English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ U ] / Uykuya

Uykuya traducir español

2,963 traducción paralela
Çok az uykuya gereksinimin olması çok iyi uyuyamıyor olmamın nedeni değildir ki ama çünkü ben "baba sorunları" olan mükemmeliyetçi bir insanım sonuçta. ve ben her zaman bilinçaltımda bir başkasını baba figürünün yerine koymaya çalışıyorum.
Que la razón por la que no estoy durmiendo bien no es porque necesito dormir muy poco, sino porque soy una perfeccionista que tiene un "trauma con su padre", y siempre estoy tratando, inconcientemente de reemplazar la figura de mi padre con la de alguien más.
Anlaşıldı, amirim. Silindir şapka uykuya dalıyor!
Entendido, capitán.!
Tamam, küçük haydi uykuya.
Es hora de volver a dormir de nuevo.
Tekrar uykuya daldı.
Está durmiendo.
Biraz uykuya ihtiyacın var.
Necesitas dormir algo.
Beyaz balinaların çiftleşme çağrısı, derin uykuya geçişimi kolaylaştırıyor da.
La llamada de apareamiento de la ballena beluga... me ayuda a ponerme en un profundo estado R.E.M. de sueño.
Derin bir uykuya...
Ponerlo a dormir.
Telefonda, kediyi derin bir uykuya postaladığını söylemişti.
Dijo que lo iba a dormir. ¿ Dónde iba a hacer eso?
Ben de çavuşu tokatlayıp ağlayarak uykuya daldım.
Yo me masturbe y lloré hasta quedarme dormido.
- Uykuya dalamıyorum.
- No puedo dormir.
Uykuya bile zar zor vakit ayıracaksın.
Apenas vas a dormir.
Senin için kolay yapacağım, uykuya dalmak gibi olacak.
Lo hago facil, como quedarse dormido
Uykuya zaman yok!
¡ No hay tiempo para dormir!
Kılkurdunu teşhis etmek için uygulanan prosedür kişi uykuya dalana kadar beklemektir ardından kurtlar, hava almak için kalın bağırsaktan çıkacaklardır.
El procedimiento para diagnosticar los oxiuros es esperar hasta que el sujeto está dormido, y los gusanos se arrastran por el recto en busca de aire.
Uykuya senden daha çok ihtiyacım var. O aptal budama ağacını kestiklerinden beri güneş her sabah gözüme giriyor.
Mira, necesito dormir más que tú, y desde que talaron ese estúpido ciruelo, el sol me ha estado molestando cada día.
Uykuya yenik düşürme.
"No dejes que se adormezcan."
Uykuya yenilmişiz.
Nos debimos quedar dormidos.
Hala titriyorsun. Bak ne diyeceğim, neden uykuya dalana kadar sırtını ovmuyorum?
Estás temblando, ¿ quieres que me quede y te acaricie la espalda hasta que te quedes dormida?
O yıldızlara bakarak uykuya daldığımı hatırlıyorum.
Recuerdo que solía dormirme mirando esas estrellas.
Uykuya dalma, Jer.
No te quedes dormido, Jer.
Ne buldun? Osiris'i uykuya göndermenin yolunu.
Una forma de darle una siesta bien larga a Osiris.
Anladığım kadarıyla bununla onu birkaç yüzyıl uykuya yatırabiliriz.
Ahora, hasta donde puedo imaginar, eso debe ponerlo a dormir durante un par de siglos, al menos.
O yıldızlara bakarak uykuya dalardım.
Solíamos quedarnos dormidas, mirando esas estrellas.
Ergenlerin uykuya ihtiyacı vardır, bu bir gerçek.
Los adolescentes necesitan dormir. Es un hecho.
Herkes uykuya daldıktan sonra, televizyonu açabilirdim, ve..
Apenas todos se acostaban, encendia la TV y...
Orada da biri var, derin bir uykuya yatmış.
Ahí hay alguien durmiendo a pierna suelta.
Artık uykuya dalıyorum.
