English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ U ] / Ulke

Ulke traducir español

1,461 traducción paralela
Ülke çapında genişlersin.
Bien. Y una vez que los primeros 7 estén, apunta a la luna.
"Ülke zevklerini içine çekmek" ne manaya geliyor?
¿ Qué quiere decir chupando puerilmente placeres del campo?
- Söylemeyin. Ülke dışındalar.
¿ Fuera del país?
Ülke bizimki değil.
- La nación... No es la nuestra.
Güneş tutulması gibi, Ülke karanlığa gömüldü sensiz.
Como un eclipse, Se nos fué el sol cuando no estabas.
... bu sabahki ölümle,... parasetamol yüzünden ölenlerin sayısı yediye yükseldi. Ülke çapında 7 ve dokuz yaşlarında iki çocuk dahil olmak üzere 11 kişinin durumunun kritik olduğu bildirildi.
"... murió esta mañana, lo que eleva el número de muertes relacionadas con el paracetamol a siete, con once víctimas más que se encuentran en estado grave por todo el país, incluyendo dos niños de siete y nueve años.
Ülke çapındaki militan gruplar, onların doğmamışları savunmalarını gizliden gizliye onurlandırdılar.
Los grupos militantes celebran en secreto el Banquete de la Rosa Blanca todos los años como señal de agradecimiento.
- Ülke hakkında bilgi mi?
Que es un pais bello.
Ülke ortalamasından biraz yüksek.
Es un porcentaje más alto que el nacional.
Ülke dışında olabilir.
Puede estar en el extranjero.
ÜLKE BAYRAKLARI
BANDERAS DEL MUNDO
Ülke çapında benzeri görülmemiş oranda yapılan aramalara rağmen Zodyak yakalanamadı ve bugün hala serbest.
A PESAR DE QUE SE ORGANIZÓ UNA CACERÍA A NIVEL NACIONAL SIN PRECEDENTES, EL ZODIACO NO HA SIDO CAPTURADO Y CONTINÚA EN LIBERTAD.
Ülke Myanmar. Şehir Rangoon.
El país es Myanmar, la ciudad es Rangún.
- "Quagmire'ın Ülke-Çapı Gezisi".
"Gira nacional de Quagmire."
- Ülke de "K" olması gerekmez mi?
- ¿ No le falta una letra a "país"? - ¡ No!
- Ülke.
- País.
Ülke yarışmasına gidiyor.
Va a ir al concurso nacional.
Ülke ölüyor, Yaël.
Es el país el que morirá.
Ülke ne halde, haberin var mı senin?
¿ Sabes lo que está pasando allá afuera?
Ülke çapında mı?
¿ La nación entera?
Ülke'nin şartlarına yetişmeye çalışıyoruz, peder!
Justo a tiempo por el país, padre.
Ülke mi?
¿ El país?
Gözümü Kral ve Ülke için kaybettim.
Lo perdí luchando por el rey.
İçtenlikle söylemek gerekirse, Boz Ülke de kamp yapmak tehlikelidir.
Honestamente, acampar en el país del osos es peligroso.
Boz Ülke de kamp yapacak insanlar açık alanda kamp yapmalıdırlar ki, ayılar çadırlarının nerede olduğunu bilsin.
La gente que acampa aquí debe hacerlo donde no haya árboles... para que los osos sepan dónde está la carpa.
Ülke güvenliği departmanı benden yarın gelip teste girmemi istiyor.
¡ El Departamento de Seguridad Nacional... quiere que vaya mañana para un examen!
Ülke güvenliği departmanının en kolay testlerinden birini yapacağım.
Ahora supervisaré el examen más fácil... que Seguridad Nacional les hará en su vida.
Ülke ve toplumun reşit olmayanları koruma mesuliyeti vardır. Ve senin de korunmaya hakkın var.
El país y la sociedad tienen el deber de proteger a los menores y tu tienes derecho a ser protegido.
Ülke yokuş aşağı gidiyor.
Nuestro país va en declive.
Ülke benim umurumda değil.
No me interesa el país.
Ülke açısından büsbütün bir aşağılama olacaktır.
Sería una profunda humillación para todo el país.
Ülke dışına.
Sacarlo del país.
Burası benim Kenan Ülke'm olacak.
Ésta será mi nueva Canaán.
Şey, biliyorsunuz Daniel Ülke Güvenliği seminerinde ve Teğmen Flynn'ı da şu soygun cinayetine yolladınız.
Bueno, es que Daniels se fue al curso de Seguridad Nacional y Ud. envió al Tte. Flynn a Robos y Homicidios.
Ülke 200 yaşındaydı.
El bicentenario.
Evet, bir otobüs rezervasyonu istiyorum, dedim. Ülke boyunca, Seatle Washington'a sadece gidiş,
Quiero hacer una reservación de viaje en omnibus a través del país, de ida solo a Seattle, Washington para el lunes 23 a las 17,30 horas
Ülke olan mı?
- ¿ Kuwaití, de ese país?
- Ülke dışına hiç çıkmamış.
- Enfermedad de Berger.
Ülke dışından seyahatten dönen iki eski arkadaşın açıklanamayan ve birbiriyle alakası olmayan iki farklı hastalıkla dönmelerinde ne tuhaflık var ki? Onu buraya getir.
¿ Qué probabilidades hay de que dos amigos que acaban de regresar al país vuelvan con enfermedades inexplicables y no relacionadas?
- Ülke dışına çıktınız mı?
- ¿ Estuvieron fuera del país?
Ülke boyunca yarışmadan yarışmaya koşarlar.
Viajan por el país de prueba a prueba.
Ha? Burası Amerika, Aptal Ülke değil!
Es decir, esto es América, no un país de locos.
Ülke içi ve ülke dışındaki teşkilatların şüphe etmesi normal.
Por eso las agencias locales y las externas dudan.
Bunların yerlerini belirlemeye çalışıyorlar şimdi. Ülke içerisinde olan var mı diye...
Están intentando seguir su paradero actual ver si alguno de ellos está aún en el país.
James Grace, Ülke güvenlik. Don Eppes,
Don Eppes, FBI...
Ülke güvenlikle işler nasıl gitti?
¿ Cómo te fue con los de Seguridad Interior? No pude hacerlo.
Ülke güvenlikle konuşurum,
Hablaré con Seguridad Interior, seguro.
Hala, bunlar neden onun Ülke güvenliğin peşinde olduğunu söylemiyor.
Eso aún no me dice por qué está persiguiendo a Seguridad Interior.
Fakat bunun Ülke Güvenlikle nasıl bir bağlantısı var?
¿ Pero cómo está eso conectado con Seguridad Interior?
Bölümümüz Ülke Güvenliği personeli ve operasyonlarına yapılan tüm tehditleri kayıt eder.
Nuestro departamento guarda registros de todas las amenazas hechas contra el personal y operaciones de Seguridad Interior.
- Hey, Don nerede? Ülke Güvenlikteki adamla konferans odasındalar.
Está con los agentes de Seguridad Interior en la sala de conferencias.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]