Valles traducir español
370 traducción paralela
{ \ 1c00FFFF } engebeli tepeler üzerinde gün boyunca onlar yolculuk yapıyorlar. { \ 1c00FFFF } ve vadilerde kamp yapıyorlar bir sabah öncesine kadar. { \ 1c00FFFF } Onlara derin ve hain bir sel kükrüyor.
Viajan durante días por colinas escabrosas y acampan en los valles, hasta que una mañana ruge ante ellos un profundo y traicionero torrente...
Kış gelip de yaprakların teker teker yere düştüğü ve kar örtüsünün tepelerle vadileri kapladığı zaman geldiğinde de hâlâ onu sevdiğini söylemek istiyordu.
Al llegar el invierno, cuando las hojas habían caído y la nieve cubría valles y colinas aún quería decirle que la amaba.
Bu köy vadilerin arasında kurulmuş zavallı La Aceitunilla'dır.
Este pueblo es La Aceitunilla, situado en uno de los valles más pobres.
O aptal gölge... dağların ve vadilerin üzerinden koşturarak... uçakla arasındaki mesafeyi kapatmaya çalışıyordu.
Esa estúpida sombra... recorriendo montañas y valles, cubriendo diez veces el tamaño del avión.
" Vadilerde ve çayırlarda,
" de las colinas, valles y campos,
Idris, Owen Vadi'deki herkesi toplayın.
Idris, Owen, todos vosotros. Llamad a los de los valles de los alrededores.
Ölümün gölgesinde yürüsem bile... " "... kötülükten korkmam.
Aun si voy por valles tenebrosos, no temo peligro alguno porque tú estás a mi lado ;
Sis vadilerde görünmeye devam ettikçe, eski günahlar da yeryüzüyle, bilinç dünyasındaki buhranla var olacaktır.
ASÍ COMO LA NIEBLA SIGUE CUBRIENDO LOS VALLES LO MISMO HACE EL PECADO ANTIGUO QUE SE AFERRA A LOS SITIOS BAJOS
Matmazel ile evlenip onu aya götüreceğim ve orada bir mağara bulup... hep birlikte sonsuza kadar yaşayacağız.
Porque voy a casarme con mademoiselle y voy a llevar a mademoiselle a la luna. y encontrar una cueva en uno de los valles blancos, y mademoiselle vivirá con nosotros ahí para siempre.
Tepeler ve vadiler bıraktıkları gibi.
Las colinas y los valles son los mismos.
Kayak merkezlerinin isimleri "Vadi" oluyor, Güneş Vadisi gibi.
Las estaciones de esquí se llaman valles, como Sun Valley.
Vadileriyle, tepeleriyle, bayırlarıyla 730 kilometre kareye ulaşıyor.
Se extiende sobre 1. 171 km2 de valles y elevaciones... de estribaciones y playas.
Kızı sokaklarda, dağda bayırda tarlalarda, ormanlarda, gece gündüz dans etmeye zorlar.
La sacan bailando a la calle. La hacen bailar por las montañas y los valles. Día y noche.
- Yeşil vadilerimizi aldılar.
- Nos han quitado nuestros valles.
Sizi vadiden söküp atarlarsa dağlarda yaşayın, ama yaşayın!
Si os echan de los valles, vivid en las montañas, pero vivid.
20 bin millik bir alanı kontrol ediyor ve sadece tepeler, vadiler var.
Patrulla 50.000 kilómetros cuadrados de montañas y valles.
Çiftliklerden ve bahçelerden vadilerden ve tepelerden geldiler.
Llegaron desde las granjas y las arboledas.. ... desde los valles y las colinas
Adam, Campbell Ocatilla'da, benim vadilerde olduğum kadar güçlüdür, en azından o öyle zannediyor.
Campbell es casi tan importante en la ciudad de Ocatilla o eso cree, como yo en los valles.
Buffalolar, vadiler, geçitler ve akarsu yataklarına dağılmışlardır.
Los búfalos se dispersan en los remansos y los valles, alrededor de las lagunas de agua.
Kovalarla yağmur, varillerle yağmur! Çukurlar ve düzlükleri seller basmıştı. Toprak, Âdemin vadisi gibi yemyeşil olmuştu.
Lluvia en cubos, lluvia en barriles, inundando las cuencas, llenando los valles... y la tierra es tan verde cómo el valle de Adán, y cuando salí de allí, miré hacia atrás.
Yeşil vadilerin ve durgun suların güzelliği gibi.
Una belleza como los tranquilos valles verdes y las aguas tranquilas.
Yarım yamalak önlemler almak yerine bu siperleri geçiş noktalarına kazıp takviyelerimizi artırma yollarına bakmalıyız.
En lugar de tomar medidas poco efectivas, deberíamos hacer zanjas en los valles... y concentrarnos en reforzar nuestras fortificaciones.
