Varda traducir español
105 traducción paralela
Bunca zamandır sanki bende kızamık varda o yüzden benimle görüşmüyorsun sanıyordum.
Empezaba a pensar que tenía el sarampión porque no has venido a verme.
Benim ellerim de kirli, karbüratörde sorun varda.
Y las mías están sucias, pues algo se trabó en el carburador.
O aniden çıkıp geldi... .. beklenmedik bir şekilde. Bizim çocuklarımız hakkında karışık bir durumumuz varda ve bunu tartışıyorken ona öneriyordum..
Se presentó de pronto, inesperadamente... a hablar de un malentendido sobre las niñas... y mientras lo hacíamos, simplemente sugerí... que subiera a ponerse algo presentable, porque- -
Halletmem gereken bazı işlerim varda..
Tengo algunas cosas que hacer.
Biraz acelem varda.
Estoy un poco apurada.
Biraz acelemiz varda kutsayında bizde gidebilelim.
Tenemos algo de prisa.
Belki duymamışsındır bu çıvarda gençler balık gibi yürüyor.
Los pijos de aquí se han puesto a tener hijos a lo loco.
Şey, cansız nesnelerin acıyı hissetiklerine dair bir düşünce varda.
Hay una teoría que dice que los objetos sienten el dolor.
Özür dilerim Ferris, soğuk algınlığım varda.
Disculpa, Ferris. Es el resfrío.
Biraz acelem varda.
Estoy apurado.
Yatıştırıcı almam için biraz suya ihtiyacım varda.
Necesito agua para tomarme un sedante.
Tanrı biliyor ki ondaki zeka bu bölgedeki en büyük gelmiş geçmiş en büyük zekadır kendisi bu çıvarda satranç ustalarını yenmenden bırakmamış olup yendiklerinin listesine
A quien el todo poderoso no lo bendijo con el don del habla... Es el indiscutibe campeon del condado, y respetado entre los ajedrecistas de la comunidad y de todo el pueblo en un radio de 160 Km, incluyendo Sheffield.
Şey, anladığım kadarıyla, bunu yapabilecek bir kişi varda, o da sensin.
Por lo que tengo entendido, si alguien puede hacerlo, eres tú.
- Kütüphane ile ilgili bir takım yasal işleri varda...
Hay unos asuntos pendientes con la biblioteca
10 dakika sonra bir toplantım varda.
Tengo una junta en diez minutos.
- Sanki seçeneğim varda!
- Como si tuviera elección!
... kusura bakmayın, müşteri varda...... evet ama Laurent dışarıda.
)... perdone, un cliente.. .. si, pero Laurent, está fuera ahora mismo.
Böyle gelir misiniz, müşterimiz varda!
Puedes venir, tenemos clientes.
Belliki aklında bişeyler var. Varda sana söylemicem onun ne olduğunu, anca bana bişeyler ödersin, o bişeyi alabilmek için.
obviamente tienes algo en mente pero no te voy a decir lo que es el algo, a menos que me pagues algo, para conseguir ese algo
Tanrım Logan çok ateşli, onda varda var.
Dios, Logan estaba tan guapo, aun dadas las circunstancias...
Devam eden anketimiz varda.
Hicimos una colecta.
Evde bazı meseleler varda, bu genelde iyi hissetmemi sağlar.
Pasó algo realmente malo en mi casa... y a veces me hace sentir mucho mejor.
Zira benim varda. Boyutsal kapı hemen hemen buralarda açılmıştı.
tengo algo aqui es donde estaba el portal aproximadamente asi que tiene sentido la lectura.
Mikroplarla ufak bir sorunu varda.
Él tiene un problemita con los gérmenes.
Önemli bir mesele varda!
. Es importante.
Oh, üzgünüm. bu gece bir randevum varda.
Lo siento. Tengo una gran cita esta noche.
Ne bok varda bakıyorsunuz?
¿ Qué demonios están mirando?
Evde bazı meseleler varda, bu genelde iyi hissetmemi sağlar.
Algunas cosas malas andan pasando en casa y normalmente me hace sentir mejor. ¡ A mí también!
Sanki fizik profesörü maaşınla bunlara yetecek paran varda.
Como si pudieras comprar esas cosas con el salario de un profesor de física.
- Evet, yüzümde bir tüy sonurum varda. - Bakabilir miyim?
- Si, tengo un pequeño problema de vello facial. - ¿ Puedo ver?
Doldurulması gereken bir ilacım varda...
Tengo una receta que hay que rellenar.
Pazartesiye matematik sınavım varda.
Tengo un examen de matemáticas el lunes.
Bende bisiklet varda sadece.
Tengo mi bicicleta.
Bugün bir randevum varda.
Es solo que, tengo una cita esta noche.
Bir randevum varda.. Theo ile.
Tengo un compromiso... con Theo.
Kafasında biraz problem varda.
Él no es recto entero en la cabeza.
Bazı kıyafetleri ödünç alabilir miyim? Mahkumla sorunumuz varda.
¿ Crees que pueda cojer una de las camisas de ir a pescar?
ben calismama donmek zorundayim, bir sunumum varda.
Tengo que regresar, tengo una presentación.
- Korsan Mağrası resmi varda...
- Hay una foto de caleta de piratas...
Sanki bir yere gidecek hali varda.
No es como si tuviese algún lugar al que ir.
Bugün bir sürü randevum varda.
Sólo que tengo muchos compromisos hoy.
Yapmam gereken bir şey varda.
Hay algo que tengo que hacer.
Kafamda bir dava varda. Sizin için ne yapabilirim?
¿ En qué puedo ayudarla?
Sanki etrafta onlardan çok varda...
Y ocurre que tienes uno a mano, ¿ verdad?
Senin ne işin varda buradasın?
¿ Y qué haces ahí?
Arkanda tekerlek varda sanki, sürekli başa dönmekten bahsediyorsun.
Hay un rodillo, a la derecha detrás tuyo. Podríamos empezar con eso.
uyku sorunum varda.
Problemas para dormir.
Ocakta mantı varda.
Tengo que poner los ravioles en...
Köpeğe karşı alerjim varda.
- Sólo es alergia, por el perro.
Çerez ister misiniz?
¿ Trufas de Varda?
Kaçırmamam gereken bir akşam yemeği randevum varda. Kendi üzerine alınma.
Sólo tengo una cena esta noche que no puedo perderme.