Umutsuz vaka traducir español
295 traducción paralela
Umutsuz vaka gibi görünürsen, "işi bitmiş" der, yardımdan vazgeçerler.
Parece un caso perdido, creerán que ya es imposible ayudarlo.
"Umutsuz Vaka."
PRONÓSTICO NEGATIVO
Ben sanırım ben büyük bir porsiyon "Umutsuz vaka" alacağım.
Bueno, yo... Creo que pediré un gran plato de "pronóstico negativo".
Umutsuz vaka!
¡ Esto no tiene sentido!
Senin durumun umutsuz vaka.
Necesita tanta ayuda como una fortaleza volante.
- 100'er papel, o bayan umutsuz vaka.
- ¿ Cuánto apuestas? - Cien de los grandes...
Git ve şuna bir bak. Bu kız umutsuz vaka.
¡ Vamos anda!
Eğer bir hizmetçiyi çekici buluyorsa umutsuz vaka olmalı.
Los hombres no tenéis remedio, interesándoos por la criada.
Umutsuz vaka!
Corten. Es desesperante.
"Her kim girerse buraya, umutsuz vaka olur."
"Olvidad toda esperanza los que entráis".
Umutsuz vaka!
¡ Accattone!
Umutsuz vaka.
No tiene remedio.
Hiç faydası yok, umutsuz vaka.
Es inútil.
Tam bir umutsuz vaka.
Creo que es un caso perdido.
Umutsuz vaka, değil mi?
Es un caso perdido, ¿ no?
Brandt'ı görmesi için profesör Richter'i çağırdık. Umutsuz vaka olduğunu söyledi.
Llamamos al profesor Richter y dice que es un caso perdido.
Umutsuz vaka. Efendisi şeytandan başka bir şeyden bahsetmiyor.
Oh, señor, es un caso perdido... no habla más que de su amo, el diablo.
Umutsuz vaka. Karşında gerçekten dik kafalı inatçı biri var.
Pequeña, estás delante de un sinvergüenza de 1 4 quilates.
Korkarım umutsuz vaka.
Un caso sin remedio, me temo.
Yangın söndürme konusunda hepsi umutsuz vaka.
Desesperan por apagar el fuego.
Umutsuz vaka değilim ben, umutluyum.
¡ No lo soy, si tengo esperanza!
Tanrım, bu çocuk mastürbasyon konusunda umutsuz vaka.
Dios, el desesperado muchacho en la masturbación.
Bu kadar yoğunken bu umutsuz vaka için yatağı vermekten de mutsuzlar.
No les hace mucha gracia tener la cama ocupada.
- Kesinlikle. Umutsuz vaka. - Ne?
Usted es el responsable de esto.
Burada yaşayan adamlar umutsuz vaka.
Los hombres aquí no tienen esperanza.
Umutsuz vaka durumu bu.
Parece que este hombre es un caso perdido.
Bütün soruşturmaları Bilgi Erişim yapar. Umutsuz vaka, sana hiçbir şey söylemezler.
Y preguntar a Obtención de Información es inútil.
Umutsuz vaka!
Ay, es imposible.
Sevgili konusunda kim daha umutsuz vaka bilmiyorum, sen mi ben mi.
No sé quién está más loco de amor, si tú o yo.
Evet, umutsuz vaka.
Sí, ser un caso perdido.
O umutsuz vaka.
No tengo esperanza...
Şu Schmadtke denen herif, umutsuz vaka.
Schmadtke está desesperado.
Umutsuz vaka, bir iyilik istiyorum.
Hey, sin-vida, necesito un favor.
Bir roman yazıyorum. Ailem beni umutsuz vaka olarak görüyor.
Estoy escribiendo una novela y ellos dicen que estoy mal.
Umutsuz vaka.
Ojalá hubiera atendido en la clase de dibujo en la guardería en vez de pasarme todo el rato haciendo pililas de papel maché para asustar a Sarah Wallis... Caso perdido.
Hepsi umutsuz vaka.
Todas son incurables.
Bunlar tam umutsuz vaka.
- Algunos no tienen remedio. - ¡ Sr. Engels!
Sizlerin umutsuz vaka olduğunu düşünüyor.
Dice que algunos no tenéis remedio y me dio algunos nombres.
Bana göre umutsuz vaka diye bir şey yoktur.
Pero para mí no hay casos perdidos.
McKenzie, Earle, Woolton, Samuels ve 3 umutsuz vaka :
A McKenzie, Earle, Woolton, Samuels y a otros tres sin esperanza :
Fakat umutsuz vaka gibiler.
Diecinueve, pero sin esperanza.
Yarasa kadar kör, umutsuz bir vaka.
Pero incurable, ceguera total.
Bu umutsuz bir vaka, değil mi, Doktor?
Sabe que esto es inútil, ¿ verdad, doctor?
Ama bu tamamiyle umutsuz ve imkansız bir vaka.
- Pero es una situación insostenible.
Umutsuz vaka.
Es inútil.
Umutsuz vaka.
¿ Qué fue esta vez?
- Umutsuz bir vaka.
- Es una lástima.
Umutsuz bir vaka.
- Está muerto.
Tamamen umutsuz bir vaka.
Un caso sin esperanza.
Hani denir ya : "Umutsuz bir vaka."
Como decimos los policías : "nada que hacer al respecto".
Bu umutsuz bir vaka.
No hay esperanzas.