanca bir öfkeye kapılıyor ve bir şeyleri kırıyor.
Lo veo como un monomaníaco que tras el asesinato entra en trance y rompe cosas.
- Transa geçti.
- Shh. Está en trance.
Dr. Scott bu gece transa geçtiğini söyledi. İspanyolca olduğunu düşündükleri bazı şeyler söylemiş.
El Dr. Scott me dijo que esta noche entró en un trance... habló algunas palabras que creen era español.
Trans halinde geçirmiştim.
Estaba como en trance.
Perde aralığından seyircilere bakarsınız. Bin başlı, ürkütücü bir canavara benzer. Bir tür vecde girersiniz.
Miras al público,... ese monstruo terrible de mil cabezas, y entras en una especie de trance.
"Muhteşem Stanton olarak bilinen zihin okuyucu Stanton Carlisle bir gece kulübünde oyunu sırasında derin bir transa girdi."
Stanton Carlisle, conocido como el Gran Stanton, lector de mentes... entró en un trance profundo durante su número.
İçine düştüğün hipnozdan ayılınca sanki ölümün kendisini görmüş gibi görünüyordun.
Cuando saliste del trance parecía que hubieses visto... -... a la muerte en persona.
Toparla kendini.
Vamos, sal del trance.
Ayakları kangrenliler düşük yapan kadınlar ve elbette çocuklar.
Hombres con las piernas gangrenadas, mujeres en trance de dar a luz, niños enfermos.
Hayır, kendimden geçmişim.
No, he estado en trance.
Karım bunu duyduğunda, bir taransta imiş gibi yüzünü kaldırdı.
Cuando ella oyó aquello, mi mujer levantó su cara como en un trance.
Ağaca bağlandığı zaman hipnotize olmuş gibiydi.
Atado a aquel árbol, parecía estar en trance.
Taşı da orada buldum.
La cogí a pesar de estar en trance.
Mest olmuş, başka bir dünyaya göçmüş gibiydi.
Parecía estar en trance... sentirse en otro mundo.
Transa geçti.
Entró como en trance.
O transta!
¡ Está en trance!
- Hadi ya transtaymış.
- Yo sí que estoy en trance.
Bir medyumu transtan uyandırmanın hayati riskini bilmiyor musunuz?
¿ No sabe que despertar a un médium en trance pone en riesgo su vida?
Hasta şu an derin bir transta ve Dr. Holden'ın komutlarına itaat edecek.
El paciente está ahora en profundo trance y obedecerá las órdenes del doctor Holden.
Onu hipnozdan çıkarayım.
La sacaré del trance.
Bütün geceyi köpekler gibi uyuyarak geçirdi.
Pasando la noche en trance, durmiendo como un tronco.
Yalvarırım size şu an için yardım etmemek İzin verin.
Le suplico me deje ayudarle en este trance.
Transa falan geç artık ne yapıyorsan.
O ponte en trance, o haz lo que sea.
Transa girip yazıyorum. Genellikle de bir ölüyle temas kuruyorum.
escribo en trance y entablo contacto con los muertos.
Anne Samadhi boyutuna girdi ( spiritüel trans ).
Madre ha entrado en un estado de trance espiritual ( Samadhi ).
Bir çeşit transa geçmiş gibi ya da...
Parece que está en algún tipo de trance, o...
Sanki hipnotik trans halindeymiş gibi davranıyor!
Se comportaba, como si estuviera en estado de trance hipnótico.
Fakat transa geçtiğinde rastgele, kopuk cümlelerle konuşmaya başladı.
Pero al entrar en trance empezó a hablar con frases aleatorias e inconexas.
Sakinleşti ve trans halinden huzurlu bir uykuya geçti.
Se calmó y pasó del trance a un placentero sueño.
Bu vect halinden çıktığında, kadın çoktan gitmiştir.
Cuando se recupera de su trance, la mujer ha desaparecido.
Roberto, uçtun mu?
Vamos Roberto. ¿ Estás en trance?
İşte o an ressam, eserinin önünde büyülenmiş gibi kalakaldı.
y, durante un momento, el pintor permaneció en trance ante la obra que había elaborado ;
Aslında, seanslardan biri sırasında öldü. Transa girdiği sırada öldü. Transa girdiği sırada!
La verdad es que murió durante una sesión de espiritismo mientras estaba en trance, ¿ Ha comprendido?
Bu seansta transa geçmenizi istiyorum.
Esta vez, quiero que entres en trance.
Nasıl oluyor da aynaya her bakışında kendinden geçiyorsun?
¿ Por qué entras en trance cada vez que te miras al espejo?
Kendine gel.
Salga del trance.
Görgü tanıklarının bir kısmı, katillerin normal görünümlü insanlar olduklarını, bir kısmı da onların transa girmiş gibi davrandıklarını söylemektedir.
Testigos oculares dicen que aparentemente son gente corriente. Algunos afirman que se aparecen estando en una especie de trance. Otros, en cambio...
Amerikan halkı, katillerin normal görünümlü insanlar olduklarını tespit etmişti.
Como personas que parecen en trance, o como cosas que parecen personas pero actúan como animales salvajes.
Görgü tanıklarının ifadeleri göz önüne alınarak düzenlenen resmi bir raporda, bir tür trans haline geçmiş gibi görünen insanların, kurbanlarını öldürüp yedikleri cümlesine yer verildi.
Según los informes de algunos testigos, aseguran que esa gente actúa como si estuviera en trance asesinando y devorando a sus víctimas. Autoridades competentes han examinado a algunos cadáveres.
Bütün gün rüyada geziniyorum.
Vago como si estuviera en trance.
Vulcanlıların kendilerini bir tür transa sokma becerileri var.
Los vulcanos tienen la habilidad de ponerse en trance.
Bunu şimdi yapıp yarım saat sonra revirde bu durumdan çıkabilir misin?
¿ Puede entrar en trance ya, y salir de él en la Enfermería, en media hora?
İyi geceler demeden bir parça trans?
- ¿ Y acabar la velada con hipnotismo? ¿ Un poco de trance antes de dormir?
Ama onlar iyi insanlar, hoş insanlar ve beraberce bu kötü durumu telafi edeceğiz.
Pero son buena gente. Y son gente delicada y juntos estábamos empezando a superar este mal trance.