Tün traducir español
77 traducción paralela
- Lizbon'da kiminle görüºtün?
- ¿ Con quién contactó en Lisboa?
O halde tün bu alaycılığınız bir numaradan başka bir şey değil.
Entonces, todo su cinismo no debe ser más que una pose.
O kaleden içeri adimini attigin anda... tuzaga düºtün demektir.
Una vez que ponga el pie dentro de ese fuerte... lo cazarán con trampa.
Kizilderili olsaydim, ºimdi ölmüºtün Luke.
Si yo fuera un indio, usted sería soldado muerto, Luke.
Tü-tün dük-kâ-nı.
Tabaquería.
Tün kontrol noktaları!
¡ Bloqueen todas las salidas de la ciudad!
G.tün teki olduğumu düşünüyorsun, değil mi?
- ¿ Crees que soy idiota? - Lo creo.
Dedim ki, sen g. Tün tekisin!
dijo que eres un cabrón de mierda
Evet, Pino g... tün teki.
Sí, Pino es un idiota.
Kargo hangarı 4'tün yanındaki EPS ana hattından aktarabiliriz.
La canalizaremos por la red eléctrica de la cubierta 4.
Tün söyleyeceğim bu. Tanışacaksın. - Psikiyatrist rolü o kadar küçük bir rol değil.
- La psiquiatra no es tan pequeño.
Tün dünyayı etkilemişti
El mundo entero Adora a la chica
Sana evlenme teklif ettiğimde 23'tün.
Cuando te lo propuse tenias 23.
- Etkafalı g.tün neyi yanlış?
- ¿ Qué hay de malo con el culo de Meatloaf?
Tün söylediğim ben bi insanım. Bilirsin, ihtiyaçlarım var.
Lo único que digo es que soy una persona, tengo necesidades.
- Bak. - Patron g * tün teki ve...
- Él ha trabajado duro y...
Ama o g * tün teki!
Pero es tan imbécil.
- Biz 11'dik. Sen 14'tün.
Teníamos 11 años, y tú tenías 14.
Robert g.tün nasıl?
- Robert, ¿ cómo está tu trasero?
- G. Tün teki. İçkisi de g. T gibi.
- Sí, es un idiota, pero me da de su licor.
G.tün teki.
Es tan imbécil.
G.tün yemiyor desene.
Yo digo que es porque no tienes las agallas.
Senle işim bitince, g.tün ibneye benzeyecek.
Ay, cuando acabe contigo, haré que tu trasero parezca un higo.
Hayır, hayır! Seni bırakıyorum Brian, çünkü g.tün yemiyor.
Termino contigo, Brian, porque no tienes agallas.
Sonraki gün işedim ve metroda kaybolup tün gün boyunca çıkışı bulamadım.
Al día siguiente tomo ácido y me pierdo en el subterráneo por un día completo y no puedo hallar la salida.
G.tün bir parçası gibi?
¿ Un objeto sexual?
Tün doktorların aletleriyle böyle özel bir bağları var mıdır?
¿ Los médicos tienen una relación tan íntima con sus instrumentos?
Bu g * tün üstünde tepinme dansı yapacağım... Fred Astaire gurur duyardı.
Voy a hacer "la claqué" con este tarado que hasta Fred Astaire estaría orgulloso.
G * tün tekisin.
Eres un tremendo idiota.
Hayatlarından memnun değiller ve ameliyatın tün bu problemleri çözeceğini sanırlar.
Se sienten infelices con sus vidas y creen que la cirugía alejará todos sus problemas emocionales.
Şu bizim Kıllı g. Tün çevirdiği işlere bak hele!
Me cago en la madre que le parió...
Çünkü Jeff şişko g.tün teki.
Jeff es un gordo puto.
G.tün tekiyim.
- Soy una idiota - Es cierto
- Anlaşıldı. Tün birimlerin dikkatine, Cincinnati arabalara ilerliyor.
Todos los agentes, Cincinnati moviéndose a los coches.
G * tün biri düdükleyecek bu akşam.
Alguien tendrá relaciones sexuales esta noche.
Ayrıca şişko g.tün tekisin.
También eres un gordo desagradable.
G.tün tekiyim.
Soy un maldito idiota.
Belki ben bir domuzum. Belki g * tün tekiyim. Belki herkesin söylediği gibi küçük bir böceğim.
Quizás soy un cerdo, quizás soy un estúpido... o quizás sea una alimaña como todos dicen... pero les digo la verdad.
Sen 223'tün, ben 227.
Eras el 223, y yo el 227.
G.tün tekinden gelen bir kurşun.
Un disparo perdido salido de un bar...
Ve sonra da benden bü tün bu olanları onun adına düzeltmemi isteme cüretini gösteriyor
Y todavía tiene las agallas de esperar que haga lo correcto por él.
Tün nesli bunu bir bedel olarak görüyordu.
Toda su generación lo veía como un quid pro quo.
Ay olmadan tün bu sürecin bu kadar çabuk olabileceğini hiç zannetmiyorum.
Sin la Luna, no creo que ese proceso se habría producido ni aproximadamente tan rápido.
Ünite-00'ın tün fonksiyonları durduruldu.
Unidad 00 completamente desactivada.
Çünkü kalp en önemlisidir. Cennetin tün gücü sizinle.
Recuerden, ustedes tienen todos los poderes del cielo y de la tierra de su lado.
Tün gün boyunca oyun oynayacağız ve yastıklardan kale yapacağız, ve ben asla senin için meşgul olmayacağım.
Jugaremos todo el día y haremos un fuerte con almohadas. Y nunca estaré demasiado ocupado para ti.
ya benim durumumda sen olsaydın ve tün insanlara senin düşman ile aynı imgeleri paylaştığın söylenmiş olsaydı?
¿ Qué haría si fuera yo y a todo lo que queda de la humanidad se le dijera que has estado compartiendo visiones con el enemigo?
Yapma. Tün Shiloh'da sokağa çıkma yasağı ilan edildi.
No.
Saygı duyduğum tün nitelikleri taklit etmeye.
Emular todas las cualidades que respeto.
Sevgilim, tün bu yastıkları yatağa koyar.
Mi novia pone un montón de almohadas en la cama.
Danita, tün dünyayı çaresizliğe sokmak istedi.
Danita quería al mundo desesperado.