Oh, me caigo completamente de sueño.
Bak şimdi, bu hediyeler bizim aldıklarımız, ama Noel Baba'nın hediye getirmesini istiyorsan, hemen gidip uykuya dalman gerekiyor.
De acuerdo, escucha, esos regalos son nuestros pero si quieres que Papá Noel traiga sus regalos, vas a tener que irte a dormir.
Pekâla, Jenna, sadece bir hediye ve sonra gidip uykuya dalıyoruz, anlaştık mı?
De acuerdo, Jenna, un regalo, y tienes que irte a dormir, ¿ vale?
Bazı zamanlar sohbetimizin orta yerinde uykuya dalardı bazense tüm param telefona gitti.
A veces se quedaba dormida a mitad de nuestra conversación.
Uykuya ihtiyacım yok.
No requiero dormir.
Yüzükoyun uykuya dalmasını sağla.
Vigila que se duerama boca abajo.
Uykuya daldığımda ruhumu korusun diye Tanrıya dua ederim.
Ahora me acuesto a dormir, Permítame dios mantener mi alma.
Yoksa karşı kıyıya kadar kabininizde tembellik yapıp kuşetinizde uykuya mı dalacaksınız?
¿ O descansará en su camarote mientras navega de vuelta por el océano, subirá a su litera y contará hasta quedarse dormido?
Sadece biraz uykuya ihtiyacım var.
Sólo necesito dormir un rato.
Zaten evlat edindikleri 3 erkek çocuk daha vardı. Ailem uykuya daldığında diğer çocuklar beni garaja götürür ve sıkılana kadar ya da ben bayılana kadar beni hırpalarlardı.
Ya habían acogido a otros tres chicos, y cuando los padres de la casa se iban a dormir, los chicos me llevaban al garaje y me golpeaban hasta que se aburrían o quedara inconsciente.
İlk kez onun omuzlarında uykuya daldığın andı.
Fue la primera vez que quedaste dormida en su hombro...
Ayrıca eğer benden önce işi biterse, kenara kayar ve uykuya dalar.
Y si él termina antes que yo, se voltea y se duerme.
Belki yorgundum, belki de biraz uykuya ihtiyacım vardı.
Tal vez estaba cansado, necesitaba dormir más.
Hemen uykuya dalar, siz onu almak için birkaç saat sonra gelebilirsiniz.
Caerá dormido, y entonces puede venir en unas cuantas horas. - Yo puedo alimentarlo. - No es un problema para nada.
Bailey her gece ağlayarak uykuya dalardı.
Ese chico Bailey lloraba cada maldita noche.
Michael sadece salındığımda uykuya dalıyor.
Michael solo se duerme cuando me balanceo.
Sarhos yolcularin uykuya dalmasini saglar.
Hace que los pasajeros borrachos se duerman.
Hayır, az önce uykuya daldı.
No, no, no, acaba de caer rendida.
Ancak 20 dakika içinde uykuya ihtiyacı var.
Aunque, sabes, necesita su siesta en, alrededor de 20 minutos.
Uykuya ihtiyacın yok.
No necesitas dormir.
Yemeğe ve uykuya ihtiyacın var.
Necesitas comer y dormir.
Uykuya dalmaya çalıştığımda, kulağımda bir fısıltı duyardım.
Cuando trataba de dormir, podía escuchar un susurro en mis oídos.
Kara ve deniz uzun kutup kışı boyunca uykuya dalıyor. Ta ki güneş bir kez daha dönene dek.
La tierra y el mar se encierran durante el largo invierno polar hasta que, una vez más, el sol regresa.
Kara ve deniz uzun kutup kışı boyunca uykuya dalıyor. Ta ki güneş bir kez daha dönene dek.
Tierra y mar cierran durante el largo invierno polar, hasta que, una vez más, el sol vuelve.
Çocukken bu şarkıyı dinleyerek uykuya dalardım.
Quando era pequeño, me quedaba dormido escuchando esa canción.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]