English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ U ] / Ustadım

Ustadım traducir español

249 traducción paralela
Üstadım, Tartışmasız sizin artık bir hayranınızım.
Maestro, soy su admirador incondicional.
Torcy papazı ile görüşmek konusundan aynı fikirdeydi. Üstadım -
Acepta ver al Sr. cura de Torcy, mi viejo maestro.
Aşçım, bu yemekleri pişirmekte ustadır.
Sí, a mi cocinero se le dan muy bien estos platos.
Üstadım.
¡ Sr. Wang!
Adamlarım işlerinde ustadır ve ne ile karşı karşıya olduğumuzu biliyoruz.
Mis subalternos son unos manitas y sabemos con lo que nos enfrentamos.
Üstad Hirate, lütfen bana yardım et, sana yalvarıyorum.
Mestro Hirate, ayúdame, por favor. Te lo ruego.
Burada bir Üstad Hirate var mı?
¿ Hay aquí un Maestro Hirate?
Üstad Hirate'yi görmeye gitmem lazım.
Debo ir a ver al Maestro Hirate.
- Bir tanecik, Üstadım.
- Una sólo, Commendatore.
Üstadım!
¡ Maestro!
Üstadım, ben geldim.
Maestro, he vuelto.
Üstadım, niye benimle böyle konuşuyorsun?
Maestro, ¿ por qué me habla así?
Üstadım, böyle davranmalıyım. İntikamımı böyle almalıyım.
Maestro, ¿ debo hacerlo?
Üstadım, bu korkunç intikamı düşündüğümde her şeyi bırakıp buradan kaçıp gitmek istiyorum.
Maestro, cuando pienso en esta horrible venganza siento que quiero dejarlo todo inacabado y huir.
Ben daha hiçbir şey duymadım, Üstad Hopkins.
Aún no he oído nada, amo Hopkins.
- Her şey hazır mı, Üstad Hopkins?
- ¿ Todo está listo, amo Hopkins?
Üstad Hopkins ve yardımcısı buradalar mı?
¿ El amo Hopkins y sus asistentes están aquí?
Üstad Wu'ya iyi davranmanı söylemiştim sense hemen öttün, neden lafımı dinlemedin?
Te pedí que tratarás bien al Instructor Wu y que le hablaras de mí más tarde, ¿ por qué no has escuchado mis órdenes?
Üstad Wu nun odası hazır mı?
¿ Están listos los aposentos del Instructor Wu?
Üstad Wu... Benim adım Tong, bir gardiyanım Shi En'nin iyi bir arkadaşıyım
Instructor Wu, mi nombre es Tong, soy carcelero, y buen amigo de Shi En.
Üstad Wu, bağışlayın canımı Jiang'den emir aldık sadece
Instructor Wu perdonadme la vida, sólo cumplíamos órdenes del Maestro Jiang.
Üstad Wu, canımı bağışla... bağışlamak yok artık!
- Instructor Wu, perdonadme la vida... - No puedo perdonaros.
Tutuklanman büyük Üstadımıza kendi sonuna dair bir işaret gibi göründü.
Tu arresto sumió al gran maestro en una extraña turbación, casi un presentimiento de su propio fin.
Üstad Fu, adamlarım sizi tanıyamadı affedin lütfen lafı bile olmaz lütfen oturun lütfen
Sr. Fu, mis hombres no sabían que era usted. Por favor, le ruego nos disculpe. No importa.
Üstad Fu'yu bırakın önce, yoksa dereye atarım
Si lo queréis, liberad antes al Sr. Fu.
Üstad Lu, bahse varım ki ; Sizin Bulut ailesinin sırasıdır şimdi seni..
Maestro Lu, apuesto a que su clan será el siguiente.
Üstad Lei, Bizim hep iyi bir itibarımız olmuştur, rahiplerimiz katı kurallara uyarlar
Maestro Lei, hemos tenido siempre buena reputación. Nuestros monjes cumplen terminantemente las normas.
Üstad Lei, bizden şüpheleniyorsunuz, ama hiç kanıtınız var mı?
Maestro Lei, sospecha de nosotros, ¿ pero tiene alguna prueba?
Üstad Lei, siz ikiniz devam edecek mi? Ben hala buradayım
Maestro Lei, aunque se turnen, puedo arreglarmelas.
Bugün Üstad Jianxing'ım, Yarınsa, Şaolin Baş Rahibi olacağım
Hoy soy el Maestro Jianxing, mañana sere el Adad del Templo Shaolin.
Bunu Üstadımıza söyleyeceğim
Se lo dire al Maestro.
Millet, Hadi gidip, Üstad Tie'le kutlama yapalım
Amigos, felicitemos al Maestro Tie.
Ayrıca bir aslan dansı yarışması düzenleniyor kazanana da 100 gümüş ödül verilecekmiş! Üstad Tie Sizce kazanır mıyız?
Maestro Tie, ¿ cree que podríamos ganar?
Şimdi gidip Üstad Yi Zheng ile konuşacağım
Voy a hablar con el Maestro Yi Zheng.
Üstad Tie altını kabul etmeyecektir ama ben bunu kabul edeceğim ve birazını onunla da paylaşırım
Aunque el Maestro Tie no acepte su regalo, yo aceptare el mío y lo compartire con el.
Tamam mı, Üstad Tie?
Maestro Tie, ¿ le parece bien?
Üstad Tie, Burayı Gua Si bırakalım gene geri dönüp demleniriz
Mastro Tie, dejemos que Gua Si se ocupe de esto. Volvamos a descansar.
Sanırım Üstad Tie'nin işi çok zor
No creo que el Maestro pueda vengaros.
Üstadım önce çorba mı, erişteler mi?
Maestro... Primero ¿ la sopa o los tallarines?
Üstadımızı şarkımızla uğurlayalım haydi.
Por qué no desafinamos para nuestro maestro.
Üstadım Aristo'ya, Yunan filozoflarına ve kendi olağanüstü, mantıklı zekasının becerilerine güveniyordu.
Mi maestro confiaba en Aristóteles, los griegos y en su sorprendente y lógica inteligencia.
Üstadım?
¿ Maestro?
Üstadım.
¿ Maestro?
Üstadım, çabuk!
¡ Maestro, rápido!
Üstadımın, o kafir kambur hakkındaki şüphelerimi neden o kadar çabuk yok saydığını ve kuleyi ziyaretimizin neden o kadar acil olduğunu anlamamıştım.
No comprendía por qué mi maestro descartó mis sospechas sobre el jorobado y por qué era urgente que visitáramos la torre.
Üstadım.
Maestro.
Üstadım.
¿ Maestro? Por favor.
- Üstadım!
- ¡ Maestro!
Üstadım basit insanların daima her şeyin bedelini ödediğini söyler.
Mi maestro dice que la gente simple siempre paga por todo.
Üstadım, lütfen, acele etmeliyiz.
Maestro, debemos apurarnos.
Üstadım gerçek katili buldu!
¡ Mi maestro halló al asesino!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]