English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ T ] / Türü

Türü traducir español

2,412 traducción paralela
Bir türü kolay bir şekilde oluşabilirdi hidrotermal bir ön sisteminin içinde ve sonra bir kabarcık olarak yüzeye çıkmış olabilirlerdi.
Una especie de forma agradable en que podría haber ocurrido es en un sistema hidrotermal, y después podían subir con las burbujas hasta la superficie.
Dünyadaki bazı yerlere bakmalıyız koşulların çok sıradışı, çok sert olduğu bir yere onlar bildiğimiz yaşamın ötesine ulaştılar bazı dayanıklı uzaylı türü mikroorganizmaların olup olmadığını görmek için buralarda yaşayan.
Podríamos buscar en lugares de la Tierra donde las condiciones sean tan extremas, tan duras, que estén fuera del alcance de la vida como la conocemos para ver si ahí vive algún tipo de microorganismo alienígena resistente.
Bir Winogradsky Sütunu dünyanın bir çömlek tarihi gibi, tuhaf mikropların her türü için bir beslenme alanı.
Una columna de Vinogradski es como una historia enlatada de la Tierra, un caldo de cultivo para todo tipo de microbios extraños.
Ama Einstein'ın rasyonel kurallarının her zaman için geçerli olmadığı başka bir dünya, fiziğin başka bir türü daha var.
Pero existe otro mundo y otra clase de física donde las reglas racionales de Einstein no siempre se aplican.
Çok nadir bir kaya türü, çoğu insan değersiz olduğunu düşünüyor.
Un muy particular tipo de roca. que mucha gente cree que es inútil.
Rusya'ya özgü kara pasın bir türü.
Es una variante del hongo del tallo negro ruso.
Ekibim, UG99'a ve tüm benzerlerine tamamen bağışıklığı olan bir buğday türü üretti.
Mi equipo ha creado una variedad de trigo que es totalmente inmune a la plaga ug99 y a todas sus variantes.
Kaçak çalışanlarla beslenen bir fae türü biliyor musun?
¿ se sabe de alguna organización que se aproveche de empleados extranjeros?
Yoksa halı sahada türü tehlikede olan ağaç kurbağaları mı var şerefsiz?
¿ Hay ranas de árboles en peligro en el césped sintético, mamón?
Yale'de istediğimiz öğrenci türü yaptığı her şeyi kalbine ve ruhuna koyan ne olursa olsun onu dışarı çıkartmayan öğrenci türüdür.
El tipo de estudiante que queremos en Yale es el que pone su corazón y alma en todo lo que hace sin importar lo que pudiera suceder.
Jim, yaralı olduğunu kabul etsek bile türü üzerinde araştırma yapmadan onu tedavi etmem mümkün değil.
Jim, aunque estuviera herida como dices, no puedo examinar una nueva especie sin la apropiada investigación.
Kimse onların türü tarafından benim çektiğim acıları çekmemeli.
Nadie debería sufrir lo que yo he sufrido en manos de su clase. ¿ Su clase?
Onların türü?
¿ Qué te han hecho?
Hayır durumda, farkında değil Ben tam değilim Quarterback türü.
Por si no te has dado cuenta, no soy exactamente del tipo quarterback.
Kordilin frutikosanın belirgin bir türü.
Es una cepa específica de Cordyline fruticosa.
Zehrin türü konusunda, dışarıdaki laboratuvardan cevap bekliyoruz.
Estamos esperando todavía los resulados del laboratorio en cuanto al tipo de veneno.
Az miktarda formaldehitle karışmış çok iyi rafine edilmiş bir etanol türü.
Es una versión refinada de etanol mezclada con restos de formaldehído.
Örneğin, idam cezasını kaldırdık. Ve her işkence türü yasaklandı.
Por ejemplo, no hay pena de muerte y la tortura está prohibida.
Yalnızlığa dayanamayan iki tane Dakhund türü köpeğim var.
Tengo dos perros salchicha, porque no pueden soportar la soledad.
En iyi müzik türü.
Si es la mejor música que hay.
Anlaşılan sen savaş sanatlarının dansın diğer bir türü olduğunu pek anlamıyorsun.
Bueno, obviamente no aprecias que las artes marciales son una forma refinada de danza.
21.yüzyıl türü bir adam.
- Un tipo del siglo XXI.
Bir spor türü.
