Ulkem traducir español
267 traducción paralela
Oh benim ulkem, bu gercekten dogru mu?
¡ Oh, mi país! , ¿ es realmente cierto?
Oh aziz ulkem, nerde olabilirsin suan?
¡ Oh Patria querida! ¿ Dónde puedes estar?
Ülkem için kendimi parçalıyorum, benden ne oluyor?
Trabajo como un esclavo para mi país, y ¿ qué se me da a cambio?
Ülkem için, Majestelerinin ilgisinden daha büyük bir onur olamaz.
Mi país no podría tener mejor homenaje que la curiosidad de Su Majestad.
- Ülkem Polonya'ya girdi bile.
Que mi país ya ha entrado en Polonia.
Ülkem için büyük değer taşıyorsun müsaade et de ülkemin çıkarları için kendim karar vereyim.
Con su actual estado de salud permítanme proteger a mi país a mi manera.
Ülkem için her şeyi yaparım ama sabahın ikisinde kaldırmak...
Haría lo que fuera por mi país, pero despertarme a las 2 de la mañana...
Ülkem umurumda değil.
Mi país no me importa.
Ülkem, malım mülküm, inançlarım. Yine de bir şekilde ayakta kaldım.
... mi patria, mis bienes, mis ideales y sin embargo, sigo viviendo.
Ülkem değişmişti.
Mi región había cambiado mucho.
Ülkem için elimden geleni yapmak için gitmeliyim.
No. Debo ir a donde pueda ayudar a mi país.
Ülkem insanlarının hiç bir şey talep etmeyen hiç bir özel lütuf istemeyen sadece kamu yararı arayan açık elidir.
Es la mano abierta de mis compatriotas, que no piden nada, no piden favores especiales, sino que buscan sólo el bien común.
Ülkem için seve seve ölmeyi göze alırım ama trafik kazasında ölmeyi değil.
Moriría, de mala gana, por la patria, pero no en un accidente de tráfico.
Ülkem için büyük hizmetler yapmak istiyorum.
Y yo tengo la intención de hacer grandes cosas por la patria. ¿ Qué hacías de civil?
Ülkem sanırım.
Pienso que mi país.
Ben kendi ülkemin kralıyım. Ülkem çok büyük değil, ama çok yoksul.
Soy señor de mi reino, que es pequeño y pobre.
Ülkem, Pelias'ın babamı öldürdüğü zamanlardan daha zengin olacak.
Mi reino será tan rico como antes de que Pelías matara a mi padre.
Ülkem uğruna ölmek için, askere gideceğim.
Seré reclutado para morir por la patria.
Üzgünüm ama ülkem Ülkem!
Lo siento, pero mi país. Mi país.
Ülkem savaş halinde
Mi país está en guerra.
Ülkem benim için ne yaptı ki?
¿ Y qué ha hecho mi país por mí?
Ülkem O'nu Croix de Guerre ile ödüllendirmişti!
Mi país lo premió con la Cruz de Guerra!
Ülkem görüşlerinizi anlıyor ancak barış için...
Mi país entiende su posición, aunque para la paz...
- Ülkem anlayacaktır.
- Mi país lo comprenderá.
Ülkem, ajanınızın kaybettiği teli ele geçirmeye kararlı.
Mi país está decidido a recuperar el cable que perdió su mensajero.
Ülkem için haftada yarım günümü feda ediyorum.
. Sacrificando una tarde a la semana por mi país.
Ülkem seninkinden daha çok istiyor.
Mi país la quiere tanto como el suyo.
Savaşta doğdum. Ülkem yok, arkadaşım yok, hiçkimsem yok.
Nací en la guerra, no tengo patria, amigos o familia.
Ülkem için çalışmak istiyorum ve paraya ihtiyacım yok. ENI'DE ki hesabım bana yeter.
y la otra, que sería menos que un sirviente con cargo de Director General.
Ülkem...
Mi país...
General Franco'ya "Ülkem yenik düştü. Bu Marksizm'in otuz yıllık çalışmasının eseridir." diyecekti.
Mi país ha sido vencido, este el resultado de 30 años de Marxismo
Ülkem mi?
¿ Mi país?
"Ülkem, haklı olmasını umarım, ama haklı ya da değil, yine de benim ülkem."
"Mi país ojalá elija siempre lo correcto,... pero, correcto o incorrecto, es mi país."
Ben öğrenciyim. Ülkem savaşa katıldığında Almanya'da okuyordum.
Estaba estudiando en Alemania cuando mi país le declaró la guerra.
Ülkem için ben seçildim.
Yo soy el elegido.
Ülkem için korkuyorum.
Temo por mi país.
Kendim için sağlık ve aşk genel olaraktan Ülkem ve tüm dünya için daha az aşağılanmalarını ve daha az acı çekmelerini istiyorum.
desearía buena salud para mis familiares y en plano general : en plano personal : quisiera que existiera la posibilidad de disminuir los sufrimientos y las humillaciones en propio país, y en los países en todo el mundo.
Biliyorsun ki ; Ülkem, önce gelir.
Sabes que mi país está primero...
Ülkem ve bugün konuştuğum tüm dünya liderleri adına... bu gezegen üzerindeki... tüm yetkilerimi... ve gezegenimizin kontrolünü... General Zod'a bırakıyorum.
En nombre de mi país y de los demás líderes del mundo... a los que he consultado hoy... abdico aquí y ahora... todo control y autoridad sobre este planeta... en el general Zod.
- Ülkem savaşa girdi! - Evet.
- ¡ Mi patria está en guerra!
Ülkem savaşta olduğuna göre ben de savaştayım.
- Sí. ¡ Así pues, yo también estoy en guerra!
Ülkem ağır bir yoksulluk ve yolsuzluk yükü altında acı çekiyor.
Mi país sufre bajo un gran peso de pobreza y corrupción.
Ülkem için savaştım ben.
¡ Peleé por mi país!
Ülkem için savaştım.
¡ Peleé por mi país!
Ülkem için yapmayacağım şeyler var.
Hay ciertas cosas que no haría por mi país.
Ülkem göreve çağırıyor. - Paskalya'da dönecek misin?
- ¿ Vendrás en Pascua?
Ülkem, ülkene ne kadar para veriyor, haberin var mi?
¿ Sabes cuánto dinero ha dado mi país al tuyo?
Ülkem için neler yaptığım hakkında hiçbir fikrin var mı?
- ¡ Tú no sabes lo que yo creía! - ¿ Y tú sabes lo que creía yo? ¿ Tienes alguna idea de lo que he hecho por el país?
Mansi, Komutanım, Ülkem için en iyisini yapacğıam
Mansi, Comandante, daré lo mejor de mí mismo por mi país.
Ülkem şuralarda bir yerde.
Queda por allí.
Ülkem, topraklarım, evladım Raj!
¡ Mi país, mi tierra, mi Raj!