Varya traducir español
192 traducción paralela
- Sen varya, eğer şeytan seni yeterince kızdırmışsa cehennemden bile kaçarsın.
- Si el diablo te irritara lo suficiente, saldrías por voluntad propia de las hogueras del infierno.
Sana yardım etmek için buradayım. Ama şu korkunç mektup varya!
Estoy aquí para ayudarte, pero cuando vi esa horrible carta...
Eğer benim çocuğum böyle birşey yapsa varya...
Si un hijo mío...
Onlarla bir konuşsan varya...
Si pudieras hablar, quien sabe las cosas que les dirías, ¿ verdad?
Gidip senin bebeğini alacağım... Hayır annem senin kötü bir çocuk olduğunu söyledi, senin kardeşin Franz varya...
No, mamá dice que son unos cerdos, tu, y tu hermano Franz.
Koca götlü o kız varya işte sebep oydu.
Esa chica culona fue el motivo.
Varya, arkadaşlarının yanına git.
Varia, recoge a tus amigos.
Sokağın karşısı varya,
¿ Al otro lado de la calle?
Ama bu, bu varya...
Pero esta es tan......
( Çavuş Dedektif Frank Arriola ) Konu mu, son zamanlarda anlaştığın iki kişi varya.
Bien. Cerrarás un trato con un par de tipos...
( Çavuş Dedektif Ricardo Tubbs ) Ortalarındaki şişko varya işte o Hariberto Merida.
Fíjate en el de en medio. Es Heriberto Mérida.
Papa öldükten sonra zırıl zırıl ağlayan varya. - Hayır değilim!
La del perro que gime desde que murió el Papa.
Sen varya, insanı trafik cezası için kenara çekip tecavüz eden polislerdensin.
Sabe usted es el tipo de policía que por una infracción de tráfico, trataría de violarme.
Biliyor musunuz Bay Duran, uh, size daha önce söylediklerim varya,
Usted sabe, Sr. Duran, lo que dije sobre el barniz que reemplazaba el glaseado...
Sen varya, dostum.
Pudiste con ellos.
- Hani şu futbol maçı varya.
- Sobre el partido de football.
İki yardımcımız varya. Birincisi Chan Ka Kui, Hong Kong kraliyet polisi.
Tus asistentes... son Chan Ka-kui de la Policía de Hong Kong.
Sizin için sehvet gözlerimde her zaman teninin kokusu varya Nefesimin bir parçasi haline geldi
La lujuria por ti está siempre en mis ojos. El aroma de tu cuerpo ahora es parte de mi aliento.
Şuradaki herif varya...
¿ Mira esto, ese tipo de allí?
Pekala, dün gece beni götürdüğün yer varya...
De acuerdo, aquí va. ¿ sabes el lugar que me mostraste anoche?
Ciğeri mi? Ciğer, nefes almak için olan varya işte o! Doğrusu ne hakkında konuştuğunu bilmiyorum.
Lo había tomado por un fantasma!
Varya, burun halkası ile güzel gözükürdün. Evet.
Sabes, te sentaría bien un anillo en la nariz.
Ellen'dan önce, annenden tam sonra, Bir kadınla yatağa gittim. Kadın varya -
Antes de Ellen, justo después de tu madre, me acosté con una mujer.
Marcie'nin yeğeni varya.
La sobrina de Marcie, como se llame-El-Trasero.
Hani şu her hattını belli eden çok sıkı pantolonlar varya.
Esos jeans tan apretados que solo tú sabes que los llevas puestos.
Motorlu taşıtlar servisinde yere çekilen çizgi varya insanların göz testinden yazılı sınava ve yol testine geçmeleri sağlayan çizgi.
¿ Recuerdas la línea en el piso de la oficina de tránsito que va desde el examen de la vista para el examen de conducir?
Tüm bu bahsettiklerin varya, değişmen...
¿ Escuchaste esos rumores sobre ti?
Tavuğa benzeyen herif varya.
Tiene cara de pollo.
Johnny, kaybetiğin para varya nerede arayacağımızı biliyorum.
¿ El dinero que perdiste, Johnny? Sé dónde está.
dinle, şu hanım varya - biliyorsun tek taraflı sevdiğim - seninle konuşmak istiyor... gücünü topla.
Escucha, la mujer a la que amo - ya sabes, de una forma - quiere hablar contigo...
Kriz geçirdiğim gün varya?
¿ Sabes, el otro día, cuando tuve ese episodio?
Bir tarafı telli olan süngerlerden varya.
Hacen las esponjas con los lados rugosos.
- Yemek! Yani bekleyemeyen programınız varya
- Esa cena, que no podía esperar.
Bu banayaptıkların varya..
¿ Qué es esta mierda? ¡ Levántate! Eres mejor que esto hermano.
Daha önce hiç kahve içmemiştim varya.
Nunca antes bebí café.
Gulfam Bey'in yanında duran şu beyefendi varya.
ACP Rathore... Gulfam un sahib mejores amigos.
Kaya gibi sağlam bir ipucu. Şu Viran varya, Viran mı? O da burda efendim.
Eso Biran... él está aquí.
Ama bu varya, havuç için turpun aşkıyla ilgilenmedi
Pero esta vez... a ella no le preocupa el amor de el rábano por las zanahoria!
Sorun şuki, biz "kestane çizmek" ne demek bilmiyoruz Kestane çizmek, yani... Hani varya...
clavada es como,... ya sabes,...
Bu şey... Hani varya, her işte bi hayır vardır bilirsin. birisinin bir ayda bir silah'tan fazlasını almasını engellemek için.
sabes, hay una propuesta, diferentes propuestas de prohibir a alguien que adquiera más de un arma al mes
Varya, "Bana gel, aptal olma, bana gel, Tanrı iyi"
"ven a mí, no seas tolay, ven a mí, Dios es guay"
dahası var, Juni'nin bahsettiği okul arkadaşları varya?
¿ Recuerdas a los amigos que Juni dice que tiene? Sí.
kaçıncı sınıfa gidiyorsun? Hani varya, ( ibranice sayıyor ) birinci, ikinci, üçüncü, dördüncü, beşinci, altıncı...
¿ En qué curso estás? 6º...
Biliyomusun seni düşünüyordum sana vermeyi unuttuğum doğum günü hediyesi varya
Sabes, eh estado pensando ¿ Recuerdas que no te di nada para tu cumpleaños?
Varya, Bugs Bunny, Sevimli Kahramanlar'da Atlı Polis olsaydı kesin "heee, he mi?" derdi.
Hey, ustedes saben si Fonzie hubiese jugado en Mountie durante Happy Days... el podía ir, "Aay, eh?"
Bizim yörükler varya çadır kuramamış.
Existen muchos menonitas... que nunca construyeron un granero.
Şu salak çocuk varya onu öyle bir dövdüki...
Le dio un puñetazo a un gilipollas por...
Her gün kampa girip çıkan Ruslar... varya...
Esos rusos entran y salen.
Babam benimle okulda iyi olduğum için nasıl gurur duyuyor varya.
¿ Sabes que mi papá está orgulloso de mí por lo bien que me fue en la escuela?
Ayrıca kira için ödediğin para varya bankaya yatırmıştım üniversite için.
Y ese dinero que estabas pagando por la renta lo puse en una cuenta bancaria para tu universidad.
Varya, "muamele" yi arayacağım.
Eh. Voy a buscar "mamada".