English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ U ] / Ulaştı

Ulaştı traducir español

12,561 traducción paralela
Bu başarı seviyesine nasıl mı ulaştım?
¿ Cómo llegué a este nivel de éxito?
Merak ettim, bu kadar kısa sürede böyle gizli bir bilgiye kendin nasıl ulaştın?
Tengo curiosidad. ¿ Cómo un pequeño gacetillero como tú tiene una información tan privilegiada?
Bizi birbirimize bağlayan kırmızı çizgili karayolları sonunda yine sağ salim Kaliforniya'ya ulaştıracaktı.
Y que las autopistas en rojo nos unirían estado por estado hasta llevarnos a salvo de vuelta a California.
Konfederasyon tarafındakilerden birinin ulaştığı... kuzeydeki en uzak nokta.
Fue lo más lejos que ninguno de los confederados había viajado nunca.
Ölü sayısı beşe ulaştı.
El número de muertos es ahora de cinco.
Tüm bu insanlar, onları bize ulaştırmakta zaman kaybetmediler.
No podían esperar a entregarnos a nosotros... a todas esas personas.
Demek D.S.Ö. Langdon'a senden önce ulaştı, Vayentha.
La OMS llegó antes que tú al señor Langdon.
Aile yardım için kiliseye ulaştı mı?
¿ Y la familia acudió a la Iglesia por ayuda?
Yarın akşam New York'a dönene kadar bana orijinal kopyayı ulaştıramazsanız kendinizi bulacağınız cehenneme kıyasla bugün yaşadıklarınız rahmet gibi gelecek.
Si no me entregas el video original al llegar a NY mañana en la noche, tus problemas de hoy serán recordados con cariño comparado con la dimensión donde te vas a encontrar.
Sizi patronuma ulaştırırlar.
Los llevarán con mi jefe.
Ben de sihirle uğraştım. Ama senin aksine ben gelişerek gerçek sihre ulaştım.
A diferencia de ustedes pude trascender hacia la verdadera magia.
Galiba biriniz o hayale ulaştı ama o kişi sen değilsin, doğru mu?
Y supongo que uno de ustedes logró ese sueño, y no fuiste tú.
Zaman işleyecek ; laboratuara sızacağız kartı pazara ulaştıracağız, ben Göz'e teslim edeceğim ve hepimiz eve döneceğiz.
Comienza a correr el tiempo para entrar en el laboratorio sacar la tarjeta, dársela al Ojo y poder ir a casa.
Merhaba, Hilllere ulaştınız.
Hola. Se ha comunicado con los Hill.
Bize böyle ulaştı.
Así es como se ha comunicado.
Ulaştırma Güvenliği Kurulu bizi tüm gün esir etti.
La NTSB nos tuvo ocupados.
Rüzgarın saatte 100 km hıza ulaştığı rapor ediliyor.
Se informa que las ráfagas corren ahora a 60 millas por hora.
Çalıntı kartlardan birine ulaştık.
Usaron una de las tarjetas robadas.
Birçok rehabilitasyon merkezine kiraladım, Şehir geneline ulaştırma programları için kullandım.
Formo parte de muchos centros de rehabilitación y programas de extensión en toda la ciudad.
Kalbi Te Fiti'ye asla ulaştıramayacağız.
Jamás llegaremos a Te Fiti.
Evet, bu gece sizi nihai güce ulaştıracağım.
Bueno, esta noche chicos, les doy el poder definitivo.
Şu an elimize Los Angeles... banliyösünden inanılmaz görüntüler ulaştı. Polis birden fazla cinayet olduğunu belirtiyor.
Acabamos de recibir unas increíbles imágenes de un suburbio de Los Ángeles esta noche, desde donde la policía informa un múltiple homicidio.
İki gün içerisinde sonuca ulaştırıcaz.
Vamos a aclararlo en dos días.
925-H'den ulaştırma kontrole. 925-H'den ulaştırma kontrole.
925-H a control de transporte.
Size ulaştırmalarının tek yolu bu.
Es la única manera de que puedan enviarlos.
On bin adım, hedefime ulaştım.
10.000 pasos. Logré mi meta.
Minibüs saatte 50km hıza ulaştığında siz 70'e ulaşmış olmalısınız...
Cuando llegue la furgoneta a la velocidad de 50 kmph Tú deberías ir a 70 kmph, conduce rápido ¡ Ve!
Darryl'e ulaştın mı?
Hola, ha llamado a Darryl.
