Uçundan traducir español
1,827 traducción paralela
Azıcık ucundan ama tam olarak değil.
Sí, un poco, supongo, pero en realidad no.
Efsane olmak aklımın ucundan bile geçmemişti.
Yo no iba a ser una leyenda.
Hâlâ düzelemeyeceğini aklımın ucundan dahi geçirmezdim.
Nunca pense que fuera a continuar asi.
Mumu iki ucundan da yakabilirsin.
Sí se puede quemar la vela por ambos lados.
"Tümüyle tahıllı, düşük yağlıdır," "Biliyorum ucundan bir parça istiyorsun" "Ama ben yalnızca dans etmek istiyorum"
# Whole grain, low fat I know you want a piece of that # # but I just wanna dance #
- Çene ucundan yoksunsun. - Bones?
Tampoco eres una eminencia en lo mental.
Yağmurda sokağın bir ucundan diğerine koştum.
¡ Corrí arriba y abajo por la calle bajo la lluvia!
Neler yapabileceğim, s aklının ucundan geçmez.
No tienes idea de qué tan alto puedo volar.
Arabamla New York'a giderken istifa etmek, aklımın ucundan bile geçmiyordu.
Nunca hubiera imaginado, al subirme a ese auto para ir a Nueva York, que iba a renunciar.
Heath, beni şehrin öbür ucundan çağırdın.
Heath... qué es tan importante?
Çantanın ağzını kapatmazsam, dışarı doğru yuvarlanıp bagaj bandının öbür ucundan çıkar dedim.
Pensé que si dejaba el caso sin asegurar, ella solamente se caería. y terminaría inconsciente en el carrusel de equipaje.
Sonunda bir işin ucundan tutabilecektim.
Finalmente fui capaz de conservar un trabajo.
Şey, o adamlar için durum farklıydı, çünkü onlar burada yeni başlıyorlardı bense koridorun öbür ucundan taşındım.
Bueno, fue diferente para esos tipos porque empezaron es esta oficina y yo acabo de mudarme del final del pasillo.
Onu, sıkıca tutmaya çalışıyorum ama bir o kadar hızla kayıyor.. .. parmaklarımın ucundan.
Lo que más intento conservar y simplemente se me resbala por las manos.
Ben de Carlos'a yapabileceğimi aklımın ucundan geçirmezdim.
Yo pensé que jamás se lo iba a hacer a Carlos.
Ve aklımın ucundan bile... Ve şimdi... Bu...
Y ni siquiera pensé... y ahora ella... esto... esto está mal.
Kaçmayı aklımızın ucundan bile geçirmeyiz!
Todavía no ha llegado el día en el que decidas correr antes que pelear.
Carl Russell'in kolerayı aklının ucundan geçirdiğini düşünüyor musun?
¿ Cree que Carl Russell haya contemplado el cólera?
Bunu nerede sakladığım aklının ucundan bile geçmez.
No tienes idea de dónde tuve que esconderlo.
Bu aklımızın ucundan bile geçmez bayım.
Ni se nos ocurriría.
Ucundan tutup yukarı doğru çekeceksin.
Tira a través y hacia arriba.
Bu kılıçlar şarj edilmiş olsaydı, Ucundan çıkan enerji
Si estuvieran cargadas, la energía de esta punta...
Dünyanın bir ucundan buraya gelip, bu paranoyak adam yüzünden hayatımı tehlikeye mi atıyordum?
Crucé medio mundo para acabar encerrado en este auto con este tipo paranoico ".
Yemin ederim, o dolarları toplayacağın, aklımın ucundan bile geçmezdi.
Te juro que no sabía que se podia hacer un proyecto con un dólar en los EE.UU..
Ne de olsa ülkenin bir ucundan ötekine topuklu ayakkabılarla kaçamam.
No iba a correr por el campo con tacos altos.
Genival, tut şunun ucundan.
Genival, agarra de ahí.
- Meme ucundan içe doğru hareket et Yani kız bu işte acı mı çekiyor
- No por la tetilla, tomo mucho tiempo, la sangre tenia que recorrer un largo camino para llegar ahí.
