Tüfek traducir español
2,701 traducción paralela
Doğru... hadi tüm cinayetlere geri dönelim. Silah barutu icat edildikten sonra kaç kişi... Tüfek ayaklığı tarafından öldürülmüştür?
Cierto, pues repasemos todo asesinato desde la invención de la pólvora... y veamos cuántas personas murieron de un disparo hecho con una montura para rifle.
Çalınan eşyalar arasında.. Bir tüfek de vardı.
Y entre las cosas que figuraban como robadas... había un rifle.
Evet, tam önünüzdeler, kahverengi tulumluda tüfek var, beyler.
Sí, justo el que tenéis en frente, viste mono de color marrón, tiene un rifle, chicos.
Ricky : Kafalarında miğfer, ellerinde tüfek.
Si, con rifles y pistolas.
Annenin dolabına ulaşabilir misin? Oraya bir tüfek bırakmıştım.
¿ Puedes llegar al armario de tu madre?
Dirseğini dışarıya çıkart tüfek omzuna dayalı ve dikkatli ol.
Muy bien, Ben. Mantén el codo hacia adentro, la escopeta pega a tu hombro, y cuidado con el culatazo.
- Altı pompalı iki tam teşekküllü tüfek, birkaç tane de tabanca.
- Seis escopetas, Dos rifles de alta potencia, más de una docena de pistolas.
Makineli tüfek.
Ametralladora.
Getir de şu tüfek gibi elini bir sıkayım, evlât.
Déjame que te dé la mano, hijo.
Böylece makineli tüfek ile ateş eden hedefini doğrulayabiliyordu. "Teyit edilmiş hedef"
Por eso, le permiten al tirador corregir su puntería visualizando al objetivo.
Cebinde kimliği olan herhangi biri, gidip kendine bir makinalı tüfek alıp bir atış mahalline gidebilir.
Es decir, cualquiera con una identificación válida puede disparar una ametralladora en un campo de tiro cerrado.
Spielberg, git biraz makineli tüfek getir!
¡ Spielberg ve a traer rifles automáticos!
- Pompalı tüfek mi?
¿ Escopeta?
Elinde yarı otomatik tüfek var.
Tiene una automática.
Ulusal Tüfek Birliği.
National Rifle Association.
Havalı Tüfek çalarken mi yakalandın?
- ¿ Te atraparon robando un arma BB?
Üstüne doğrultulmuş on tane makineli tüfek var.
Justo ahora hay 10 rifles de alto poder apuntandole.
Şimdi, dağıtım işini ben ayarlarım... üç barrett tüfek, tungsten uçlu mermiler?
Ahora, puedo concertar la entrega - - ¿ tres rifles Barrett, munición de punta de tungsteno?
- Tüfek! - Ateş!
¡ Fuego!
Sekiz günlük yemek ve su, bir yaylı tüfek ve yüksek yoğunluklu bir harici bellekte " Star Trek :
Una provisión de ocho días de comida y agua, una ballesta la segunda temporada de Star Trek : La Serie Original en un disco portátil de alta densidad.
Arkadaki kapının her iki tarafında da makinelı tüfek yerleri var.
Hay nidos de ametralladoras a cada lado de la puerta trasera.
Gus, bana biraz makineli tüfek sesi ver. - Makineli tüfek dedim.
Gus, dame un sonido de pistola.
Orada kenevir tüfek olma ihtimali var mı?
¿ Hay alguna posibilidad de conseguir algún rifle?
- Sana tüfek verecekler mi?
- ¿ Te darán un rifle?
Beyzbol sopaları ve tüfek. Astsubay bir şeyden korkuyormuş.
Bates de béisbol y una escopeta... a este contramaestre le preocupaba algo.
Crow'a birkaç makineli tüfek takılabiliyor.
El ACRC se puede equipar con múltiples ametralladoras.
- Bu bir taramalı tüfek.
- Parece una ametralladora.
Tüfek, Keith Garwood üzerine kayıtlı.
El rifle pertenece a Keith Garwood.
Uzaktan kumandalı tetik mekanizmalı bir tüfek bu. Başında adam gerekmiyor.
Fue un rifle disparado por control remoto, no necesitaba a nadie para disparar.
Manila'ya doğru yol alan bir ABD M4 makineli tüfek teslimatı var.
Hay un cargamento americano de ametralladoras M-4 en ruta a Manila.
Ama pahalı bir tüfek verildiğini haberlerden duyuyorum.
Pero en las noticias escuché que aceptaste una cara escopeta.
Dediğine göre, daha çok makineli tüfek gibiymiş.
Dijo que sonaba como una ráfaga de petardos.
Makineli tüfek.
Ametralladoras.
Roy'un ortağını vurdukları pompalı tüfek.
Esa es la escopeta que mató al compañero de Roy.
Bir daha elimden, tüfek alayım deme sakın!
Jamás me saques un arma de la mano.
Evde, hakikaten dolu bir tüfek tutacağına ihtimal vermezdim.
¡ No pensé que de verdad tendrías un arma cargada en la casa!
Tüfek Blokları çıkartıIdı!
¡ Lanzando Rifles Bits!
Tüfek Blokları çıkartıIdı!
¡ Lanzando!
Ellerindeki spor çantanın içindeki bir pompalı tüfek ve bir MAC-10 ile hediye paketi yapılmış gibiydiler.
Prácticamente estaban envueltos para regalo, llevaban una bolsa con una escopeta y con una MAC-10.
sanki bir tüfek namlusunun içinden bakıyor gibiydim çünkü o yiv'ler saat istikametinin tersi yönüne dönüyorlardı.
Era como mirar por un cañón de rifle, porque las líneas estaban girando lentamente en el sentido contrario de las manecillas del reloj.
lazer işaretleyicili tüfek getirir misin?
Ahora, ¿ puedes traerme un rifle con doble localizador de rango a 400 metros y uno de láser con alcance a 1,000 metros?
Yağmurda tüfek işe yarar mı?
¿ De qué sirven los rifles en la lluvia?
14 yaşında, kocaman bir tüfek taşıyor ve terlik giyiyor.
Tienen 14 años, con un rifle y de sandalias....
Tüfek alacak kadar paraları varsa neden bir çift ayakkabı almıyorlar?
Si se pueden permitir darle un rifle ¿ Por qué no le podrían dar unos zapatos?
Hayatını mahvettiğimizi ve gidip karanlık bir köşede ağzına bir tüfek sokup beynini dağıttığını düşün.
Hacemos tu vida tan de mierda que te vuelves a una oscura y solitaria esquina, clavas un rifle en tu jeta, y te vuelas los sesos.
Bir tüfek arkasında 17 saat.
Hace 26 años.
Arkada İki tüfek, önde iki tüfek, ve hepsi bu kontrol paneliyle kontrol ediliyor... arka tüfekler için çektiğim bu tel hariç ama işe yarıyor.
Dos armas montadas traseras, dos armas delanteras, y todas controlades por este panel de instrumentos, a excepción de esta cuerda que estiro para las pistolas traseras, pero funciona.
Kimileri ona tüfek tüfek kayışı diyor. Ben kaiser kayışı diyorum!
Algunos lo llaman el podón, pero yo la llamo "tajamata".
Oh, ve elinde bir pompalı tüfek vardı.
Oh, y, uh, tenía una escopeta.
Şimdi bana 400 m. telemetreli bir tüfek ve bir tane de 1000 m.
Gracias, guapa.
Bir gama ışınımı bir tüfek atışı gibidir.
Un brote de rayos gamma es como un disparo de rifle.