Rakamlar şimdi ulaştı. Demokrat Parti'den hiç vazgeçmeyen Georgia, Senatör Goldwater'ı tercih etti.
Los números nos indican que Georgia, que jamás había abandonado al Partido Demócrata votó por el senador Goldwater.
Akıcı seviyeye ulaştığında, bir bayrakla ödüllendiren bir dil uygulamasına bayağı kafayı takmış durumdayım.
Estoy un poco obsesionada con esa aplicacion de idiomas en la que te recompensan con una bandera cada vez que alcanzas el nivel fluido
Şu an aralıksız esmeye devam eden rüzgarın hızı saatte 75 mile ulaştı.
Ahora vemos vientos sostenidos de 120 km / h.
Ailem yıldızlara ulaşmamı, ordudaki arkadaşlarım başarıya ulaşmamı söylediler. Ardından karım öldü ve ulaşa ulaşa elli papel ederindeki bir galonda gelen ne varsa ona ulaştım.
Mis padres decían que apunte al cielo y mis compañeros de la policía decían que busque el gran premio luego, mi esposa murió y lo único que busqué venía de a cuatro litros y salía 1,50 dólares.
"Benim yolum kaygısızdır, herkesi doğru yere ulaştırır."
"El camino que libra de todas las ansiedades."
Film izlemeye bodruma inip orada toplanmaya başladığımızda... O zaman Owen'a ulaştık.
Cuando todos estábamos en el sótano viendo películas... cuando parecía que todo tenía sentido... ahí era cuando comprendíamos a Owen.
Karanlık ormanın sonuna ulaştıklarında...
Se acercan al bosque oscuro...
Hubert Ulusal'ın sahibi Jeffrey Hubert'in kardeşi Alexander'ın 2011 yılındaki ölümüyle doğrudan ilişkili olduğu yönünde bilgiler az önce elimize ulaştı.
He obtenido documentos verificados confidenciales que señalan a Jeffrey Hubert del Banco Hubert estuvo directamente involucrado en la muerte de su hermano, Alexander Hubert en 2011.
Lallybroch ve eve ulaştır.
Ponlos en camino a Lallybroch y a casa.
- Seni yola ulaştırmalıyız. Böylece kurtulabilirsin.
Porque tenemos que hacerte llegar al camino para que puedas...
Eros'a ulaştığınızda para cezalarının tamamı ödeninceye dek kargonuz haciz altına alınacak. - Hadi ama!
Cuando llegues a Eros, tu carga será retenida como embargo hasta que pagues todas tus multas.
Limana ulaştığınızda şu iletişimleri kontrol ettirin.
Haga que le revisen las comunicaciones cuando llegue a puerto.
Eros'a ulaştığımızda ya da her nereye gidiyorsanız el sıkışıp olan bitenin hepsini unutmaya ne dersin?
Así que, ¿ qué le parece si cuando lleguemos a Eros o a donde sea que van ustedes, nos damos la mano y olvidamos que esto ocurrió alguna vez?
Çocuklar sefer kayıtlarına ulaştım.
Eh, tíos. Acabo de acceder a la navegación.
Bizi liman bölgesine ulaştırırlar.
Nos llevarán hasta los muelles.
" Ve tekrarladı, Tarnal Deniz'i bizi Avrupa'ya ulaştırmaz.
El mar eterno no es el camino que nos lleva de vuelta a Europa.
Sizi temin ederim ki o şikayet dilekçesini yapmaya söz verdiğim gibi sulh mahkemesine ulaştırmaya niyetliydim.
Permítanme asegurarles, que tenía la intención de entregar que Petición de Queja al Tribunal de Sesiones, como me había comprometido a hacerlo.
Bu sabah elime İskoçya'dan daha iki hafta önce postaladığı bir mektup ulaştı.
He recibido una carta de Escocia esta mañana que envió hace sólo dos semanas.
Hey Millet. Aslında, oraya ulaştığımızda, İkinizle yalnız bir an bulmak isterim
Oigan, miren, en realidad, cuando lleguemos allá... me encantaría estar un momento a solas con los dos... para hablar de algo.
Bu arada, hediyem size sağ salim ulaştı mı?
Por cierto, ¿ llegó mi regalo sano y salvo?
Akrabalarına ulaştın mı?
¿ Localizaste a un familiar?
Ayrıca Choi'nin, Rus Mafyası ile bir bölge için kapıştığı bilgisine ulaştık.
También recibimos información de que Choi conduce a la mafia rusa a una disputa por el territorio.
K7024 istasyona ulaştı. "
El tren K7024 ha llegado a la estación.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]