Une traducir español
1,626 traducción paralela
Bir kuyumcu, kendine has bir teknikle, incileri ve ipleri seçer, ve onları kendine has bir şekilde ipe dizer, internetten mesaj gönderenlerin farklı tarzları ve kendilerine has konuşma şekilleri olduğu gibi.
Un joyero elige cierto tipo de cuentas luego los une en patrones particulares acordes a su estilo único y personal patrones de conversación que son únicos.
Tüm insan ırkını birbirine bağlayan telepatik bir alan. Hepsi birlikte, yeryüzündeki her bir insan aynı anda, aynı şeyi düşünecek.
Un campo telepático que une a la especie humana todas las personas en la Tierra, pensando lo mismo a la vez.
Kafasini vücuduna baglayan tek sey derisi ve kaslari.
Lo único que une su cabeza a su cuerpo es piel y músculo.
Bütün gece çizgi film izleyip oyun oynayan sen değilsin..
Tú no viste The Wiggles ni jugaste Une Cuatro.
Il maison avec des galets rouge.
Une maison avec des galets rouge. ( NdT : Una casa con tejas rojas ).
Bize katılır mısın?
¿ No se une a nosotros?
Peki öyleyse aralarında nasıl bir ilişki var?
¿ Entonces qué es lo que les une?
Yaşadığımız bu güzel yer ve biz birleştiren sevgi için sana teşekkür ediyoruz. Dünyanın her yerindeki dostlarımız için de. Amin.
Y te damos las gracias por este bonito lugar en el que habitamos, por el amor que nos une y por nuestros amigos en cualquier parte del mundo.
Bunlar çocuklari kaçirip, onlarin tipine burunuyor sadece ailedekileri oldurmek için oyle mi?
El demonio coge un niño, asume su forma, ¿ y se une a la familia feliz sólo para joder?
Bu küçük bir işti, ama her şeyi çözdü.
Era poco, pero si une todo.
Ve kader onları kutsadığında...
Y cuando el destino los une...
Çocuğu bana bırak.
¡ Apresúrate y une tus piernas!
"Ama onu her gün masamızda görmek için, " çok uzun işlemlerden geçer, " üç kişinin emeği vardır :
Pero su presencia diaria en nuestra mesa no debe cegarnos al hecho de que es el resultado de un largo proceso que une tres tratados diferentes.
Ghislaine'in tasarımları için tema genç bedenler ve bu kıyafetlerin odak noktası herşeyi bir arada tutan temel taşı olmaları.
El tema de la colección Ghislaine son cuerpos celestiales, y esta prenda es el punto nodal. Es la parte primordial que une todo.
Bu güç, bizi Yeryüzü'ne bağlayan bizi Yeryüzü'nde tutanla aynı güçtür. Kütleçekimi cisimleri birbirine çeken ve bir bakıma bize Evren'deki gezegenleri, yıldızları ve galaksileri kazandıran güçtür.
La misma fuerza que nos conecta a la Tierra y nos mantiene sobre ella la gravedad, es la fuerza que une las cosas para proporcionarnos planetas, estrellas, galaxias en el Universo.
Yıldızlar bir bakıma kütleçekimin kütleyi bir araya getirirerek ürettiği en temel kütle biçimidir.
Las estrellas son la unidad de masa básica producida cuando la gravedad une a una masa.
Doğal olarak, Çekim kuvveti galaksileri bir araya topladı. zamanla azalınca aralarındaki boşluk büyümeye başladı.
Por naturaleza, la fuerza gravitacional que une a las galaxias disminuye con el paso del tiempo cuando el espacio entre ellas aumenta.
- Neden bize katılmıyorsun?
¿ Por qué no se une?
Tıpkı bir sporcunun çekiç atarken bunu gövdesiyle uyumlu hale getirmesi gibidir. Yani çekim gücü Dünya ile Ay'ı birbirine bağlar.
Así como este atleta está unido al martillo que está en órbita alrededor de su cuerpo, así la gravedad une a la Luna y la Tierra.
Orta Doğu bölümü S Binasında ama bir asma yolla bu binayla birleşiyor. Neden?
El departamento d e Medio Este está en el edificio S pero se une con éste edificio mediante un puente cubierto.
Sabırsız ve saldırgan bir tavırla üstüne gidersen, tek elde edeceğin...
Une a eso un tornillo suelto, y un temperamento violento, y lo que obtienes es- -
Hitler, bir gün sağ kolu olacak olan Rudolf Hess'in yanına hapsedilir.