Es un deporte.
Allah allah hiç böyle bir yoga türü duymamıştım.
Nunca he oído hablar de esa clase de yoga.
Sizin ligin türü nedir?
¿ En qué clase de liga estais vosotros?
Billy, yeni bir uyuşturucu türü olduğunu söylemişti.
Billy dijo que era un nuevo tipo de droga.
Bu panelvanlı garip herif türü.
- Esta es la del tipo extraño. - ¿ Esclerosis Múltiple tipo Marburg?
( Şifalı bir çay türü )
( una variedad de té )
Daha çok,'Ah, gerçekten kırdın kalbimi! 'türü bir komik.
Mas bien divertido como "Oh, hieres mis sentimientos"
Yeniden nüksetse bile, Elisa'nın lenf kanseri türü tedavi edilebilirdir
- Y, Diego, hablaremos sobre esto. Incluso después de una recaída, el tipo de linfoma de Elisa es curable.
Pizza göbeği burada bulunan sadece bir canlı türü.
Los discos de pizza son sólo una de las especies que se hallaron aquí.
Birçoğu eğreldi otu gibi bitkivari bu muazzam Charnia türü gibi
La mayoría, parecen frondas de helecho, como esta enorme especie de Charnia.
Onun araştırmaları bir canlı türü üzerine odaklanmış durumda
Su estudio se centra en una especie en particular.
Bildiğimiz 50,000 trilobit türü mevcuttur ve şüphesiz halen daha keşfedilmeyi bekleyen daha fazlası vardır.
Tenemos conocimiento de unas 50.000 especies diferentes de trilobites, e indudablemente todavía hay muchas más por ser descubiertas.
Burnunun üzerinde garip bir üç dişli yaba olan şu türü ele alalım.
Veamos ésta especie, con esa rarísima estructura de tridente sobre su nariz.
Aslında tüm yaşam tarihinin gelmiş geçmiş en başarılı hayvan türü olarak sayılabilirler.
Efectivamente, se los podría considerar como una de las clases de animales más exitosas en toda la historia de la vida.
Bir türü de bugün olabildiğince büyüyen bitki örtüsünde ve çürümüş ağaçlarda yaşayan zararsız otoburlar olan kırkayaklardır.
Una clase son los milpiés, que hoy crecen hasta ésta longitud y viven de la vegetación y de la madera en descomposición. Vegetarianos inofensivos.
- Ben de. Bilirsin, erkekler genellikle bu türü pek anlamaz.
Los tíos no soléis pillarle el punto
Ağustos ayı geldi. Süper neslin doğup bütün türü Meksika'ya geri taşıma zamanı.
Es agosto, momento de que la súper generación nazca, y que lleve a la especie de vuelta a México.
Ve Afrika'daki bir hayvan türü, savaşa hazırlanıyor.
Y en África, una especie se prepara para la batalla.
Bölgedeki birçok dinazor türü alamosauruslarla aynı kaderi paylaştı.
Muchas otras especies de dinosaurios en la región comparten el destino del Alamosaurus.
37,000 farklı örümcek türü mevcut.
Hay 37.000 especies distintas de arañas.
Şu anda en iyi tahminle yeryüzünde 5 milyon hayvan türü mevcut.
Podría haber cinco millones de especies animales vivas ahora en la Tierra. La mejor aproximación, ¿ vale?
Demin de söylediğimiz gibi, Yaklaşık 5 milyon hayvan türü var.
Como dijimos, puede haber cinco millones de especies animales.
"Kanıtlar bize gösteriyor ki, aslında içlerinde eşcinsel bir topluluk bulundurmayan hiçbir hayvan türü yok."
"La evidencia es convincente y parece que prácticamente no hay especie que no tenga su comunidad gay."
" Erkek yunuslar arasında iki çeşit ilişki türü :
" Dos formas de cópula entre delfines machos :
Biraz yanma türü bir şey yapıyor.
Escuece un poco.
Balığın adı, aslında. ama türü küçük yunus
En Realidad es el nombre del pez pero la variedad es delfín pequeño.
Türü ne?
¿ De qué clase?
Titicaca gölünde yaşayan bir deniz atı türü var.
Hay una especie de caballo de mar que vive en el Lago Titicaca.
Saç kuyruğu bir balık türü mü?
¿ Eso es un pez-lazo?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]