Utanacak bir şey yok traducir español
186 traducción paralela
Utanacak bir şey yok.
- No te sonrojes.
Utanacak bir şey yok.
No tienes nada de qué avergonzarte.
Utanacak bir şey yok.
No debe avergonzarse.
- Utanacak bir şey yok.
- No tienes por qué.
Hadi, utanacak bir şey yok.
- No seas tímido. Este chico es asombroso.
Görüyorsun ya, utanacak bir şey yok gerçekten.
Ves, no vale la pena estar avergonzado.
Bunda utanacak bir şey yok fakat kendisi krallar gibi yaşayacak bir müdürdü.
No tiene nada de malo, pero una vez fue empresario... vivía como un príncipe.
Konuştuğunu asla bilmeyecekler, yani utanacak bir şey yok.
Nunca sabrán que habló, no hay nada de lo que avergonzarse.
Bunda utanacak bir şey yok.
No hay de qué avergonzarse.
- Bunda utanacak bir şey yok.
No hay nada de qué avergonzarse.
- Neden ki? Utanacak bir şey yok.
No hay de qué avergonzarse.
Utanacak bir şey yok bunda.
No tienes por qué avergonzarte.
- Utanacak bir şey yok.
- No te avergüences.
- Utanacak bir şey yok.
- No tienes nada de que avergonzarte.
- Utanacak bir şey yok.
- No hay nada de que avergonzarse.
Utanacak bir şey yok, Franz. Geçekten yok.
No tienes de qué avergonzarte, Franz, de verdad.
Utanacak bir şey yok.
No tienes de qué avergonzarte.
Bunda utanacak bir şey yok.
No me avergűenzo de esto.
Bunda utanacak bir şey yok. Sizi kimse suçlamayacak. Sizi temin ederim ki ayıplanmayacaksınız.
No tema al escarnio, no habrá polémicas si se va al extranjero, adonde éstas no podrán llegar.
Utanacak bir şey yok. Kendini savundun.
- No tiene por qué sentirlo.
- Hepiniz korkuyoruz, utanacak bir şey yok.
- Todos tenemos miedo. No te averguences.
Hadi ama, utanacak bir şey yok Olur böyle şeyler, adamım.
Vamos, no tienes nada de que avergonzarte, partidos como este pasan.
Bunda utanacak bir şey yok.
No tienes por qué avergonzarte.
- Utanacak bir şey yok.
Que no te dé vergüenza.
Utanacak bir şey yok.
No debería.
Bunda utanacak bir şey yok.
Oh, no, no hay nada de que avergonzarse.
Eğer olmadığına karar verirseniz bunda utanacak bir şey yok.
Si deciden que no lo es... no es nada por lo que deban avergonzarse.
Utanacak bir şey yok.
No tienes de que avergonzarte.
Utanacak bir şey yok.
No tienes porque avergonzarte.
Utanacak bir şey yok, hele dişiler istekliyken.
No hay nada de que avergonzarse. No cuando las hembras lo están deseando
- Evet, oğlum utanacak bir şey yok. Elinden geleni yaptın.
Sí, y no tienes porque avergonzarte, te esforzaste.
Brian utanacak bir şey yok.
- Oh, Brian. No hay de qué avergonzarse.
- Utanacak bir şey yok ki. - Öbürü hâlâ duruyor.
No hay de qué avergonzarse.
Utanacak bir şey yok.
No tienes por qué avergonzarte.
Utanacak bir şey yok Ted.
No hay de qué avergonzarse,
Utanacak bir şey yok!
¡ No hay de que avergonzarse!
Bunda utanacak bir şey yok evlât.
No te averguences por ello.
- Bunda utanacak bir şey yok.
- No tienes por qué avergonzarte.
Utanacak bir şey yok bunda.
No hay vergüenza en eso.
Hayatım, utanacak bir şey yok.
No, Donna. No seas tímida.
Bunda utanacak bir şey yok.
Hoy, cosas como esa no son para sentirse avergonzada.
Bunda utanacak bir şey yok.
No tengo nada de lo que estar avergonzado.
- Endişelenmedim. Yani, utanacak bir şey yok ama bu kafa karıştırıcı.
No tengo nada de que avergonzarme pero es embarazoso.
Belki disleksisi olduğunu söyleyebilirsin. Utanacak bir şey yok. Bir kere çıkmıştı.
Quizá puedas mencionar el hecho de que tiene ADD porque no es el estigma que solía ser.
Bunda utanacak ya da korkulacak bir şey yok.
No tiene nada de vergonzoso ni debe dar miedo.
Utanacak bir şey yok.
No hay por qué avergonzarse de ello.
Bunda utanacak bir şey yok.
Por preguntar no pasa nada.
Sizin hayatınızda karanlık bir şey yok mu? Utanacak bir şey?
¿ Nada cuestionable en su vida ni de lo que se avergüence?
- Utanacak bir şey yok.
- No se avergüence.
Bunda utanacak bir sey yok. Evlenmemis birçok kiz böyle yapiyor.
No es ninguna vergüenza, las que no encuentran marido lo hacen.
- George utanacak bir şey yok.
Sé lo que estás pasando.