A Hitler se le une en prisión Rudolf Hess, que un día se convertirá en su mano derecha.
Bugün onlara bir yenisi daha eklendi : Robert "Sideshow Bob" Terwilliger.
Y ahora se les une, Bob Patiño
Bu sistem tüm gezegeni kaplar.
El transportador une el planeta entero.
Burası yüzeydeki sıcak suyun dibe doğru yöneldiği yerdir.
Aquí es donde el agua de la superficie se hunde y se une a las corrientes de agua profundas.
Bu yolla tek bir elektron atomun şeklini temelinden değiştirir. Bu, sırasıyla atomun davranışını ve diğer atomlarla bir araya gelişini etkiler.
De esta manera, un solo electrón podía cambiar radicalmente la forma del átomo y esta, en cambio, afectaba la manera como el átomo se comporta y como este se une a los otros átomos.
Anne balina, azalan besin rezervini tekrar doldurmak için yavrusu ile birlikte diğer balinalara katılıyor.
Por fin la madre puede recuperar sus reservas y con su cría se une al resto del equipo.
"Eğer bize katılmazsanız, çok yetenekli katilleri serbest bırakırız."
"y no se une a nosotros, soltaremos a nuestros asesinos más talentosos."
İşleri yürütmem gerek bütün dünyanın tarla ürününü karşılamaktan daha zor ve bunu işaret diliyle yapmam gerek?
Debo dirigir una operación... prácticamente más grande que Farm Aid se une a We Are the World... ¿ y se supone que lo haga por señas?
Ibıdık şarkısı söyleriz
Tra-la-la-la, tra-la-la-la Un Grublet se une al canto
Tarih bizi birleştirir.
Pues la historia nos une.
Bunlar bu insanları bir arada tutan şeyler.
Eso es lo que une a toda esta gente.
Hepsi bir araya- -
Todo se une en un...
Bence sakinleşip yeni bir canlının aramıza katılmasına kucak açmalısın.
Tienes que relajarte y apreciar la belleza de otra vida que se une a nuestro grupo.
Çok geçmeden biri peşlerine takılır.
Pronto se les une un compañero de viaje.
O halde kesinlikle bloglaşmalıyız.
Ya nos une algo.
- "J'ai préparé une fête."
- J'ai préparé une fête.
Çünkü... çocukluğunuza ve eğitiminize dair ipuçları verdiniz... ama arada bir bağlantı yok.
Porque... Me dio algunas pistas, sobre su infancia, su educación... Pero nada los une.
Bu ebedi aşk... bedenlerimizi ve ruhlarımızı bağlayıp,
"Este amor tan infinito " nos une, cuerpo y alma,
Ta mere est une vielle... terroriste.
¡ Tu mamá es una ZORRA FUMADORA!
Hiç kimsenin anlaşamayacağı bir adam olmak istiyorsan... git ululararası af örgütüne katıl.
Quieres ser alguien que nunca se compromete y que luego se une a Amnistía Internacional.
Ama vatanımız gurbetçilerimizi de... birbirlerine yakınlaştırıyor.
Pero nuestro país es increíble. Une a auténticos desconocidos.
"Sevgilim, kalplerimiz birleşti."
Adorada, une tu corazón al mío.
Sadece milliyetçilik veya din insanları canlandırıyor.
Sólo el nacionalismo o la moral religiosa une a la gente.
Peki, tüm canlıları birleştiren bu bağ nedir?
¿ Y que es lo que une a todas las criaturas?
Mais j'ai une chance inouïe.
¿ Qué insinúas?
Köprüden geçtiğimizde fenere vardık demektir.
¡ Es aquí! El puente une el muelle con el faro.
Pazar yerinde ilk karşılaştıklarında, birbirlerini tanımıyorlardı. İşte.
No tienen idea del terrible nexo que los une.
Rochel, teyzeni aramalisiniz. bundan sonra ailemizin ne tur bir kotu une sahip olabilecegini dusunmuyormusun?
Rochel tienes que llamar a tu tía, ¿ Qué clase de reputación tendremos ahora?
O yüzden şu andan itibaren bu kimlik kartını daima üzerinizde taşımalısınız.
... hacerse público tiene su lado bueno, por supuesto, pero las malas noticias es que Sistemas Senfel ahora se une con otras compañías del Silicon Valley que son un blanco predilecto del espionage industrial. Es por eso que desde ahora debe llevar esta placa todo el tiempo.
O ne yaptı?
Va y se une a una pandilla.