Ubique traducir español
114 traducción paralela
Geri tepmeyen 75'likleri, geriye, bu noktaya yerleştir.
Ubique su cañón sin retroceso 75 aquí.
- Evet. Bizi fark etme riskini göze alamayız.
No podemos arriesgarnos a que el objetivo nos ubique.
Bay Chekov, füzenin atıldığı noktayı tespit et.
Sí, señor. Que el Sr. Chekov ubique el punto de origen del misil. Sí, Capitán.
Ubique opera domini.
Ubique opera domini.
Konumumuzu ayarlayýn Teðmen Arex.
Ubique nuestra posición actual, teniente Arex.
Beni Bay Reed Channing'in masasına oturtman gerekiyor.
Es importante que me ubique en la mesa de Reed Channing.
İkisini de gemiye alın, prensesi benim odama götürün.
Llévelas a la nave y ubique a la princesa en mi cuarto. - Sí, señor.
Topu bu yola doğru yerleştir.
Ubique un cañón en este camino en el Pico Chambersburg.
Willow'dan bu şeyi çalıştırıp Meredith'i araştırmasını isteyelim.
¿ Por qué no le pedimos a Willow que ubique a Meredith en la compu?
Bilgisayar, Kaptan Ransom'ın yerini tespit et.
Computadora, ubique al Capitán Ransom.
Arkadaşını ayarladım, onu müdürün evinde bir işe verdim.
Hice entrar a tu amiga, la ubique como mucama en la casa del guardian.
Şifresi var mı? Telefonu kapa, Julien. Sana diyorum!
Te compramos ese celular para que tu madre te ubique cuando se preocupa, no para que hables con tus amigos.
Şimdi, durmamı istediğiniz yer neresiydi?
¿ Dónde quería que me ubique?
Koy k.çını dedim.
Ubique su trasero en la silla.
Bay Orrock, onları buraya getir.
Sr. Orrock, ubique aquellos barriles.
Bilgisayar, hızlı sürüş koordinatlarını kilitle... 626!
Computadora, ubique el blanco con las coordenadas, ¿ sí? Seis Dos Seis, trata de acertar con los disparos.
Shinagawa şehri savunma hatlarını teşkil edin.
Ubique las líneas de defensa en la ciudad de Shinagawa.
NSA uyduyu tekrar konumlandırabileceğini söylüyor. Ancak alanın üzerine gidebilmesi için en az iki yörünge değiştirmesi gerekecek.
RANCHO SALAZAR Seguridad tal vez ubique un satélite pero necesitará dos órbitas para posicionarlo.
Senden yapmanı istediğim şey, virüsün gerçek olduğunu öğrenene kadar, adamlarını bu tepenin arkasında tutmak.
Ubique a sus hombres detrás de esta loma hasta que sepamos que el virus es real.
Geçmişteki bazı şeyleri bulduk, ancak elimizde bugün Los Angeles'ta olduğuna dair kesin birşey yok.
Tenemos antecedentes, pero nada que lo ubique definitivamente en Los Ángeles.
- Sadece kanıtı takip ediyorum. - Brass'i arayayım. Nevins'in öldüğü saatte arabayı otoparkta gören bir tanık bulmaya çalışsın.
Llamaré a Brass, a ver si puede encontrar un testigo, que ubique el auto en el estacionamiento en el momento de la muerte de Nevin.
Bunu siz söylüyorsunuz. Benim orada bu adamı kestiğime dair elinizde hiçbir şey yok.
Dijo que no tiene nada que me ubique allí cortando a esa persona.
- Onu bulmamı ister misin?
- ¿ Quieres que la ubique?
Evet ama Korjev'in yaşadığını öğrendiğimiz için Dixon'ı onun yerini bulmak ve CIA'e bildirmekle görevlendiriyorum.
Ahora que confirmamos que Korjev está vivo, le ordené a Dixon que lo ubique e informe a la cia.
Olay yeri ile alakalı elimizde suçlayacak bir şey yok ve elmasta kayıp.
No tenemos mada que los ubique en la escena, ni el diamante.
Sen yerini bulana kadar ben bunu yapmaya devam edeceğim.
Continuaré haciendo esto hasta que se ubique en el guión.
İzin ver de seni yerleştireyim, ışıktan yararlanalım.
Dejen que los ubique mejor para que les dé bien la luz.
Onu buldum.
Lo ubiqué.
Teğmen Winters QM binasına yerleştirdim.
Ubiqué al Teniente Winters en el edificio QM.
Sizi yerleştirdiğim noktadan bir yere ayrılayım demeyin.
No quiero que ninguno de ustedes esté donde no los ubiqué.
Sizi okulda göremedim, umarım meşgul değilsinizdir.
Los ubiqué por el directorio académico. Espero que no les importe.
Kule, İHA 172'nin yerini tespit ettim.
Torre... Ubiqué al Dron 172.
Adanın pozisyonunu buldum.
¡ Ya ubiqué la posicion de la isla!
Anneme ulaşamadım o yüzden buraya geldiğinde onu "Rus Çay Evi" ne götüreceğim.
Nunca ubiqué a mi mamá, así que cuando llegue, la llevaré al Salón de Té Ruso.
Projemin yerini tespit ettim ve alet çantamı istiyorum.
Ubiqué mi proyecto y solicito mi equipo.
Projemin yerini tespit ettim.
Ubiqué mi proyecto...
Onu gizli mağaraya taşıdım saçlarını kılıca bağladım ve girişe koydum.
La llevé a la cueva secreta até el mechón a la espada y la ubiqué en la entrada.
Saat 10'u biraz geçe. "Şu anda" yla "Herkes Oradaydı" nın köşesindeki Brassair 8 : 30'a gitmek için süslenmiştim.
Un poco pasadas las 10 : 00 p. m., estaba bien arreglada en Brasserie 8-1 / 2. Me ubiqué en la esquina de "Ahora Mismo" y "Todos Estaban Allí" lugar para ver y para que te vean.
Galiba annemi yerleştirdim.
Creo que ya ubiqué a mamá.
Direnişin yerini tespit ettim.
Ubiqué a la Resistencia.
Ve onu bu sandelyede traş ettim... ve bunu ispatlamak için bu resmi yaptırdım.
Y yo lo ubiqué en esta silla y tomé la fotografía para probarlo.
Gördüm.
Lo ubiqué.
Adını verdiğin paparazzilerin hepsini buldum.
Ubiqué a esos paparazzi de los que me habló.
Buldum. 10 dakika uzaklıkta bir Delta ekibi var.
Los ubiqué. Hay un equipo Delta a 10 minutos.
Seni Perşembe günü kaçırdım.
No te ubiqué el jueves.
Ben bahsi yatırdığımda bire otuz olmuştu.
30 a 1, en el tiempo que ubiqué mi apuesta.
Hiç bir şey olmaz.
Ubiqué a la hermana.
- Bishop'ı buldum.
Ya ubiqué a Bishop.
Arka sokağa yerleştim. Ransom'ın gelmesini bekledim.
Me ubiqué en el callejón y esperé que Ransom apareciera.
Her neyse, bu işi yapan bir kaç yerin adresini buldum ve içlerinden biri özel göz dövmesi yaptıklarını söyledi.
De cualquier manera, ubiqué varios sitios, y uno en particular me ofreció un especial en tatuaje del globo ocular.
Yani onu birazcık büküp Alaska'ya uyarladım fakat.. Bu asıl fikri aldığım yerdi.
Lo cambié un poco y lo ubiqué en Alaska... pero fue de ahí que tomé la idea.