Andy Dufresne bir nehir dolusu pisliğin içinde sürünmesine rağmen borunun diğer ucundan temiz bir şekilde çıkan adam.
Andy Dufresne el hombre que se arrastró por un río de caca y salió limpio del otro lado.
Galiba oltanIn ucundan bir parça aldI.
Creo que ha picado.
Ucundan azcık baksam.
Bien. Voy a darle una ojeada.
Quell sisteminin uzak köşelerinde, Anakin Skywalker ve Padawanı Ahsoka, droid ordusunun yaklaşması üzerine, hayatının savaşının ortasında kalan Jedi Şövalyesi Aayla Secura'ya yardım etmek için galaksinin bir ucundan öbür ucuna doğru hızla yol almaktalar.
En la lejanía de Quell Anakin Skywalker y su padawan, Ahsoka cruzan rápidamente toda la galaxia para ayudar a la Jedi Aayla Secura quien está en plena pelea por su vida cuando el siniestro ejército droide se le acerca.
Azıcık ucundan.
Sí, mma, hasta la médula.
Sizin gibi küçük beyinli, bistüri jokeylerine liderlik görevi teklif etmeyi aklımın ucundan bile geçiremiyorum.
Y tan sólo no puedo soportar darle a uno de estos brutos con escalpelo... una posición de liderazgo.
Senin kadar sevebileceğim bir insanı bulabileceğim aklımın ucundan geçmezdi.
Nunca creí que iba a encontrar a alguien que ame tanto como a ti.
- Tut ucundan, dostum!
- Ten esto! Tómalo!
Ucundan azıcık yapmaya ne dersin?
¿ Qué tal si le hacemos Io que al Sr. Bobbitt?
İş haraç kesmeye geldiğinde Frankie'nin bu kadar dişli çıkabileceğini aklımın ucundan bile geçirmemiştim.
Imagino que Frankie era un tipo a quien no le importaba presionar cuando se trataba de cobrar una deuda.
Ve halledeceğini söylediğinde,... senin kodese atılmanla sonuçlanacağı aklımın ucundan bile geçmedi.
Y cuando dijo que se encargaría de todo, no pensé que terminarías en la cárcel.
"Forklift" aklımın ucundan bile geçmedi.
De verdad no estaba pensando en un montacargas.
- Aklımın ucundan geçmemişti.
- Ni siquiera lo había pensado.
İlk kez bana dünyanın bir ucundan "Ne buldun Abbs?" diyorsun.
Wow, es mi primer trans-global "¿ qué tienes Abbs?"
O zaman dünyanın bir ucundan kafein içeceğim de gelsin.
¿ Crees que talvez podría conseguir un envío trans-global café Pow?
Tehran'ın diğer bir ucundan getirdik onu, nasıl hayır diyebilirim.
Los has traído desde el otro extremo de Teherán, ¿ cómo les digo que no ahora?
Öyle çıtır bir şeyi kapı dışarı edeceğin aklımın ucundan geçmezdi.
Jamás en la vida pensé que te vería echar a una belleza como ésa.
Karen ülkenin diğer ucundan geldi.
Karen estaba del otro lado del país.
Ucundan azıcık ısırabilseydim bari.
Si sólo hubiese tenido una probadita.
Aklımın ucundan bile geçmedi.
Ni siquiera se me ha ocurrido.
Sahanın bir ucundan diğerine atış yaptı.
- Llamó a una jugada para cuatro y uno.
Bu aklımın ucundan bile geçmedi.
Ni siquiera lo soñaría.
Bu demek oluyor ki, Julie'ye saldıran kişi hala dışarlarda bir yerde. Bense, sokağı bir ucundan bir ucuna dolaşıp, herkese Danny Bolen'in suçlu olduğunu söylüyordum.
Significa que el agresor de Julie sigue suelto y recorrí toda la calle diciéndole a todo el mundo que Danny Bolen lo hizo.
Dönünce işlerin daha kötü olacağı aklımın ucundan bile geçmedi.
No tenía idea de que iría a peor cuando regresara.