Utangaçım traducir español
321 traducción paralela
Neşeliyim ama utangaçım.
Yo también. Soy alegre, pero tímido.
Tam benim tipimsin Utangaç aşık tipi, canım
Eres exactamente mi tipo, Cariño
Ben utangaç, pısırık bir adamım.
Fíjese bien, soy un hombre inseguro.
Ben 8 numarayım. Bizler utangaçız ya.
Yo seré el octavo.
Çok utangaç biri, bu yüzden ona sert bir içki ayarladım.
Es muy tímido así que le he pedido un "volcán".
Ben çok utangacım!
Soy demasiado tímido.
Beni seviyor çünkü ben kibar, nazik ve tasalıyım ve heyecanlı ve utangaç ve şefkatliyim!
Me ama porque soy dulce y gentil y preocupado y nervioso y tímido y tierno.
Dahiler çekingen ve utangaç olmaz mı?
¿ No son tímidos y retrasados los muy listos?
- Şimdi de utangaç mı davranıyorsun?
- ¿ Vas s ser tímido conmigo? - ¿ Por qué?
Utangaç mısın?
¿ Te da vergüenza?
Ben, utangaç mı?
¿ Yo, tímido?
Dansa kaldırılmayan bir çift utangaç kız mı?
Pareja de solitarios.
Ben mi utangacım?
¿ Yo? ¿ Tímido?
Özellikle utangaç olduğum söylenemez ama sadece yaşadığımız dünyayla ilgili bir durum.
No demasiado. Es sólo... el mundo en que vivimos.
Kendim sorardım ama çok utangacım.
Yo vendría solo, pero soy tímido.
- Utangaç mısın Charlie?
- Tímido, Charlie?
Şu utangaç oğlanlardan mısın, Stevens?
Es uno de esos tipos tímidos, ¿ no, Stevens?
- Utangaç mı?
- ¿ Es tímido?
Dudaklarım. iki utangaç hacı yüz sürüp mihrabına. hazırdır bu kaba dokunuşu bir öpüşle yumuşatmaya.
Mis labios, peregrinos ruborizados, están dispuestos a alisar el toque áspero con un dulce beso.
Uzmanlarımız sizi "korkunç derece sıkıcı", "hayal gücü kıt", "utangaç, iradesiz," "kolayca hükmedilebilir", "espri anlayışı olmayan," "can sıkıcı" ve "önüne geçilmez bir şekilde tekdüze ve berbat" diye nitelendirdiler.
Nuestros expertos lo describen como... "un tipo espantosamente aburrido, carente de imaginación... "... tímido, ñoño, fácilmente dominable sin sentido del humor, aburrida compañía e irreprimiblemente desabrido y horrible. "
Mükemmel kaslarınıza hayranım elbette, pırıl pırıl dişlerinize de öyle. Ama bu maskenin ardında bir erkek olduğunu biliyorum. Utangaç biri.
claro, amo tus músculos, tu sonrisa brillante, pero yo se que detrás de esa persona fingida, ahí hay un hombre tímido y sensible, con un gran corazón.
Sarhoş olmadığım zaman çok utangaç olurum.
Cuando no estoy totalmente borracha, soy muy púdica.
Sanırım tam olarak anladın ben aslında çok utangaç biriyim.
Creo que en el fondo soy fundamentalmente muy tímido de carácter.
Aramızda en utangaç olanımız sonunda utangaçlığını yendi ve evlenmeye karar verdi.
Muchachos, sin jarana. Por el más tímido. Por la persona, que al fin superó esa cualidad suya y se desposó.
Her zaman utangaç biri olarak tanındım.
- Sí, es verdad. No sé por qué, pero me estoy volviendo un insolente a ojos vistas.
Utangaç mısınız?
¿ Tímido?
Bu şarkıyı dönüp yüzüne bakarak söylemek için fazla utangacım. Fakat kalbimle söylüyorum bilmiş ol.
Soy demasiado tímido para volverme y decírtelo en la cara, pero te lo digo de corazón.
Ben aptalım, sen de utangaç.
Yo soy tonto y tú tímida.
Hadi, tatlım. Utangaç olmana gerek yok.
Emilia, es absurdo ser tímida.
Dört yıl önce Montreal'de tanıştığım o utangaç kadına ne oldu?
¿ Qué ha sido de la chica tímida que conocí hace cuatro años en Montreal?
Hakkımda bilmen gereken ilk şey... biraz utangaç olduğumdur tatlım.
Una de las primeras cosas que debes saber acerca de mí, cariño es que soy un poco tímida.
Utangaç mısın?
¿ Tímido?
Utangaç falan mısın?
¿ Te has vuelto tímido?
Utangaç olmadım.
- No me he vuelto tímido.
Utangacım. O da öfke yönetimi kurslarından birine gitmemi önerdi.
Soy un chico tímido... y me sugirió que tomara uno de esos cursos para la agresividad.
Korkuyorum ve utangacım.
Tengo miedo y soy tímido.
Belki de fazla utangacım.
Por pudor, quizás.
Tatlım, baban öldüğünde sen hala burnunu kitaplarından dışarı çıkarmayan yüzünde iğrenç bir tik olan utangaç bir kızdın.
Cariño, cuando murió aún eras una muchacha desgarbada, pegada a los libros y con un horrible tic en la cara.
- Utanıyormusun yoksa? utangaç mısın?
- ¿ Te da vergüenza?
Az bir utangacım, ama olur.
Soy algo tímido, pero vale.
- Bu senin, utangaç olmadığını kanıtlar mı? - Kesinlikle hayır.
- ¿ Prueba eso que uno no es tímido?
Birdenbire utangaç mı olduk?
¿ Se ha vuelto tímido?
Ben... utangacım.
Soy... tímida.
- Utangaç değilsin, değil mi tatlım?
- No eres tímida, ¿ eh?
Sosyalleşmek için çok utangaç derneğe gitmek için fazlasıyla korkak gittikçe daha fazla yalnızdım.
Demasiado tímida para hacer amigos... Demasiado asustada para entrar al comedor estudiantil... Estaba cada vez más sola.
Elini göster. Utangaç mısın ne?
Muéstrame tu mano. ¿ Eres tímido?
Hes'in türü utangaç, biliyorsun. tamam mı!
Él es algo tímido. Bien, bien.
Gerçekten bu kadar utangaç mısın, yoksa bize rol mü kesiyorsun?
¿ Eres así de tímida o estás fingiendo?
Utangacım, Özellikle kadınlarla.
Soy tímido, sobre todo con las mujeres.
Hayatım utangaç ufaklık biraz çekinebilir. Ne de olsa eski kocan burada.
Cariño El Sr. Bashful podría estar un poco, sabes, bajo el clima debido a él aquí y demás.
İstemiyor musun? Yoksa utangaç mısın?
¿ Quieres ir a tomar un trago conmigo?