Universiteye traducir español
1,460 traducción paralela
Bunu yapmamın nedeni biziz, Üniversiteye gidip, bir işim olabilir, biliyorsun, böylece seni hak edebilirim. Tamam mı?
La razon que hago esto es por nosotros, okay?
Üniversiteye gitmem mi sorun?
¿ Por la universidad y todo eso?
Üniversiteye girmek istiyorum o kadar.
Solo quiero entrar en la universidad.
Üniversiteye, gezmeye, iş bulmaya zengin bir lezbiyenle evlenmeye yurtdışında yaşamaya, New York'a, belki Özgürlük Heykeli'ni gören bir çatı katına...
Vas a ir a la universidad, viajar, conseguir un buen trabajo... casarte con una lesbiana rica... vivir en el exterior, New York, puede ser, en un penthouse, con vista a la Estatua de la Libertad.
Üniversiteye gitmek için hazır olmaya başladı.
No lo sé. Quiere ir a la universidad.
Üniversiteye gitmek istemediğini mi söylüyorsun?
¿ Dices que no quieres ir a la universidad? No.
Hayır. Üniversiteye gitmemin mali açıdan sorumsuzluk olduğunu söylüyorum.
Digo que es económicamente irresponsable que yo vaya a la universidad.
Üniversiteye gidersin.
Vas a la universidad.
Üniversiteye gidiyorsun.
Tú irás a la universidad.
Bildiğiniz gibi babam, onun okumasını istiyordu. Üniversiteye gitmesini diledi.
Como bien sabéis, mi padre quería que estudiara, MADRID, ONE YEAR LATER que fuera bachiller, pero él quiere ser soldado.
Üniversiteye dönmeyi düşünür müydün?
¿ crees que quizá podrías volver a la universidad?
Üniversiteye birlikte gittik.
Fuimos juntos a la Universidad.
Üniversiteye gidiyorum.
Voy a la universidad.
- Üniversiteye gittin mi?
- ¿ Fuiste a la universidad?
- Üniversiteye gitmek istiyorum.
- Bien.
Üniversiteye onun için geliyordum.
Por eso fui a la universidad. Por eso...
- Üniversiteye alıyorlar, masrafları ödüyorlar.
Aparentemente, el ejército paga por tu universidad.
- Üniversiteye gittin ama.
- Usted entró en la universidad.
Danny hep otuzunda milyoner olacağını söyler dururdu. Üniversiteye geri döndüğü halde.
Danny siempre dijo que sería millonario para los 30 años, aun en la secundaria.
Üniversiteye gitmenden. Takımın yıldızı olmandan.
siendo un universitario... estrella de un equipo de concursos... quizás.
Üniversiteye gitmelisin.
Podrías ir a la universidad.
Üniversiteye gittiğin için kendini bir bok zannediyorsun değil mi?
Vos te creés muy vivo porque fuiste a Ia facultad, ¿ no?
Üniversiteye gidebileceksin.
Entraré a la universidad, ¿ no es fabuloso?
Üniversiteye gidiyor.
Está haciendo un postgrado.
Üniversiteye geri dönmemiz gerekiyor.
Tenemos que volver a la facultad.
Üniversiteye gidiyorum.
Me voy a la facultad.
Üniversiteye gitmeyi dert etmeyecek.
No tiene que preocuparse de la universidad.
Üniversiteye gitmek istiyordu.
Ella queria ir a la universidad
Üniversiteye başvurduğunu duydum Raşit.
He escuchado que vas a aplicar para la universidad, Rashid.
Üniversiteye gitmeye çalışmış, fakat babası hastalanmış.
Intentó ir a la universidad, pero su padre enfermó.
Üniversiteye gidene kadar.
No hasta que vaya a la universidad.
Üniversiteye gideceğimden bile kuşkuluyum. Yani nefesinizi boşa harcıyorsunuz.
Dudo que vaya a la universidad, está perdiendo su tiempo.
Lafı açılmışken, bugünkü şu görüşmeler de nereden çıktı? Üniversiteye daha bir milyon yıl var gibi.
Hablando de eso, ¿ qué hay con las reuniones de hoy si la universidad está a un millón de años?
Üniversiteye gitmek istemiyor musun?
- ¿ No quieres ir a la universidad?
Üniversiteye kayıta gidemedim, bütün gün telefon ettim.
Estuve al teléfono todo el día en lugar de registrarme para las clases de universidad como planeé.
- Üniversiteye gittin mi?
Puede que me presente.
Üniversiteye bir dedektif gönderin. Çıkarken bir beyanda bulunmak isteyebilirler.
Luego quiero a un detective de la Universidad en caso de que el que salga haga alguna declaración.
Dulum. Üniversiteye giden oğlum var.
Tengo un hijo en la Universidad.
Kim o? Üniversiteye birlikte gittiğiniz o adam.
El tío con el que fuí al instituto.
Üniversiteye gittiğim zaman bizim için her şey bitecek.
Scooter, cuando vaya a la universidad, no saldremos más.
Üniversiteye başladığı zaman, çok işine yarayacak.
Podrá cobrarlo cuando vaya a la universidad.
Üniversiteye başlayan çoğu kişi yanında müzik setinin getirir, babasını değil.
Sabes, la mayoria, cuando se van a la universidad, traen su stereo, no a su papá
Üniversiteye gitmeden önce odandaki perdeleri hatırlar mısın?
¿ Recuerdas las cortinas que tenías en tu habitación antes de ir a la facultad?
Üniversiteye güreş bursu sayesinde gittim.
Fui a la universidad becado por lucha libre.
Üniversiteye gittiğimi biliyordu, o yüzden zengin falan olduğumu düşündü herhalde.
Sabía que yo había ido a la universidad, así que debió suponer que era rico o algo así.
Üniversiteye kabul edilmişim.
Me han aceptado en la Universidad.
Üniversiteye gerçekten gitmiş olmalıydım.
Debería haberme ido a la universidad.
- Üniversiteye ne olacak?
- Pero y la facultad?
- Üniversiteye ne olmuş?
La facultad?
Üniversiteye gideceğini kim düşünebilirdi ki?
Quién iba a imaginar que irías a la facultad?
Üniversiteye gitseydin ilişkiniz daha mı farklı olurdu?
¿ lr a la universidad... habría cambiado las cosas con ella?