English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ U ] / Uretim

Uretim traducir español

302 traducción paralela
Entelektuel uretim araçlarindan yoksun olan insanlarin fikirleri egemen sinif tarafindan yonlendirilirler.
De modo que, lo uno con lo otro, las ideas de aquellos... a quienes se les niegan los medios de producción intelectual... son sometidas al mismo tiempo a esta clase dominante.
Yoksul çiftçilerin Kiung-Tsing uretim tugayi sağlik alanindaki revizyonist ve karsi devrimci çalismalari protesto etmek için toplanmis bulunuyorlar.
Los campesinos pobres de la brigada de producción de Kiungsing... se reúnen para denunciar la línea revisionista... contrarrevolucionaria en el sector médico y sanitario.
Emperyalistlerin ellerinden uretim araçlarinin alinmasi, ayni zamanda ideolojik hakimiyetin ellerinden alinmasini belirler. Burjuvazi temsilden bahsedip duruyor.
Para arrebatarle los instrumentos de producción al imperialismo... para arrebatárselos a la ideología dominante.
Hakim ideolojinin elinden uretim araçlarinin alinmasi Soylenecek budur, azami program.
Arrancar los instrumentos de producción de las garras de la ideología dominante.
"Onlar uretim hizini dusuren kosullari doğrudan gozlemlerler. " Doktor için gorev, bu yorgunluğun temelini bulmaktir.
Son los testigos directos de una ralentización del esfuerzo... de una disminución de la producción.
Nanking bolgesindeki Yong Fang komununde 79 uretim grubunun pek çok sağlik çalisani bulunuyordu
Así, el aspecto medical y sanitario del campo ha cambiado rápidamente. Así, en la comunidad popular Hyong Feng del distrito de Nanquín... los 7 9 equipos de producción disponen de tales trabajadores sanitarios.
"burjuvazinin elinde bulunan para gucunu denetimleri altina alarak sağlayacaktir. " ve tum uretim araçlarini kontrol altina alacaktir. " Bu çok temel bir sosyalist ilkedir.
"El proletariado se servirá de su supremacía política... para arrebatar poco a poco todo el capital a la burguesía... para centralizar todos los instrumentos de producción en manos del Estado".
uretim politikalari isçiler tarafindan kararlastirildi ancak toplumun ihtiyaçlarini karsilayacak duzeyde değillerdi ama tipki kapitalist isletmelerdeki gibi "kar" elde etmeye yonelikti. 3.
La producción de las empresas llamadas de autogestión obrera... no está enfocada a satisfacer las necesidades de la sociedad... sino que sirve para conseguir beneficios como en las empresas capitalistas.
Üretim cephesinde
En el frente económico
Üretim, Tasarım Y. Shpinel, V. Myuller
Diseño de Producción : Y. SPYNEL V. MULLER
Üretim maliyetlerinden kısmak için kömür ocakları, güvenlik tedbirlerini ihmal ettiler.
El deseo de economizar en los costes de explotación conduce a las explotaciones hulleras a descuidar las medidas de seguridad :
Üretim hızı etkilenecektir.
Alteraremos el ritmo de producción.
Üretim hızı...
¿ El ritmo?
Üretim çiftliği, umursadığım her şeyle birlikte cehenneme gidebilir.
La plantación puede irse al diablo.
Üretim kota artışlarıyla ilgili.
Se trata del aumento de la cuota de producción.
Üretim kapasitenizi hesaba kattık ama.
Pero tuvimos en cuenta vuestra capacidad de producción.
ACİL DURUM ÜRETİM ARTIŞ DÖNEMİ
PERIODO DE AUMENTO DE LA PRODUCCIÓN DE EMERGENCIA
KADINLARIN ÜRETİM HEDEFLERİ VE SONUÇLARI
OBJETIVOS Y RESULTADOS DE LA PROCUCCIÓN DE LAS MUJERES
ACİL DURUM ÜRETİM KOTASI 15 GÜN KALDI. ÇOK ÇALIŞIN!
PRODUCCIÓN DE CUOTA DE EMERGENCIA QUEDAN 15 DÍAS. ¡ TRABAJAD DURO!
Üretim kapasitemizi savaş dönemi üretimine çevirmek zorunda kaldık. 1860 1898, 1917.
producción en tiempos de guerra. 1860 1898, 1917.
ÜRETİM ARTIŞI
aumento DE producción
ÜRETİM % 20 ARTIRILABİLİNİR
LA eficacia DE trabajo SE PUEDE incrementar UN 20 %
Üretim mükemmel durumda. Günde 60 bin kilometre iplik.
Un excelente resultado : seis millones de metros de filamento al día.
Üretim işlerine bakmayı teknisyenlerine havale eden Himmler imha etme üzerine yoğunlaşıyor.