.. ve yine tarlalar, tepeler, vadiler.
Y más prados. Montañas y valles.
Yüksek dağlar ve geniş vadiler.
Hay valles enormes entre montañas altas.
"Vadinin çok derinlerinde"
A los valles que lejos quedaban
Bugüne gelene kadar karşılaştığı zorlukları tümüyle hesaba katıp katmadığından emin ol.
Ten cuidado de considerar las colinas y valles que las persona atraviesan, antes de llegar a donde están.
Yıllar önce kırsal bir bölgede dolaşırken, Tepelerdeki muhteşem ortancaları farkettim, Hava akımı mükemmeldi,
Hace muchos años, cuando viajaba por todo el país, me di cuenta de las maravillosas hortensias que había en las colinas, donde la renovación del aire es perfecta, y de los pocos ejemplares, e incluso de su ausencia, en los valles.
Daha önce, korunaklı vadilerin bitkiler için tepelerden daha iyi olduğunu düşünüyorduk.
Antiguamente pensábamos que los valles recogidos eran mejores para las plantas que las colinas.
Tanrım, tepelerin ve vadilerin efendisi, güzelliğini yok etmek üzere olduğumuz için bize karşı hoşgörülü ol.
Dios, señor de colinas y valles, sé paciente con nosotros porque vamos a destruir tu belleza.
Tepeler ve vadiler hepsi su altında.
Colinas y valles, todos se hunden.
Dağ rüzgârları vadilerden koparlar.
Los vientos de la montaña. Ellos se desatan desde los valles.
Köşe bucak dere tepe, her yanını seviyorum.
Todas las colinas y valles.
" Ayın dağları üzerinden, Gölgeler vadisine kadar,
" Montes de luna cruzando, Bajando a valles sombríos,
"Ayın dağları üzerinden Gölgeler Vadisine kadar"
"Montes de luna cruzando, Bajando a valles sombríos".
" Ayın dağların üzerinden Gölgeler vadisine kadar
" Montes de luna cruzando, A valles de sombra bajando,
Ovalarınızı ve vadilerinizi bırakarak bu cesurca yola koyuldunuz.
Dejásteis las llanuras y los valles para hacer este viaje.
- Vadilerin ve tepelerin meraklısı mı sandın beni?
- ¿ Sólo por valles y llanos?
- Ve elbette hayatım boyunca iyilik ve merhamet beni takip edecektir. Ateş et şu orospu çocuğuna!
Aun si voy por valles tenebrosos no tengo miedo porque Tú estás a mi lado.
Çöllerde, Chris, vadilerde, hepimiz savaşacağız, Chris...
En los desiertos, Chris, en los valles, juntos, Chris...
Dağlar ve vadiler aşağıya çekildi,
Las montañas y los valles
Biz Japonlar evlerimizi hep vadilere dağların kuytu köşelerine inşa etmişiz. Alçak yerleri tercih etmişiz hep.
Los japoneses antes construíamos las casas en valles, al abrigo de las montañas o en otros terrenos bajos.
Öncelikle yeryüzü, dağlar, düzlükler oluştu.
Primero se formaron la tierra, las montañas y los valles.
Dağların ötesinde zengin ve güzel diyarı bulmuştu. Altın ırmakların yeşil çimenliklerden şakıyarak aktığı diyar. Hanlar ve saraylar, mükemmel bir yüzme havuzu ve şehrin sınai kalkınması için en cazip teşvik programlarından biri.
Había encontrado la tierra próspera que se extendía en las montañas... donde el tintineo del agua atravesaba los valles... donde había grandes palacios... piscina municipal y ayudas a las empresas... a sólo 15 millas de la ribera comercial del Támesis... y muy cerca de la futura M25.
# Vadi ve toprak onlara ait # #
Los valles, los campos les pertenecen.
# Vadi ve toprak onlara ait #
Los valles, los campos les pertenecen.
Vadiler vardı ve uzun yeşil çimli bitkiler vardı... yere uzanabilirdiniz, gidip uyuyabilirdiniz.
Había valles, y llanuras con hierba verde y alta en la que podías echarte y quedarte dormido.
Bir vadiden diğerine bir tepeden bir başka tepeye hareket ediyorduk. Sonsuz bir döngü gibiydi.
Los valles, los planes de valles, Pistas de plano, laderas y valles y planos sin fin.
Şimdi vadi ve tepelerdeki hava durumu :
Ahora vamos a ver el tiempo para los valles y las montañas.
Bulut gibi yalnız, gezindim durdum Vadilerin ve tepelerin üzerinde süzülen
" Iba por ahí solocomo una nube... que flota sobre los valles y las colinas.
Nehirler ve ağaçlar görüyorum. Göller, dağlar, vadiler.
Comandante, he visto ríos, lagos, montañas y valles.
El değmemiş batı.
Montañas y valles.