Ucuk traducir español
869 traducción paralela
Hayır, uçuk görmek istemiyorum.
- Seguro. Mire Esto. No quiero sus engaños.
Son kuruşumu senin bu uçuk projene yatırdım.
He apostado el último centavo en esta fantasía tuya.
Bizi bu uçuk hikayeye bulaştırdın, en azından güvenebilirsin.
Nos hemos involucrado, confíe en nosotros.
Uçuk kaçık bir hayal bu.
Es un cuento de hadas...
Bir kabus gördüm. Bir sürü uçuk şey.
Tuve una pesadilla muy loca.
Önerim şu : burada uçuk bir hikâyenin peşinde gitmekten daha fazlası var. Bunlar zaten yapıldı.
Hay algo más que la historia de un loco.
Neredeyse beyaz olanı alıyordum, ama yeterince uçuk değildi.
Pensaba comprarme uno blanco, pero era muy atrevido.
Beni yanlış anlama ama. Gerçekten uçuk bir şeyler isteseydim Fransız olanı alırdım.
Aunque de haber querido uno escandaloso habría comprado un traje francés.
Onun da biraz uçuk olduğunu düşündüm.
ÉI también me pareció un poco ido.
Bazen biraz uçuk olduğunu düşünüyorum.
A veces creo que está un poco loco.
Milyarlarca değil, bu uçuk olmuş. Al, biraz düşür. Tamam.
Billones no, es una cifra imposible.
Kim, böyle bir aracı tasarlayıp yapabilir ki? Tek bir darbeyle, bilimin en uçuk hayallerinin bile ötesinde bir güç.
Cómo es posible concebir y construir semejante buque, controlando una energía jamás imaginada por la ciencia.
Uçuk görünmekten korkmuyor musun?
¿ No temes que te acusen de frivolidad?
Uçuk geçmiş mi?
- ¿ De veras?
Uçuk çıkmıştı.
Salió a causa del resfriado.
Otel odasında kafasında uçuk idealleriyle o aptal ve çevrede ölmesini izlemek için toplanmış koca bir şehir.
Ese loco en el hotel con sus grandes ideales y un pueblo entero esperando a ver cómo Io matan.
Onu uçuk bir tiple görmeye dayanamam. Ya!
Que lástima.
Çok uçuk bir fikir ama işe yarayabilir.
¿ Quién es ese Sugiyama que los presentó?
Evet, uçuk bir fikir ama işe yarayabilir!
Entonces empieza a sondearla. Ve cómo se siente al respecto.
Sanırım, uçuk bir renkti.
Claro, creo.
Hastalıklı, uçuk denebilir.
Contagiada, enferma, loca si prefiere.
Bir de konuşabilse, nasıl uçuk bir kafası var daha iyi anlayacağız!
Si pudiera hablar, vería que tiene una mente deformada.
Siz de kabul edersiniz ki bu epeyce uçuk bir tavır, bir özel dedektif tutmak kocanız gideli daha bir gece olmuşken.
Tendrá que admitir que es bastante exagerado... contratar a un detective privado... cuando tu marido sólo lleva una noche fuera.
En uçuk şovlara sokardık.
La meteríamos en una feria de monstruos.
Alkolizim hastalığından dolayı, uçuk fikirler çıkar.
Comprenda, debido al alcoholismo, le ha surgido una idea fija.
Hikayeler, uçuk dedikodular.
Historias, rumores...
Benimki uçuk bir fikir sadece... Bir önseziye dayanarak tanımadığım bir kadını polis gözetimine aldıramam.
Es tan sólo una loca idea, no puedo poner en vigilancia policial a una extraña, solo por una corazonada.
İlgi alanları, kızlar, uçuk kaçık işler fiziksel terbiye hızlı arabalar ve öldürmek.
Intereses, niñas, paranormales... aptitud física... coches rápidos... y el asesinato.
Şimdi uçuk çıkıyor.
Ahora tengo herpes labial.
Hiç mi uçuk yok?
¿ Quiere decir que no hay ningún vuelo?
200.000 dolar uçuk bir miktar!
200 mil es una locura.
Hadi ama, Bu çok uçuk bir rakam
Vamos, eso no es razonable.
Hepsi bu değil. Dudağımda... beni çok rahatsız eden bir de uçuk çıkıyor.
Y no sólo eso, sino que me está saliendo un herpes en el labio que me está matando.
İyi hissederdim, uçuk kaçık giyindiğimde Ama gelemezdi kozmik ışığın yerine
Cuando te vistes, te sientes bien Desde que esa luz cósmica
Benim teorimin neresi o kadar uçuk anlamıyorum.
No veo que sea una teoría tan extraña. Podemos escribir a la agencia estatal de medio ambiente y pedirles que analicen el agua del depósito. De acuerdo.
"Leigh, yine uçuk-kaçık oluyorsun."
"Leigh, otra vez estás delirando."
Uçuk-kaçık mı?
¿ Delirando?
Uçuk-kaçık apandisiti olduğunu bildiğim tek çocuktum.
Soy la única chica que conozco con delirios de apendicitis.
San Francisco'nun uçuk Afacan kadınını arıyordum
Vengo de buscarla La golfa psicodélica de San Francisco
San Francisco'nun uçuk Afacan kadınımı arıyorum
Vengo de buscarla La golfa psicodélica de San Francisco
Senin uyduruk, zırva, uçuk, aptalca... kuantum ve safsata dolu saçmalıklarını daha fazla dinlemeyeceğim!
¡ Y no voy a escuchar ni una más de tus cabalísticas, cuánticas, estúpidas habladurías sin sentido!
Son müşterim uçuk kaçıktı.
Mis últimos tipos eran extras.
Büyükbabam, uçuk biriydi, bir adada yaşıyordu.
Mi abuelo, un excéntrico, vivió en una isla.
Ona uçuk çıkardığımı söyledim.
Ya sabes, quería... Le dije que tenía un herpes.
Farklı bir tınısı varmış ; biraz uçuk, dinleyicileri için fazla ileri.
Su sonido era diferente. Demasiado avanzado para su público.
Ama uçuk bir pembeydi.
Pero era de color rosa claro.
Bugünlerde herkeste uçuk virüsü var.
Todos tienen herpes hoy en día.
Crash : Uçuk tarzlar.
Los estilos salvajes
Kalıbımı basarım, bu bizim Uçuk.
¡ Vaya, pero si es Bala Humana!
Gordo kendini, şu hep sözü edilen uçuk pilotlardan biri sanır.
Gordo cree que es uno de esos famosos pilotos de exhibición.
O uçuk pilotlardan biri değilim. Asıl Uçuk'un ta kendisiyim.
No soy un simple piloto de exhibición, soy la Bala Humana.