Uniformanı traducir español
355 traducción paralela
Üniformanı teslim edip çıksan da olur.
Antes deja su uniforme, y dimite.
Üniformanı da düzelt. Varsa kuru çoraplarını giy. Ve miğferini de düzelt.
Use el uniforme apropiadamente, pónganse medias secas, si las tienen y arréglese el casco.
- Üniforman nerede?
¡ Hola Coronel! ¿ Y su uniforme?
Üniforman nerede?
¿ Por qué anda vestido de civil?
Üniformanı ve fırfırlarını giyeceksin.
- Con uniforme de gala y todo. - ¿ Un baile?
- Üniformanı aldın mı?
- ¿ Has traído el uniforme?
Üniformanın üzerinde lekemi var, Robbie?
¿ Es eso una mancha en tu uniforme, Robbie?
- Üniformanızı giyin, bayım.
- Póngase el uniforme.
Üniforman düzgün değil, yüzbaşı. Adamlarının da öyle.
No van ustedes con el uniforme reglamentario.
Üniformanın içinde epey hoş duruyordum.
Hurra por mí. Y lucía muy linda en ese uniforme.
Üniformanı yıkayıp, ütüledim.
Te lavé y te planché el uniforme.
Üniformanın içinde çok sevimli görünüyordu.
Parecía tan mono con su uniforme.
Üniforman burda, al bakalım.
Ya tengo los uniformes.
- Üniformanı neden giymiyorsun?
? Por que no te pones el uniforme?
Üniformanıza saygısızlık.
Son una verguenza para la division.
Üniformanın altında diğer erkeklerden farkları yoktur.
Bajo el uniforme, es igual a los demás.
- Üniformanın da katkısı var.
- El uniforme ayuda.
- Üniformanıza ne oldu?
¿ Y su uniforme?
- Üniforman ne kadar güzel.
- Qué uniforme tan elegante.
- Üniforman yok.
- No lleva el uniforme.
- Üniformanız.
- Su uniforme.
Üniforman nerede?
¿ Y tu uniforme?
Çavuş! - Üniformanı çıkarmışsın!
- ¡ Sargento, se ha quitado el uniforme!
Üniformanı çıkar.
Aquí, por favor, tenga cuidado con su uniforme.
Herbie, gemi geldi. Üniforman nerede?
Herbie, el barco ha llegado.
Üniformanın içinde zor tanıdım seni.
Me ha costado reconocerte con ese uniforme.
Yanki Üniforman var diye...
Sólo porque lleva uniforme de soldado yanqui, usted no...
Bunu evde hizmetçiler yapar. Robert! - Üniformanı giy ve atını eğerle.
Robert, ¡ toma tu uniforme, súbete a tu caballo y vete!
Üniformanız sizi durdurur.
El uniforme le sostendrá.
Üniformanı giymişsin.
Usa uniforme.
Üniformanın bir parçası, bayanlarınki hariç.
Parte del uniforme. Excepto las damas, claro.
- Üniforman yok mu?
¿ Sin uniforme?
Üniformanı temizlesinler.
Le diré a mi sirviente que te limpie el uniforme.
Üniformanı teslim et.
Deja el uniforme.
Üniformanızı neden giymiyorsunuz?
¿ Por qué no te pones el uniforme?
Üniformanı neden giymiyorsun, Doktor?
¿ Por qué no lleva uniforme, doctor?
Üniforman nerede?
¿ Dónde está su unidad?
- Evet, ondan korkmuştur! - Üniforman olmalı.
- ¡ Sí, eso le asustó!
Üniformanız size, üzerimizde yetki sahibi ve bizden sorumlu olma hakkı vermiyor.
Ahora, su uniforme no le confiere ninguna autoridad sobre nosotros.
- Üniformanı utandırıyorsun.
- Es Vd. un deshonor para su uniforme.
Üniformanı beğenmiş.
Le gusta el tuyo.
Üniformanı dezenfekte et.
- Magnético. - Descontamine ese uniforme.
- Üniformanı giy ve bunu hemen hallet.
- ¡ Póngase el uniforme y prográmelo ahora!
Üniformanızı çıkardım, efendim.
Ya tiene el uniforme listo, señor.
Üniformanıza takılacak çizgileri aldım.
Ya le he comprado los galones.
- Üniforman, Kaptan.
- Su uniforme.
Üniformanı giy ve kulaklarını sakla.
Póngase el uniforme y vuelva a esconder esas orejas.
Üniformanın yeşil-kırmızı deri çizgileri vardı tam önünde çapraz inen büyük pirinç düğmeler vardı.
Era de cuero verde, con franjas rojas y una banda de botones de latón por aquí.
Annem ve evde kalan diğerleri bana seslenerek "Üniformanı çıkar."
Y por lo que mi madre me preguntó, y también otras personas de nuestra casa me preguntaron :
Üniformanın toplam değeri... Sanık neden özel tozluk giyiyordu?
¿ Y por qué llevaba el acusado unas polainas especiales?
Üniformanın toplam değeri... Ona niye özel tozluk vermişler?
¿ Y por qué le regalaron unas polainas especiales?