Umursamaz traducir español
1,151 traducción paralela
Dikkatsiz ve umursamaz davrandın.
Ustedes han sido descuidados, escorias.
Netice itibariyle "şimdici" filozoflar bana ziyadesiyle itici gelmekte. Umursamaz da diyebiliriz.
Como consecuencia, todas las filosofías de "aquí y ahora" me resultan... bastante repulsivas, poco firmes, si Ud. quiere.
Senin oğlun umursamaz bir aptal gibi davranabiliyor, kendi geleceğini mahvedebiliyor, tek istediği...
Puede actuar como un idiota, joder su futuro.
Sabotajdan idam edileceğim. Bajoranların birbirlerini öldürmelerini kimse umursamaz.
Me ejecutarán por sabotaje.
iyi denemeydi, asi, ancak sen de mutant yoketme merkezine gidiyorsun ve oradaki Sentineller kim oldugunu umursamaz.
Buen intento, pero vas a un centro de terminación de mutantes, y a los centinelas de allí no les importa a quién conoces.
O lanet herif hiçbir şey değil. Seni, beni, hiçbir şeyi umursamaz, tamam mı?
ese hijo de puta es un mierda a él no le preocupa ni yo, ni tú, ni nada, ¿ vale?
Gittikçe umursamaz oluyoruz.
Nos hemos vuelto atolondrados.
Tanrılar onu ya da sizi umursamaz.
Ustedes no les interesan a los dioses.
O'na hissiz dediler ve ona umursamaz dediler.
Dijeron que era insensible y lo calificaron de cruel.
Hangi kardeş bu kadar umursamaz olur?
¿ Qué hermano tan desalmado?
İnsanlar onun işlerine sadece umursamaz görünmemek için hayran olmuş gibi yapıyorlar.
La gente sostiene que lo admira para no parecer ignorante.
Bu kasabada, senin ölmeni kimse umursamaz.
A nadie en la ciudad le importará que estés muerto.
Vorlonlar umursamaz.
A los Vorlons no les interesa.
Besbelli son yıllarında çok umursamaz olmuş.
Obviamente ha bajado mucho la guardia con el decaer de la vejez.
Bir an önce götür. Sizin aşkınızı kimse umursamaz.
A nadie le preocupa su amor.
Kendi kardeşini öldüren bir adam bizi umursamaz.
Olvídate, Mary. Cualquier tipo mata a su propia hermana no podía dar una mierda sobre nosotros.
Beni umursamaz.
Le da igual que esté cansada.
Hayvan haklarını savunanlar bile umursamaz.
Ni siquiera a los que luchan por los animales.
Bak, amcam umursamaz ama benim bir şartım var.
Escucha. A mi tío no le importa pero yo tengo un principio.
Genellikle disiplinsiz, bazen de umursamaz.
Ha menudo indisciplinado, incluso temeraria a veces.
Adam bilerek umursamaz davranıyor
El es de mente obtusa
"Çünkü nefret ettiklerinin çoğu, bunu bilmezler, diğerleriyse umursamaz."
La mayoría de los que odias no lo saben, y a los demás, no les importa ".
Bir adamın kadın kıyafeti giyip barlarda şarkı söylemesini umursamaz.
Le da igual que un hombre vaya vestido de mujer y cante en un bar.
Kimse nerede olduğumuzu umursamaz.
A nadie le vamos a importar. Ni dónde estemos.
Burası onu öldürdü, umursamaz biri haline getirdi.
Este lugar lo mató. Le dejó de importar todo.
Ama yüzüstü kıçım havaya bakarken... öylece uzanmaya devam ettim. Bütünüyle umursamaz, sakin. İri göğüsleri ve dolgun kalçalarıyla...
Yo quería correr y vestirme, pero me quedé inmóvil boca abajo, con el trasero al aire, totalmente avergonzada, totalmente quieta.
Geoffrey gibi değil, umursamaz gözüküyor.
El no es como Geoffrey, parece alejado.
Oh, yeah. Umursamaz.
No le preocupará.
Amerika bundan daha umursamaz olamaz.
A EE UU le importa un bledo.
Ve kimse umursamaz
Y a nadie le importaría
Bir gangester çift öldüğünde kimse umursamaz.
A nadie le importa si un par de gángsters mueren.
Kimse onun Byron okuyup okumadığını umursamaz.
A nadie le interesa si lee a Byron o no.
Sen, umursamaz, istediğin şeyin üzerine giden,..... umutsuz, orta sınıf, beyaz kıçlı birisin.
Eres un blanco desesperado de clase media... y harás lo que sea para salirte con la tuya.
Çok umursamaz olmalı, Lord Alfred.
Puede ser muy descuidado, Lord Alfred.
- Umursamaz görünüp ilgi çekmeye mi çalışıyor?
- ¿ Qué? ¿ Le gusta hacerse la difícil?
Kimse umursamaz.
A nadie le importa.
- Pekala, Sen haklıydın Edward. Kimse umursamaz.
Tenías razón, Edward, a nadie le importa.
Umursamaz bir adama göre sizin bayağı resminizi saklamış.
Para no importarle, tenía muchas fotos de vosotros.
Yaşlı Tim umursamaz.
A Tim no le importará.
Kimse umursamaz bile.
A nadie le importa.
Bunu umursamaz hale geldik.
Lo que nos volvimos, no es problema.
Gelişigüzel geliştirdiğini umursamaz teorileriniz, yüzünden sanık durumundasınız.
Usted descuidó los efectos de su casual teoría, es por eso que es acusado.
Sadece sana umursamaz davranıyorum, tıpkı senin bana davrandığın gibi.
Te trato con la misma frialdad con que me trataste tú.
Bu kadar umursamaz olamazsın.
No puede imporfarte eso.
Evet. O zaten umursamaz.
- Si, te digo que no le importa.
Eğer bir yıldızsanız kiminle yattığınızı hiç kimse umursamaz, yeter ki bunu manşetlerden uzak tutun.
Si eras una estrella a nadie le importaba un bledo con quién te acostabas siempre que lo mantuvieras fuera de los periódicos.
Tembel, yavaş ve umursamaz.
Una mierda, un haragán sucio y descuidado.
Buraya geldim çünkü uzun zamandır umursamaz olmuştum, ve bu duygu beni hasta ediyor.
He regresado porque he vivido despreocupado durante mucho tiempo y me asquea esa sensaciòn.
40 yıl kendimi bunu umursamaz hale getirdim... sizin kıymetli Bajoryanızdaki bir Kardasya çalışma kampından kaçtığım zaman.
No volveré a hacerlo, tío.
Gezinirdi sanki umursamaz veya dünyada tasası olmayan parkta yürüyen bir adam gibi.
Se paseaba...
Doğru düzgün bir teklif gelir gelmez buradan kaçacaksınız. Yoksa ambülans peşinde koşmak daha çok mu işinize geliyor? Umursamaz yargıçlarla savaşacaksınız.
Encontrarán a jueces que pasan de todo, polis que hacen horas extras, violadores, rateros, chavales que matan por unas zapatillas, gamberros, timadores o lunáticos que se pasean por Central Park, abusando de niños.