Dejando los aspectos productivos a sus técnicos, Himmler se concentraba en el aniquilamiento.
Tobiki İçki Üretim Kooperatifi'ni kurmak üzereyim.
Voy a crear la Sociedad Cooperativa Destiladora de Tobiki.
Üretim henüz kapanmadı.
Producción no estar aún muerta.
Üretim her geçen gün artıyor.
El negocio va bien. La producción aumenta día a día.
Üretim hedeflerimizi nasıl tutturacağız?
Así nunca podremos alcanzar las metas de producción.
Üretim faaliyeti.
Están produciendo.
Üretim Tasarım :
Decorados :
Uçak Üretim Bakanlığımızla yaptığımız görüşme neticesinde sadece şunu söyleyebilirim ki, notunuzda belirttiğiniz gibi bizim için son derece önemli bir fabrikayı havaya uçurma fikrinize kesinlikle sıcak bakmıyoruz. Almanlar Chapman'dan Vickers'ı havaya uçurmasını istediklerine göre bu, hava saldırılarımızın başarılı olduğunu gösterir.
que se mostraron muy interesados en que se le destruya las obras para indicar que él es más exitosa de lo que pensaban.
Ama ne kadar değerli olursa olsun Uçak Üretim Bakanlığı'nın, kendi fabrikalarından birinin tüm bir ay boyunca üretim dışı kalmasına izin vermesini bekleyemezsiniz.
sin embargo valiosas sus servicios, 663 01 : 09 : 36.640 - - 01 : 09 : 42.040 no se puede esperar que el Ministerio de Producción de aeronaves para permitir que una planta - para poner fuera de acción durante un mes entero.
Üretim için bir şirketten haber bekliyorum.
Créeme que muchas empresas querrán fabricarlo.
- Üretim mücadelesinden.
La lucha por la producción.
Morgan Toptan Üretim.
Soy mayorista de verduras.
Kendisi Amerikan Üretim Derneği başkanıydı.
Era el presidente de la Asociación de Frutas y Verduras de Estados Unidos.
Sonraki Morris Lovell, Devletlerarası Üretim'den.
Y luego fue Morris Lovell, de la empresa Interstate Produce.
Üretim mi yoksa hizmet sektöründe miydi?
¿ De productos o de servicios?
Üretim.
De productos.
Kendi kendini parçalayan bir motor gibi Üretim nedeni olan işle bağı kesildiği için.
Es como un motor de carrera que se desbarata... porque no está conectado... con la labor para la cual fue construido.
Üretim araçları ve bunların kuruluşlarıyla alakalı da hiç bir güvenliğimiz söz konusu değil.
Ni seguridad alguna en sus relaciones con los medios de producción... y estas instituciones.
Üretim öncesi model.
Es un modelo de pre-produccion.
Üretim bölümü, sıra 05.
Departameno de producción, línea 05.
ASKERİ ÜRETİM PATLADI
Apogeo de los logros militares.
İngilizler savunmasındaki açığı kapatmak için silah fabrikalarında saatlerce çalıştı. Üretim haziranda en üst seviyeye ulaşmıştı. Sonraları, çalışanların yorulmasıyla bu seviye düştü.
Trabajaban durante muchas horas para cubrir el vacío de las defensas en Junio se alcanzó la máxima producción de armas luego disminuyó por el cansancio de los trabajadores.
Lastik tekerleklerin satışını yasaklamaya da yetkili değildik. Yine de bir emir hazırladık. Genç bir çocuk yazdığımız emri Üretim Yönetimi Bürosu'nda elden ele dolaştırdı.
Nuestra agencia no tenía poder para detener la venta de neumáticos de caucho, pero emitió una orden a la misma enviar un anónimo y difundirla, para todas las oficinas el Departamento de Gestión de la Producción, tuvieron que deshacerse del papel, había un montón de burocracia.
1956'da, Üretim işine geçmek için izin istedim.
En 1956,... pedí que me transfirieran a trabajo productivo.
Üretim müdürü eski, çok eski arkadaşıydı.
El gerente de producción era muy amigo mío.
Üretim ve o üretimin beraberinde... tüketim alaninda zaten yapilmis olan seçimlerin her yerde hazir ve nazir olan tasdikidir.
Es la afirmación omnipresente de la elección ya hecha en la producción y su consecuente consumo.
Üretim zamani, metalastirilmis zaman, birbirine denk zaman araliklarinin sonsuz yigilmasidir.
El tiempo de la producción, el tiempo-mercancía, es una acumulación infinita de intervalos permanentes.
Üretim sürecinin daimi yenilikleri, hep ayni seylerden olusan olusan tüketimde yanki bulmaz.
Lo que es siempre nuevo en el proceso de producción de cosas no reaparece en el consumo, que sigue siendo el retorno ampliado de lo mismo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]